Gerçekten, kitap "karikatür krizi"nin ışığında yeniden incelendiğinde, Huntington'un yazdıklarında, onu haklı çıkaran bazı unsurlar bulmak mümkün.Ama bu, İslam dünyası ile Batı arasında küresel çapta bir "medeniyetler savaşı"nın başladığı anlamına gelmez. Her ne kadar Huntington "kısmi bir çatışma"yı da, bir medeniyetler arası savaş sayıyorsa da...* * *DANİMARKA'daki karikatür ile başlayan olaylar İslam dünyası ile Avrupa arasındaki kültür ve anlayış farkını açıkça gözlerin önüne sermiştir. Birçok Avrupalı hâlâ bu çirkin karikatürün yayımlanmasını, ısrarla ifade özgürlüğünün icabı sayıyor. Müslüman ülkeler ise, bunu dini duyguları rencide eden, aşağılayıcı bir hareket olarak görüyor.Bu kültür farkı İslam dünyası ile Batı arasında bir medeniyet çatışmasını tetikleyecek kadar güçlü bir etken midir? Karikatür olayının şiddeti içeren biçimde yayılması, sadece "din faktörü"ne mi bağlı?Bu krizin "Batı" ile "İslam âlemi"ni karşı karşıya getirdiği ifadesi kullanılıyor. Oysa, Batı bu karikatür olayında bir "blok" oluşturmuş değil. Avrupa içinde bu karikatüre ve onu savunan anlayışa karşı çıkan çok kimse var (birçok hükümet veya lider açık bir tavır aldı)... "Batı" derken "tüm Avrupa ve ABD" kastediliyorsa o da yanlış. Amerikalılar daha baştan olayı kınadılar. İslam dünyasında da duyulan genel infiale rağmen, pek çok ülke (başta Türkiye) bu olayın bir medeniyetler çatışması olarak gösterilmesine kesinlikle karşı çıktı. O halde Soğuk Savaş dönemini anımsatacak bir üslupla "blok" halinde bir Batı-İslam çatışmasından söz etmek ne derece doğrudur?* * *BUNUNLA beraber, iki tarafta da özellikle radikal unsurların yönlendirmesi veya kışkırtması ile, bir medeniyetler arası sürtüşme ve gerginlik ortamı da yaratılmadı değil. Daha önce yazdığımız gibi, bu duruma gelinmesinin tek nedeni o karikatür veya hatta "dini faktör" değil. İşin ciddi boyutlar almasında tarihi, siyasal, ekonomik, sosyal pek çok neden var.Avrupa'da aşırı milliyetçi-ırkçı çevreler, (özellikle politikacılar) ortaya çıkan tansiyonu kendi amaçları için kullanıyor. Bazı Müslüman ülkelerde köktendinci çevrelerin yanı sıra, milliyetçi yöneticiler ve örgütler de bu ortamdan Batı aleyhtarlığını yaymak ve kendi gündemlerini yaşama geçirmek için yararlanıyorlar.Bir bakıma karikatür krizi, bir süredir Batı ile Müslüman dünyası arasında "çatışma" olarak görünen (veya Huntington'un ölçütlerine göre öyle sayılan) olaylar zincirine ekleniyor. Bosna'dan Çeçenistan'a, Lübnan'dan Kosova'ya kadar çeşitli ülkelerde yaşanan sıcak çatışmalar (savaşlar) bunun örnekleri. Ama bunları Batı ile İslam dünyası arasında genel (küresel) bir "medeniyetler çatışması" saymak için bir neden mi?* * *EĞER son olayları da Huntington'un deyişiyle "kısmi" bir çatışma sayıyorsak, bu "kontrol edilebilirliği" konusunda umut var demektir. AB'den İKO'ya kadar çeşitli kuruluşların, hükümetlerin ve liderlerin karikatür krizinin gerçek bir çatışmaya yol açmasını önlemek için seferber olmaları, bu umutları artırıyor.Dileriz bu çabalar Huntington'un "medeniyetler çatışması" tezini ve kehanetini, bu kez de çürütsün... skohen@milliyet.com.tr BU bir "medeniyetler çatışması" mıdır? Bu başlık altındaki ünlü eserin yazarı Samuel Huntington, Danimarka'da Hazreti Muhammed'e hakaret eden karikatürün yayımlanmasından sonraki olayları, kendi tezini kanıtlayan bir örnek olarak görüyor olabilir.