Mısır’daki olayların nasıl gelişeceği konusundaki belirsizliğe rağmen, ortaya çıkan yeni durumun Türkiye’yi ne şekilde etkileyeceğini şimdiden tahmin etmek mümkün.
Mısır sokaklarındaki halk hareketinin sonucu ve Başkan Mübarek’in akıbeti ne olursa olsun, şu bir gerçek ki, Mısır artık eski Mısır olmayacak. Eninde sonunda 30 yıllık rejim son bulacak, siyaset yeniden yapılanacak, sahneye yeni simalar çıkacak ve tabii politikalarda da zamanla önemli değişiklikler olacak...
Bu değişimin etkileri kuşkusuz uluslararası alanda da hissedilecek.
Daha önce de yazdığımız gibi, bundan en çok etkilenecek iki ülke var: ABD ve İsrail.
İkisi de, yeni gerçekleri dikkate almak ve ona göre politikalarında ayar yapmak durumundalar...
Mübarek sonrası...
ABD’nin Ortadoğu politikasında Mısır’ın öteden beri özel bir yeri olmuştur. Bunda bizzat Mübarek ile kurulan dostluğun ve yakınlığın önemli bir payı var. Washington, kendi çizgisinde giden Mübarek rejimini stratejik bir ortak olarak görmüştür. Mısır-İsrail barışı ve işbirliği ABD patronajında gerçekleşmiştir.
Herhalde ABD, Mübarek rejiminin daha uzun yıllar sürmesini isterdi; ama halk ayaklanması bunun mümkün olmadığını açıkça gösterdi. Obama yönetimi, yakın ortağı Mübarek’i feda etmeye mecbur kaldı. Şimdi de, “Mısır’ı kaybetmemek”
için büyük çaba harcıyor, geçiş dönemini şekillendirmeye, gene kendisine yakın gördüğü figürleri öne çıkarmaya uğraşıyor.
Ama Washington da biliyor ki, Mısır’da demokrasinin hayata geçirilmesinden sonra, işler Mübarek döneminde olduğu gibi gitmeyecek, Mısır’ın dış politikasında da değişikler olacaktır. Hele Müslüman Kardeşler’in yönetimde söz sahibi olması halinde...
Durum İsrail için daha da kaygı verici. İsrail de Arap politikalarını(Gazze dâhil) geniş ölçüde Mübarek ile kurduğu dostluk ve işbirliğine dayanarak izlemiştir. Artık yeni dönemde bunun böyle devam etmesi mümkün görülmüyor. Kahire’deki iktidar değişikliği gerçi Mısır-İsrail barışına son verecek değil; ama Mübarek dönemindeki stratejik yakınlık(hatta ortaklık) devam etmeyebilir. İsrail basını bunun İsrail devletini bölgede daha ciddi bir yalnızlığa ve güvensizliğe iteceğini yazıyor.
Stratejik boşluk
BU değişikliğin yaratacağı sonuçlardan biri de, basit ifadesiyle, Türkiye’nin değerinin artmasıdır.
Kuşkusuz Türkiye’nin de ABD’nin bölgesel politikasında önemli bir yeri var. Ama Mısır’da olup bitenlerden sonra Washington Ankara ile ilişiklerine daha fazla önem vermek zorunda kalacaktır. ABD’nin bölgede eski yakın dostlarının “domino etkisi”yle peş peşe düşmesinden sonra bir “stratejik boşluk”la karşılaşacak ve sonuçta Türkiye’yle işbirliğine daha çok ihtiyaç duyacaktır.
Aynı durum İsrail için de geçerlidir. Mısır’ı “kaybetmek” tehlikesiyle karşı karşıya bulunan İsrail’in, Türkiye’yle ilişkilerini düzeltmek için daha büyük çaba harcaması gerekecektir. Şimdi ABD’nin de İsrail’i bu yönde zorlayacağı anlaşılıyor...
Türkiye’nin bölgedeki öneminin artacağını gösteren başka işaretler de var. Bunlardan biri, dün de belirttiğimiz gibi, Arap dünyasının Türkiye’ye bir “model” olarak bakmasıdır. Bunun ilginç yanı, bu bakış açısının Arap ülkelerindeki liberaller arasında olduğu kadar, İslami çevrelerde de yaygınlaşmasıdır. Bu da Türkiye’ye değer katan bir özellik...