Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün toprağa verilen Deniz Kuvvetleri eski Komutanı ve Başbakanlık Başdanışmanı emekli Oramiral Güven Erkaya, Türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği en önemli komutanlardan ve stratejistlerden biri olarak anılacaktır.
Bir deniz subayı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne katkılarının yanı sıra, Oramiral Erkaya, Atatürk ilke ve devrimlerini ve bu arada laikliği savunan tutumu ile Türk yakın tarihinde bir iz bırakmıştır.
Güven Paşa'nın hatırlanacak bir özelliği de, Türkiye'nin yalnız askeri alanda değil, dış ilişkilerinde de oynadığı rol ve yaptığı hizmetler ile ilgilidir. Özellikle emekli olduğu 1997 yılından sonra, Erkaya deniz hukukundan Yunanistan ile ilişkilere varıncaya kadar çeşitli konularda engin bilgi ve deneyimini, saygın kişiliğini ve enerjisini Türk diplomasisine hasretmiştir.
Onun bu alandaki başarılarının sırrını, sürekli olarak yeni fikirler ve stratejiler üretme yeteneğinde aramak gerek...
* * *
ORAMİRAL Erkaya emekli olduktan sonra, boğazların geleceği üzerinde sezdiği bazı tehlikeleri, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a anlatmayı bir görev saymıştı.
Bir yandan boğazlarda giderek artan deniz trafiği ve kaza riski, öte yandan özellikle Rusya'nın uluslararası bir kontrol mekanizmasının kurulması yönündeki çalışmaları, Erkaya'yı harekete geçirmişti. Amiral, Türkiye'nin egemenliğini ve Montreux anlaşmasının sağladığı hakları koruması için ivedilikle bazı önlemler alması gerektiğini düşünüyordu. Bu husustaki Aksiyon Planı'nı Başbakan'a ilettiği andan itibaren kendisini yeni bir sıfat ve yeni bir görev bekliyordu. Başbakanlığın (boğazlar konusunda) başdanışmanı olmuştu. Ayrıca Londra'da yapılan IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) Konferansı'na, Türk heyetinin başında büyükelçi payesi ile gidiyordu.
Erkaya'nın yönlendirdiği çalışmalarla, boğazlarda trafiği ve güvenliği düzenleyen yeni tüzük hazırlandı. Güvenliği sağlayacak bir dizi önlem alındı ve gerekli modern elektronik sistem kuruldu. Türkiye Londra'daki IMO Konferansı'nda "dış müdahaleleri" önleyebildi ve kendi tüzüğünü yaşama geçirebildi.
O tarihlerde Güven Paşa'nın akılda kalan iki önemli sözü vardı. Biri şuydu: "Başta bazı olumsuz tepkiler olacak tabii. Ama sonunda kendi kuracağımız sistemin güvenliği sağlayacağı görülünce, bu tepkiler son bulacak." Nitekim öyle oldu... İkinci sözü de şu: "Boğazlar petrol boru hattı değil". Bu mesaj hala da geçerli...
* * *
ERKAYA son 2 yılda Türk - Yunan yakınlaşması ve iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için de çok çalışmıştı. Bu kez Başbakanlığın Türk - Yunan ilişkileri konusunda başdanışmanı olarak yeni fikirler üretmek için kollarını sıvamıştı. Bu çalışmalarının ürünü olan 4 sayfalık bir öneri paketini Başbakanlığa ilettiğinde, hasta yatağında idi. Bunun basına sızması ve maalesef yanlış aksettirilerek yersiz tepkilere yol açması, onu çok üzmüştü.
Sanki kendisi Atina'ya jest olsun diye Ege Ordusu'nun lağvedilmesini tavsiye etmişti. Oysa Güven Paşa, kapsamlı bir proje hazırlamıştı ve buna Ege ile ilgili ne kadar sorun varsa hepsini bir paket olarak ele alıp çözüm formülleri üretmişti. İki ülke arasında oluşan olumlu havadan sonra artık bunları masaya yatırmak zamanının geldiğini savunuyordu.
Keşke yaşamını yitirmeseydi ve bu Aksiyon Planı'nın da uygulanması için katkılarını sürdürebilseydi...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr