ABD'nin Sudan ve Afganistan'a karşı giriştiği füze saldırısı, zaman zaman terörist eylemler ve bunlara karşı girişilen misilleme operasyonları üzerinde sorulan soruları tekrar gündeme getirmiş bulunuyor.
ABD, Nairobi ve Dar es Salam'daki elçiliklerine saldıran eylemcileri barındırdığını veya desteklediğini iddia ettiği ülkeleri vurmak hakkına sahip midir? Bu ülkeler gerçekten terörizme çanak tutmaktan sorumlu mudur? Bu tür operasyonlar teröristleri ve onlara kendi topraklarında faaliyet göstermelerine olanak veren ülkeleri bundan vazgeçirebilir mi?..
Bu soruların objektif ve tutarlı yanıtları yoktur.
Bu da giderek yeni bir savaş modeli oluşturmaya başlayan terörizmin karmaşık niteliğinden kaynaklanıyor.
* * *
TERÖRÜN ve teröristin tanımı bile, bir kavram kargaşası yaratıyor. Bu konudaki literatürde sık sık kullanılan deyimi ile, "bir tarafın terörist olarak nitelendirdiği kişi veya grup, öbür tarafın gözünde kurtuluş veya bağımsızlık savaşçısıdır."
Gerçi Nairobi ve Dar es Salam'daki eylemleri yapanlara "terörist" damgasını vurmakta fazla zorlanmamak gerekir. Ama, gene de, bazı çevrelerin bu kanlı eylemi bir terör olayı kabul etmemekte ısrar ettikleri görülüyor.
Afganistan ve Sudan'ın eylemcilere direkt veya dolaylı olarak destek verdikleri iddiasına gelince, bu da aynı kavram kargaşası içinde, birbirine zıt görüşlere yol açıyor. Kimine göre, bu iki devlet de - sicili malum "terörist" kişilere veya örgütlere ev sahipliği yaptığı için - terörden sorumludur. Kimine göre ise, bu devletlerin bu olaylarla ilgisi yoktur ve esas suçlu saldıran ülke, yani son olayda ABD'dir.
Bu çelişkili değerlendirmelere yol açan faktör, terörün kaynağı ile ilgilidir. Fransız yazar Jacques Almaric'in deyişi ile, "devlet" terörünün yanı sıra bir de "özel" ("prive") terör vardır. Usema Bin Ladin, bu "özel" terör cinsini temsil ediyor. ABD vaktiyle onu Afganistan'da Sovyetler'e karşı kullanmıştı. Şimdi kendisi, ABD'ye karşı "özel" terör kampanyasını sürdürüyor!
* * *
ÖZEL terör, bazen kurtuluş hareketlerine sahne olan veya bu tür haraketlere destek veren devletlerin de anlayışını aşabilir. Örneğin Afganistan'da Talibanlar, Bin Ladin'i Sovyet işgaline karşı kullandılar. Daha sonra, kendi savaşlarında da ondan yararlandılar. Ama şimdi Suudi kökenli bu militan, ABD'ye ve dünyaya cihat ilan etmesinden de rahatsızlık duyuyorlar. Nitekim dün Taliban liderlerinden Molla Muhammed Ömer'in, Bin Ladin'e karşı sert çıkarak "Afgan topraklarından kimseye karşı ileri geri sözler sarfetmemesi" uyarısında bulunması bunu gösteriyor...
Gerçek şudur ki, terör ve terörist kavramı üzerindeki zıtlaşma ve kamplaşma devam ettikçe, çağımızın bu yeni belasının önüne geçmek pek kolay olmayacaktır...
RUSYA Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin, selameti Başbakan olarak "yenisinin yerine eskisi"ni getirmekte buldu!
Rus lideri 5 ay önce ülkeyi ekonomik çöküntüden kurtaramadığı gerekçesi ile - ayrıca Başkan adayı olarak 2000 yılında kendisine rakip olabileceği korkusu ile - Viktor Çernomırdin'ı görevinden atmış, yerine 37 yaşındaki ekonomist Sergey Kiriyenko'yu getirmişti.
Son günlerde ekonominin daha da bozulması ve ülkenin bu kez iflasın eşiğine gelmesi üzerine, geçen cuma günü Duma'da (parlamento) Yeltsin'in istifasını isteyenler olmuştu. Bu çağrı, aslında kamuoyundan ve basından yükselen sesi de yankılıyordu.
Yeltsin istifayı başkasına - genç Başbakan'a - "pas" etmeyi ve böylece sorumluluğu ona yüklemeyi yeğledi. Onun yerine de, eski Başbakan Çernomırdin'i yeniden bu koltuğa oturttu.
Yeltsin nedenini şöyle açıkladı: "Bugün Çernomırdin gibi yönetimde ağır sıklet birine ihtiyaç var... 2000 yılına kadar sürekliliği sağlamamız gerek."
2000, Rusya'da Başkanlık seçimi yılıdır. Demek ki Yeltsin, kendisinden sonra Çernomırdin'in iş başına geçerek, "sürekliliği" sağlamayı planlıyor. Böylece şimdiden halefini de ilan etmiş bulunuyor.
Çernomırdin'in haftaya Duma tarafından onaylanacağını varsayarsak, şimdi sorulacak soru, Rusya'nın bugünkü çok zor şartları altında Yeltsin'in gerçekten 2000 yılına kadar iktidarda kalıp kalamayacağıdır. Anlaşılan Rus lideri ülkesinin - ve kendi - durumunu kurtarmak için bütün umudunu, daha düne kadar rakip olarak gördüğü Çernomırdin'e bağlamış bulunuyor...
Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025