Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami Kohen


YENİ hükümetin dış politika gündemi çok kabarık ama, öncelikler arasına girmesi gereken konulardan biri de, "petrol politikası" olmalı. Hani bundan önceki dönemde, nerede ise unutulduğu için, "petrol politikasızlığı"na dönüşen şu meşhur konu...
Evet, konu şimdi gene uluslararası gündemde. Eğer Türkiye Hazar havzası petrolünün güzergahı konusundaki ilgisini kaybetmemişse, bir an önce eski politikalarını da gözden geçirerek, devreye girmelidir.
Bugün bu alanda inisiyatif başta Rusya olmak üzere, Hazar petrolü ile yakından ilgilenen devletlerin ve petrol şirketlerinin elinde. 1995'te oldukça aktif davranan Türkiye, şimdi safdışı kalmış durumda.
Oysa bir yıl öncesine kadar Hazar petrolünün dünya piyasalarına ulaşmasında Türkiye'nin "iki güzergahtan biri" olacağı inancı hakimdi. Bu iki rotadan birinin Novorossisk, diğerinin ise Ceyhan olacağına muhakkak nazariyle bakılıyordu...
Gelişmeler ne yazık ki hiç bu yönde olmadı. En azından bu aşamada "Novorossisk opsiyonu"nun ağır bastığını, "Supsa seçeneği"nin yedekte tutulduğunu, ancak "Ceyhan formülü"nden pek söz edilmediğini görüyoruz...
* * *
BASINDA önceki gün iki satırla geçiştirilen bir habere göre, Rusya, Azerbaycan ve Çeçenistan arasında, Hazar'dan elde edilecek "ilk üretim" için, bir anlaşma imzalandı. Bu petrol Bakü'den, Grozni (Çeçenistan) yolu ile, Novorossisk'e pompalanacak.
Böylece ilk üretim için Rusya güzergahı, önceliği (ve üstünlüğü) sağlamış oluyor. Oysa Bakü'de gerçekleşen 9 Ekim 1995 anlaşması, ilk petrolün iki hattan "eşzamanlı" naklini öngörmüştü. İkinci güzergah Supsa boru hattıdır. Bu hat henüz yapılmakta olduğu ancak 1998'in sonlarında hizmete girebilecek. Bu durumda "ilk üretim" ağustos sonunda başlayacak, ekim ayında da Hazar Denizi'nden çıkan ilk petrol, Novorossisk'e doğru akmaya başlayacak.
İlk bakışta, Azerbaycan'la Rusya'nın - ve de bu vesile ile fiilen bağımsızlığını da teyid ettirmiş olan Çeçenistan'ın - imzaladığı anlaşma, 1995 Bakü anlaşmasının inkarı (ve Moskova'nın isteğinin gerçekleşmesi) gibi görünebilir. Ama bu kadar karamsar olmamak lazım. "İlk üretim", bu yılın son bölümünde ancak 200 bin, gelecek yıl da 1.5 milyon tondan ibaret olacak. Bu miktar 2002 yılında 5 milyon tona ulaşacak. Projeye göre, ondan sonra esas üretim (30 milyon ton) başlayacak ve "ana boru hatları" kullanılacak.
Supsa hattı herhalde gelecek yılın sonunda ya da 1999 başlarında devreye girecek. Uluslararası Petrol Konsorsiyumu AIOC'nun planı bu yöndedir.
Supsa güzergahının ilk üretim için devreye girmesi pratikte Türkiye'ye bir şey kazandırmayacak. Artık Supsa rotası Bakü - Ceyhan ana boru hattının "öncüsü" sayılmıyor. Ancak bu, Ceyhan güzergahı gündemden silindi demek değildir. Bakü - Ceyhan hattı, 3 - 4 alternatiften biri olarak duruyor.
Önümüzdeki aylarda Hazar'dan 2000'li yıllarda çıkacak petrol (hem Azeri, hem Kazak petrolü) ile ilgilenen devletler ve şirketler arasında gene kıyasıya bir yarış başlayacak. Halk deyimi ile, dananın kuyruğu o zaman kopacak...
* * *
AZERBAYCAN'ın Ankara Büyükelçisi Mehmet Nevruzoğlu'na göre, Başkan Aliyev'in gönlünde yatan Bakü - Ceyhan hattıdır ve tüm çabalarını bu yönde harcamaya devam edecektir. İlk petrolü Novorossisk'e ulaştıracak anlaşma, bu bakımdan Türk kamuoyunu yanıltmamalıdır.
Bu arada hafta sonu Azerbaycan'la Ermenistan arasında Karabağ sorunu ve karşılıklı ilişkiler konusunda bir anlaşmaya varılmakta olduğuna ilişkin haberler de, "Ceyhan opsiyonu" lehindeki şansları arttırıyor.
Ama önemli olan tabii, Türkiye'nin bu işi şimdiden sıkı tutmasıdır. BOTAŞ eski Genel Müdürü, ANAP Milletvekili Hayrettin Uzun, iktidar değişikliği ile "yeni bir petrol politikası belirleme fırsatının doğduğunu" söylüyor ve "şans kaybolmuş değil. Ceyhan hattı gerçekleştirilebilir" diyor. Kendisinin bir uzman olarak Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit'e bazı öneriler götüreceğini de açıklıyor.
Gerçekten bu fırsatı yakalamak için, siyasi iradeye ve cesarete ihtiyaç var. Petrol konusunun sadece ekonomik değil, bir "siyaset işi" de olduğu unutulmamalıdır. Bizden hatırlatılması...


Yazara Email S.Kohen@milliyet.com.tr