Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Elli yıllık düşman dost olur mu?
Tabii ki olur. Yeter ki, eski husumet ve nefret geride kalsın, yeni bir anlayış ve güven yer alsın.
Soğuk Savaş dönemindeki "büyük düşman" Rusya, şimdi NATO'nun "dostu, ortağı, hatta müttefiki"...
Önceki gün İzlanda'nın başkenti Reykjavik'te yapılanan NATO Dışişleri bakanları toplantısında alınan karar ile bu yeni statü resmen tescil edilmiş oldu.
Gerçi Rusya - halen sırada bekleyen eski "Doğu bloku"ndan 10 aday gibi - NATO'ya girmeyi düşünmüyor. Ama Reykjavik'te temeli atılan bir NATO - Rusya Konseyi'ne dahil oluyor. Hem de diğer NATO üyeleri gibi eşit koşullarla. Veto hakkı dışında, tüm kararların alınmasında ve uygulanmasında söz sahibi olma yetkisi ile...
* * *
KİM derdi ki 50 yıllık "düşman" Rusya, defalarca nükleer bir savaşın eşiğine geldiği NATO ile böyle "organik bir bağ" kuracak ve böylece "Batı dünyası" ile kaderini paylaşacak?..
Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov'un dediği gibi, artık Rusya'nın da içinde yer aldığı yeni bir dünya düzeni kuruluyor, yeni bir dönem başlıyor...
Tabii Rusya'nın - veya eskiden Sovyetler'in başını çektiği Doğu blokunun - "tehdidi" ortadan kalkınca, NATO'nun işlevi, misyonu da değişiyor. NATO başkentlerinde bir süredir "düşman kim? NATO şimdi ne yapacak?" sorusu tartışılıyor.
Dün İstanbul'da TÜSİAD tarafından düzenlenen bir konferansta ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından "Heritage" Vakfı analistlerinden John Hushman'ın belirttiği gibi, "NATO şimdi hiçbir şey değildir veya aksine NATO her şeydir diyenler var. Bu laflar bir yana, NATO yeni işlevler yüklenmek durumunda. Ve şimdi Rusya da aynı odada yerini alıyor"...
Bu "odada" terörizm ile mücadeleden kitle imha silahlarının kontrolüne, bölgesel krizlerin hallinden barış güçlerinin sevkine kadar çeşitli güncel meseleler konuşulacak ve karara bağlanacak.
"Düşman"ın profili ve niteliği değişti. Ama NATO'ya gene de epey iş düşüyor...
* * *
RUSYA'nın Batı'nın saflarında yer alması ile, dünya politikasında çok şey değişiyor. Veya daha doğrusu, dünyada çok şeyin değişmesi (Soğuk Savaşın sona ermesi, SSCB'nin dağılması ve son olarak da 11 Eylül saldırısı) sonucunda artık Rusya ile Batı aynı safta...
NATO'nun yıllar boyu "alan dışı" saydığı bölgeler - Kafkasya, Ortadoğu, Orta Asya ve kısmen Balkanlar - artık kendi "sorumluluk alanı" içine giriyor.
NATO - Rusya Konseyi'nin gündeminde yer alan terörizmin sınırları yok. Bölgesel çatışmalar, dünyanın neresinde olursa olsun, "yeni NATO"nun gözünde artık bir şekilde müdahaleyi gerektiren konulardır...
* * *
TÜRKİYE bu yeni konsepti benimsiyor. Reykjavik'te Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Rusya'nın yeni konseyde yer almasına tam destek verdi.
Dün İstanbul'daki TÜSİAD'ın konferansında Brookings Enstitüsü'nden Fiona Hill Rusya'da artık Türkiye'ye dosttan da öte, bir "ortak" olarak bakıldığını anlattı. Moskova'nın pragmatik bir yaklaşımla işbirliğine yöneldiğini belirtti.
Gerçekten Türkiye ile Rusya arasında ilişkilerde son zamanlarda önemli bir mesafe kat edildi. Ankara da en az Moskova kadar bu konuda istekli ve kararlı.
Şimdi bunu daha ileriye götürme şansı da var. Ne de olsa Rusya, artık "dost ve müttefik" bir ülke...