Kuzey Kore'nin gerçekleştirdiği bir dizi füze denemesi, Japonya'dan ABD'ye, Güney Kore'den Rusya'ya kadar, bütün dünyayı ayağa kaldırdı.Gerçi uzmanlar bu denemelerin pek başarılı geçmediğini, füzelerin Japon Denizi'ne düştüğünü belirtiyorlar. Ancak Kuzey Kore'nin yıllardan beri nükleer silah ve füze alanında yoğun bir faaliyet içinde bulunduğu da biliniyor. Nitekim, gene yabancı askeri uzmanlara göre, K. Kore'nin elinde halen 5-6 atom bombası ve tahminen 800 kadar balistik füze var.Dolayısıyla, son deneme, bazılarının deyişiyle "fiyasko" olsa dahi, K. Kore'nin "dehşet silahları" geliştirmede bir hayli mesafe kat ettiği bir gerçek. Dün denemesi yapılan "Taepodong-2" adlı 6000 km menzilli füze, K. Kore'nin artık sadece "yakın" değil, "uzak" ülkeleri de (ABD gibi) hedefleyebileceğini gösteriyor.Henüz "tam gelişmemiş" aşamada da olsa, K. Kore'nin elinde bu tür silahların bulunması, uluslararası camiayı kaygılandırmaya yetiyor... İran nükleer krizinden sonra şimdi Kuzey Kore füze krizi, uluslararası gündeme oturmuş bulunuyor. K. Kore'nin nükleer silahlara ve bunları belirleyeceği hedeflere ulaştırabilecek füzelere sahip olmayı bu kadar istemesinin nedeni ne?İlk bakışta Kuzey'deki komünist yönetimin Güney Kore'den ve oradaki ABD üslerinden "korktuğu" ve kendini bu tür silahlarla garantiye aldığı düşünülebilir. Ancak ülkenin başındaki Kim Jong İl, üstün bir askeri güçle rejimini pekiştireceği ve Asya'da (ve dünyada) etkin bir konuma geleceği kanısındadır. Nitekim son yıllarda nükleer ve füze programını geliştirirken, politikasını sertleştirdiği ve dünyaya da meydan okuduğu açıkça görüldü.Gerçekten Kim Jong İl, bu yeni gücünü, nükleer ve füze programına son vermesini isteyen komşu ülkeler dahil, uluslararası camiayla pazarlıklarda kullandı. Ne var ki, geçen eylülde bu konuda varılan mutabakatın arkası gelmedi. K. Kore, izole olmak, açlık ve fakirlik sorunlarıyla karşılaşmak pahasına, bu tehlikeli silahlanma politikasında ısrar etti.Bugün K. Kore, bir yandan "üstün askeri gücünü" sergilerken, diğer yandan uluslararası platformda yalnızlığın ve geri kalmışlığın görüntüsünü yansıtıyor... Güçlü, ama fakir Şimdi patlak veren "füze krizi" Kim Jong İl'in daha ağır baskılar altına girmesine yol açacak. BM'den topyekûn yaptırım kararı çıkmasa bile, Japonya başta olmak üzere birçok ülke, K. Kore'ye karşı birtakım ekonomik ve siyasal önlemler alacak.Tabii mesele, K. Kore'deki dikta rejiminin bu baskılar altında politikasını değiştirmeye razı olup olmayacağıdır.Bu bakımdan K. Kore ile İran arasında bir benzerlik görülebilir. Kim Jong İl de, Ahmedinecad da elindeki kozları sonuna kadar oynamak ve dünyaya meydan okumak isteyen liderler...Ama iki "kriz"in benzer tepkilerine ve sonuçlarına karşılık, iki ülkenin durumu arasında önemli farklar var. Ekonomik alanda, İran bir petrol ülkesi olma avantajına sahip (K. Kore'nin böyle bir zenginliği yok)... Teknoloji alanında K. Kore nükleer bomba ve füze denemeleri yapacak duruma gelmiş. (İran daha bu işin başında)... Diplomatik alanda K. Kore ile 3 yıldır devam eden ve belirli bir noktaya gelinen bir süreç var. (İran'la bu süreç daha başlamış değil)...Nihayet iki kriz arasında esas benzerlik, her iki halde de çözümün ancak diyalog ve uzlaşmayla sağlanabileceğidir... skohen@milliyet.com.tr Hem benzer, hem farklı