Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tek istisna, son günlerde bütün dünyanın dikkatini çeken Hadisa'daki "katliam hadisesi"dir. Amerikan deniz piyadelerinin bu kentte sivil halka karşı giriştiği kıyım, Irak dramının başka dehşet verici bir yönünü yansıtıyor.Bu, Irak'ta Amerikan işgalinin başladığı günden beri meydana gelen ilk vahşet olayı değil. Ne var ki Ebu Gıreyb skandalının izleri daha silinmeden, Hadisa'da çocuk ve kadın dahil 24 sivilin vahşice öldürülmüş olması, Amerikan kamuoyuna adeta yeni bir Vietnam kâbusu yaşatıyor. Bu "hadise"nin Bush yönetiminin Irak politikasını ne ölçüde etkileyeceğini göreceğiz. Bir süredir İran'la ilgili gelişmeler, Irak'ta olup bitenleri gölgelemiş bulunuyor. Bağdat dahil, Irak'ın çeşitli bölgelerinde her gün pek çok insanın ölümüyle sonuçlanan saldırılar ve çatışmalar, basının dahi pek rağbet etmediği adeta sıradan haberler oldu... Başkan Bush, iki hafta önce Bağdat'ta yeni hükümetin kurulduğu ilan edildiğinde, bunun Irak'ın demokratik yapılanma sürecinde bir dönüm noktası olduğunu söylemiş ve her zamanki gibi ülkenin geleceğiyle ilgili tozpembe bir tablo çizmişti.Oysa bu son iki hafta içinde, şiddet dalgası Bağdat'tan Basra'ya kadar ülkenin çeşitli yerlerinde tırmanmaya devam ettiği gibi, ABD işgal kuvvetleri kadar, yeni oluşan yönetim de bu durum karşısında aciz kalmıştır.Gerçi Irak'ta seçimlerden 5 ay sonra nihayet bir "ulusal birlik" hükümetinin kurulması, başına Şii liderlerden Nuri el Maliki'nin gelmesi, bu hükümette parlamentoda temsil edilen belli başlı Şii, Sünni ve Kürt unsurların yer alması önemli bir gelişme. Ama bu iş de yarım yamalak kalmış durumda. Kabinenin en önemli iki koltuğu -Savunma ve İçişleri- boş. El Maliki İçişleri Bakanlığı'na bir Şii, Savunma Bakanlığı'na da bir Sünni getirmek istiyor. Ama bu konuda iki kesim arasında (hatta iki kesimin içinde) bir anlaşma sağlanamadığı için, orduyu ve polisi yönetecek makamlar bir türlü doldurulamıyor...Bu arada ülkede kaos hali devam ediyor. Şii-Sünni çatışmalarının önü alınamıyor. Çeşitli örgütler (ve çeteler) suikast, saldırı, adam kaçırma gibi eylemlerini sürdürüyorlar. Tozpembe tablo!.. Türkiye'nin Irak özel temsilcisi Oğuz Çelikkol, Bağdat'ta geçen hafta yaptığı temasların ışığında, "güvenlik" bağlamında Irak'ın durumunu hâlâ çok endişe verici buluyor. Ziyareti sırasında görüştüğü Iraklı liderlerin hepsi (ister Şii, ister Sünni olsun) güvenliğin sağlanamamasının en önemli ve tehlikeli mesele olduğu konusunda hemfikir. Ancak güvenliğin nasıl sağlanacağı üzerinde bir görüş birliği yok.Irak'taki gelişmeleri yerinde izleyen Uluslararası Kriz Grubu (İCG) uzmanlarından J. Hiltermann, geçen hafta yaptığımız bir sohbette Irak'ın -bir türlü halledilemeyen güvenlik sorunu yüzünden- her an bir iç savaşa sürüklenmek ve bu da kontrol edilemezse, bölünmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Bunun önlenmesi için, uluslararası camianın daha aktif katılımı gerekiyor.Bu fikir şimdi birçok çevrede yaygınlaşıyor. Bu bağlamda dün "Guardian" gazetesinde bir makalesi yayımlanan eski BM yüksek temsilcilerinden Pady Ashdown Irak'taki durumun sadece koalisyon tarafından halledilemeyeceğini ve buna başta Türkiye olmak üzere, bölge ülkelerinin de katkısına ihtiyaç olduğunu belirtiyor.Türkiye'nin önayak olduğu, "Irak'la komşu ülkeler konferansı" dizisinde ev sahipliği yapmak sırası İran'da. Ancak Tahran'dan henüz bu davetle ilgili bir haber yok... skohen@milliyet.com.tr Karamsar tahmin