LEO Tindemans, Avrupa'nın sayılı ve saygın devlet adamlarından biri. 1970'lerde ve 1980'lerde Belçika'nın Dışişleri Bakanı ve Başbakan'ı olarak görev yapan Tindemans, AB'nin kuruluşunda önemli rol oynamış, bu arada Avrupa Parlamentosu'nun başkanlığını üstlenmiştir. Kendisi halen de Avrupa Parlamentosu'nun Savunma ve Güvenlik Komitesi'nin başında bulunuyor.
Türkiye ile yakından ilgilenen ve Ankara'nın AB ile yakınlaşma çabalarını daha baştan destekleyen bu önemli politikacı, geçen cuma akşamı, Eminönü Rotary Klübü'nün davetlisi olarak, İstanbul'da "Avrupa gözü ile Türkiye" konulu bir konferans verdi.
Önce, Rotary yöneticilerini, Tindemans çapında bir Avrupalı poyitikacıyı, Türkiye - AB ilişkileri üzerinde konuşmak ve aynı zamanda kendisine Türkiye'deki havayı yansıtmak amacı ile davet etmeyi düşündüğü için kutlamak gerek. Her zaman belirttiğimiz gibi, dış politika ve tanıtım konularında, Türkiye'deki özel kuruluşların yapabileceği (ve yapması gereken) çok şey vardır. Bugün uluslararası platformda başarılı diplomasi, bu gibi değişik yöntemlerle yürütülmektedir. Nitekim Tindemans, konuşmasından önce, eski dostları Vahit Halefoğlu ve Prof. Ali Bozer ile sohbetinde, Türkiye'nin Avrupa'da tanıtmaya öncelik vermesi gerektiğini hatırlatmıştır.
* * *
TİNDEMANS, Rotary'deki konuşmasında bazı önemli açıklamalarda ve tavsiyelerde bulundu.
Şu ilginç açıklaması, Almanya Başbakanı Helmut Kohl'ün Avrupa Hıristiyan Demokrat Partileri kongresinde, büyük tartışmalara yol açan demeci ile ilgili... Hatırlanacağı gibi Alman liderinin bu toplantıda, Türkiye'nin farklı din ve kültüre mensup olduğu için AB'ye alınamayacağı yolunda bazı sözler sarfettiği öne sürülmüştü. Bu demeç Türk basınında da geniş yer almış ve Almanların, din farklılığını Türkiye'nin AB'ye girmesi için başlıca engel olarak gördüğü, şeklinde nakledilmişti.
İşin içyüzünü bilen Tindemans, "bu konuyu burada sizlere açıklığa kavuşturmanın yaralı olacağına inanıyorum" diyerek, şu ayrıntıları verdi: Bir kere Kohl, dinden söz etmedi, Müslümanlık - Hıristiyanlık farkını telaffuz etmedi. Sadece kültür farkından bahsetti. Bu ise muğlak bir terimdir...
Tindemans, o zaman Hollanda televizyonunda, iki gazetecinin iddialarına karşılık olarak, "gerçekten tam olarak neler söylendiğini" anlattığını, ama buna rağmen tartışmaların kesilmediğini hatılattı... Tindemans şimdi İstanbul'da bu açıklamayı yapmakla, bir görevi yerine getirmenin rahatlığını hissediyor gibi idi...
* * *
BELÇİKALI politikacının diğer ilginç bir açıklaması da şu oldu, 1987'de Türkiye, AB'ye ilk tam üyelik başvurusunda bulunduğu zaman, gerek Bakanlar Konseyi'nde, gerekse Komisyon'da bazı ülkeler buna karşı çıkmıştı. Tindemans buna kızmış ve şunları söylemişti: "Siz burada Türkiye'nin Avrupalılığını tartışırken, Strasbourg'da şu anda Avrupa Konseyi'nin Bakanlar Komitesi'nde, bir Türk başkanlık yapıyor"...
Dönem başkanlığını yapan Türk, Vahit Halefoğlu idi. Tindemans bu sözleri ile, Türkiye'nin bir Avrupa kuruluşunda yer alırken, bir başka kuruluş tarafından reddedilmesinin saçmalılığını ortaya koymaya çalışıyordu...
Gelelim şimdiki duruma: Konuk konuşmacı, Lüksemburg zirvesinde alınan kararın yetersizliğini kabul etmekle beraber, Ankara'nın AB ile bütünleşme şanslarının hala var olduğunu ve bu nedenle Birlik ile diyaloğu kesmemesi gerektiğini savunuyor. Bu bağlamda Türkiye'ye, Avrupa Konferansı'nın dışında kalmamasını tavsiye ediyor. İşadamlarını, özel kuruluşları AB ile "yeni köprüler kurmaya çağırıyor. Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde ve insan hakları alanında cesur adımlar atması gerektiğini vurguluyor.
Diyeceksiniz ki, bu lafları hep duyuyoruz... Doğru. Belki de bu yüzden bazılarımız bu görüşleri ve tavsiyeleri ciddiye almıyoruz. Hatta bunlara şüphe ile bakıyoruz.
Bir daveti kabul edip buralara gelen Tindemans'ın söylediklerine, gene de kulak kabartmakta yarar var. Onun iyi niyetinden ve samimiyetinden kuşku duyamayız.
Zaten kendisi de sözlerini şöyle bağladı: "Ben Türkiye'ye sempati beslediğim için, bunları söylemeyi bir görev sayıyorum"...
Yazara E-Posta: S.Kohen@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025