ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin ve IMF ile Dünya Bankası'nın Türkiye'ye "destek" sözü, nihayet "para"ya dönüşüyor... Varılan ön anlaşma uyarınca, önümüzdeki iki hafta içinde tamamlanması beklenen işlemlerin ardından, 10 milyar dolarlık "ek finansman" sağlanmış olacak.
2001 yılı için öngörülen bu "mali yardım"ın özelliklerinden biri, esas kaynağın IMF olmasıdır. Birkaç haftadır ABD, AB ve G - 7'ler devrede idiler ve destek vaadinde bulunuyorlardı. Tüm bu devletler Türkiye'ye yardımın ikili anlaşmalarla, direkt yapılması yerine, IMF aracılığı ile gerçekleştirilmesini yeğlediler.
Bu yolu seçmelerinin çeşitli nedenleri var: Birçoğu için kendi hazinesinden direkt yardım etmek ya olanaksız ya da oldukça zor (ve de zaman ister)... IMF ile anlaşma suretiyle yapılacak yardımların "denetim"i, nispeten daha kolay. Kredilerin peyderpey ödenmesi sırasında, Türkiye'nin ilan ettiği programı uygulamada ve IMF kriterlerine uymada göstereceği performans esas alınacak. Yardımın akışı ona göre ayarlanacak...
* * *
KUŞKUSUZ istenen paranın IMF yolu ile topluca temininde, yukarıda sözünü ettiğimiz tüm ülkelerin büyük çabası ve katkısı olmuştur.
Türkiye, ekonomisi son zamanlarda bozulan ve dış desteğe ihtiyaç duyan tek ülke değil. Arjantin'den Endonezya'ya kadar daha başka ülkeler de dış finansman olanaklarının peşindeler. Ama pek çok gözlemci Türkiye'ye bir ayrıcalık tanındığını belirtiyor. Nitekim son günlerde dünya basınında da bu yönde demeçler ve yorumlar yayımlandı. Örneğin ABD'deki Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Morris Goldstein'a göre, "IMF'nin Türkiye'ye ek bir yardımda bulunmasında hem ABD'nin hem de AB'nin siyasal nedenleri rol oynadı... Türkiye'nin daha fazla para alması, ayrıca Bush yönetiminin tutum değişikliğini de gösteriyor."
* * *
NEDİR bu tutum? "Herald Tribune"un ekonomi yorumcusu Reginald Dale'in belirttiği gibi, Bush yönetimi daha baştan, IMF'nin olur olmaz hallerde kredi açmasına karşı çıkıyordu. Türkiye'deki kriz, bir "test" oldu. Bush yönetimi, daha önce beyan ettiklerinin aksine, Türkiye'ye acil yardım yapılmasını bizzat istedi.
Neden? Dale daha birçok yazar gibi, bunun bu tavır değişikliğinin nedenini "Türkiye'nin jeostratejik önemi"ne bağlıyor. Aynı düşünce Avrupa ülkelerinde de egemen oldu. AB'nin Malm"'deki toplantıdan sonra yayımladığı deklarasyon ve bunu izleyen çabaları da bunu gösteriyor...
* * *
BİR Batılı diplomatın deyişi ile, Türkiye destek bekleyen diğer ülkelerden daha şanslı çıktı. İstediğini kısa zamanda sağlayabildi. NATO üyesi, AB adayı olması, dünyanın en hassas bir bölgesinde yer alması gibi faktörler bu şansını artırdı.
Sağlanan dış mali destek, bir cankurtaran simidi gibi kabul edilebilir. Ama bir daha batma tehlikesini geçirmemek için, yüzmeyi öğrenmek lazım. Yani Türkiye yeni programla birlikte yapısal reformları hızla hayata geçirmeli ve böylece eline geçen bu şansını iyi kullanmalıdır...