Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       ESKİ Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel görevini devretmeden önce son işlerinden biri olarak Türkmenistan doğalgaz konusunda ivedi bir mesajını Türkmenbaşı Niyazov'a iletmek üzere Aşkabat'a gönderiyor. Mesajı götüren, daha önce Niyazov ile çeşitli vesilelerle bir araya gelen Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mithat Balkan.
       Türk diplomatının Aşkabat'a gidip Niyazov ile görüşmesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in doğalgaz konusunu görüşüp bir anlaşma imzalamak amacı ile yaptığı Türkmenistan ziyaretinden birkaç gün önce gerçekleşiyor.
       Türkmenbaşı'nın her fırsatta sevgi ve saygı gösterdiği "Baba"nın mesajı özetle şu noktaları içeriyor: "Türkmenistan, doğalgazını başka ülkelere sevk etmek kararını elbet kendi çıkarlarına göre verecektir. Türkiye alınacak karara saygılıdır. Ancak Türkmenistan'ın Trans - Hazar projesi konusundaki kararını da geciktirmemesini rica ediyoruz. Türkiye enerji planlarında Türkmenistan'a önemli bir yer vermektedir. Belirsizlik, bu planları aksatır. Dolayısı ile, bu belirsizlikleri kaldırmanız çağrısında bulunuyoruz..."
       * * *
       BU mesajın mürekkebi daha kurumadan, Türkmenbaşı'nın hafta sonu Putin ile, Rusya'ya sattığı doğalgazını her yıl 10 milyar metreküp artırmak ve 2002 yılında bu miktarı 40 milyar metreküpe yükseltmek konusunda mutabakata varması, Ankara'nın beklentilerini iyice sarstı. Niyazov'un daha önce Demirel'e ve son olarak Balkan'a söylediği sıcak ve güzel sözlere rağmen, bir yetkilinin deyişi ile, belirsizlik devam ediyor.
       Sadece belirsizlik mi? Türkmenistan'ın Rusya ile anlaşması Trans - Hazar hattı projesini suya düşürmüyor mu? Türkmen gazının Ceyhan'a kadar (petrol boru hattına paralel olarak) uzanacak bir hattan nakli umudu şimdi tamamen ortadan kalkıyor mu?..
       * * *
       BU soruları yanıtlamadan önce, iki önemli hususu anımsamak gerek: "Biri, Aşkabat'ta varılan mutabakatın "kesin ve nihai" olmadığıdır. Putin aslında Niyazov ile "dört başı mamur" bir anlaşma imzalamayı umuyordu. Oysa fiyat üzerinde anlaşma olmadığı için, görüşmelerden böyle bir belge de çıkmadı. Bazı uzmanlar "fiyat işi çok önemli" diyor ve Niyazov'un pazarlığı sürdürürken, ABD'ye ve Türkiye'ye göz kırpabileceğini düşünüyor...
       İkinci husus, Türkmen liderinin, Rusya ile öncelikle anlaşmak zorunluğunu hissetmiş olmasıdır. Bunun çeşitli nedenleri var: En önemlisi, Tükmenistan'ın gazını bir an önce satıp gelir sağlamak ihiyacıdır. Rusya'ya mevcut şebekeyi kullanarak gazı satmak kolay. Trans - Hazar Projesi'nin gerçekleşmesi ise epey yatırım ve zaman istiyor. Ayrıca Türkmenbaşı özellikle ABD'nin "pre - finansman" konusunda yardımcı olmadığını, kararsız, hatta şaşkın davrandığını öne sürüyor. Bu da kuşkusuz önemli bir faktör.
       Bir de Türkiye'nin Rusya ile imzaladığı "Mavi Akım" projesi var.
Türkiye'de bunu her nedense Niyazov'un Rusya ile anlaşması için esas sebep olarak gösterenler var. Türkmenlerin (ve de Azerilerin) "Mavi Akım" olayında Ankara'ya kızdıkları doğru. Ama Türkiye her fırsatta "biz gazı onlardan da, sizden de almak istiyoruz" mesajını iletti. Türkmenistan Trans - Hazar'ı gündemden düşürmediği sürece, Türkiye bu projenin gerçekleşmesine çalışacaktır. Ankara'nın Rusya'dan (kısa vadede) olduğu kadar (orta vadede) Türkmenistan'dan ve Azerbaycan'dan, hatta (daha uzun vadede) Irak ve İran'dan da doğalgaz almaya ihtiyacı - ve de arzusu - vardır.
       * * *
       ANKARA'daki yetkililer, Putin - Niyazov mutabakatının yarattığı kuşkulara rağmen, Trans - Hazar projesinden artık hiçbir umut kalmadığı, bu işte Rusya'nın kazandığı, Türkiye'nin ve ABD'nin kaybettiği ve sonuçta Türkmenistan'ın da tamamen Moskova'ya bağımlı hale geldiği iddialarını doğru bulmuyor.
       Kuşkusuz Aşkabat'ta yapılan son açıklama, Türkiye'nin beklentileri açısından hiç de cesaret verici değil. Putin, anlaşmayı kesinleştirmemekle beraber, Rusya'nın bölgedeki etkinliğini ortaya koyabildi.
       Ama şu anda Rusların - saydığımız nedenlerden ötürü - başarısına rağmen, Türkmen gazı için "ek yollar"ın kapandığını ve Trans - Hazar projesinin "artık öldüğünü" iddia etmek için zaman henüz erken. Herhalde Ankara - ve Washington - son gelişmeden pes etmeyecektir.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr