Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     ABD için şimdi sıra İran'da mı? Eğer bu soru, Bush yönetiminin Irak'tan sonra şimdi İran'ı da "vurmak" niyetinde olduğu anlamında soruluyorsa, bunun söz konusu olmadığını hemen vurgulamak lazım. Washington'daki "şahin"lerin dahi böyle bir planı veya düşüncesi yok zaten.
Ama, özellikle bu unsurların da çabası ile, ABD'deki birçok kurumlarda, İran'ı "yola getirmek" bağlamında bazı savaş dışı opsiyonların tartışıldığı açık. Nitekim Beyaz Saray'daki bir toplantıda bu seçenekler gündeme getirilmiş bulunuyor.
Geçen pazar günü "Washington Post"ta çıkan habere göre üzerinde en çok durulan opsiyon İran'ı "istikrarsızlaştırmak", yani bir halk ayaklanması ile rejimi alaşağı etmektir. Buna karşılık Washington'daki daha ılımlı çevrelerin bu düşünceye sıcak bakmadığı ve ABD'nin istek ve beklentilerini "başka yollardan" - bu arada gizli temaslar yolu ile - yerine getirmeyi yeğlediği söyleniyor.
Bir Amerikalı analist dün bize durumu şu iki cümle ile özetledi: "ABD'nin İran'a karşı henüz kesin bir politikası yok. Bush yönetiminin bu konuda ne yapmak istediğini belki zamanla anlayacağız..."
***
PEKİ, ABD İran'a karşı gerçekten - şu veya bu şekilde - bir "cephe açmak" istiyor mu?
Bu sorunun yanıtı da pek belli değil. Çünkü daha birkaç hafta öncesine kadar, ABD ile İran arasında Cenevre'de bazı gizli görüşmelerin cereyan ettiği biliniyor. Irak savaşı sırasında İran ABD'ye bazı konularda yardımcı da oldu. Tıpkı Afganistan savaşı sırasında olduğu gibi...
O halde ABD şimdi neden İran'ı hedef alıyormuş gibi davranıyor?
Anlaşılan Washington'daki "şahinleri" (bu arada Savunma Bakanı Rumsfeld'i) bu konuda sert çıkmaya iten neden, İran'ın geçen ay Suudi Arabistan'da 34 kişinin ölümüne yol açan "El Kaide" intihar saldırısına arka çıktığı iddiasıdır. Bu iddianın ne ölçüde sağlam istihbarata dayandığı belli değil. Ama ABD, İran'ın mutlaka "El Kaide" elemanlarına karşı harekete geçmesini istiyor. İran yetkilileri (Dışişleri Bakanı Harazi dahil) İran'ın zaten "El Kaide"ye karşı olduğunu, birçok teşkilat mensubunu da tutukladığını söylüyorlar.
Washington'u rahatsız eden diğer önemli bir neden, İran'ın Irak Şiilerini (bu arada İran'da sürgünde yaşayan ve Kerbela'ya dönen El Hakim'i) devreye sokarak ABD'ye karşı bir kampanya açtığı ve Irak'ı kendi nüfuzu altına almak istediği konusundaki izlenimi veya kuşkusudur. İran yetkilileri bunu da yalanlıyor ve Iraklı Şiilerin Tahran'ın kontrolünde olmadıklarını belirtiyor...
***
TABİİ bu gelişmelerin bizi ilgilendiren yanı da var. ABD'den gelen mesajlar, Washington'un Türkiye'yi İran konusunda - Suriye konusunda olduğu gibi - yanında görmek istediğidir. Ama nasıl? ABD'nin politikası nedir? Bunlar açıkça belli olmadan Ankara'nın da kesin bir tavır ortaya koyması beklenemez.
Bush yönetimi Türkiye'nin ABD'ye yakınlığını "test" etmek için, İran stratejisini bir vesile sayabilir. Bu, Irak tecrübesinden sonra, Türk diplomasisi için gerçekten zor bir sınav olur. Çünkü Türkiye'nin her şeye rağmen İran'la göz ardı edemeyeceği bazı çıkarları vardır. En azından Türkiye, İran'la (ve Suriye ile de) bir gerilim istemez.
Aslında, Türkiye bu iki komşusu ile iyi bir diyalog içinde olması sayesinde, ABD ile bu ülkeleri uzlaştırmak yönünde bir rol de oynayabilir. Yeter ki Bush yönetimi de, İran ile kavga yerine uzlaşma yolunu seçsin...