Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu gerçek, bölgede demokratik yoldan "İslamın yükselişi" ile ilgili...Filistin'de Hamas'ı iktidara getiren seçimlerin demokrasi kurallarına uygun şekilde cereyan ettiği açık. Birçok Arap ülkesinde durumun hiç de öyle olmadığı (Örneğin Cezayir'de FİS'in iktidara gelmesinin önlenmesi gibi) hatırlandığında, Filistinlilerin bu alandaki başarıları dikkati çekiyor...Hamas daha çok İsrail'i yok etmek veya yok farz etmek politikası ve intihar saldırıları gibi eylemleriyle tanındığı için, şimdiye kadar onun İslami ideolojisi ve sosyal programları fazla ilgi görmedi. Halbuki örgüt seçimlerdeki başarısını daha çok halkın yararına uyguladığı programlara ve yolsuzluklarla yıpranan El Fetih yönetimine karşı duyulan tepkiye borçlu. Filistinli gözlemcilerin de belirttiği gibi, seçmenlerin büyük kısmı Hamas'a Filistin'de yaşam koşullarının düzeleceği ve de bağımsızlığa kavuşulacağı umuduyla oyunu vermiştir...* * *Son zamanlarda Ortadoğu'da İslami partilerin seçimlerde başarılı olmasının nedenini de benzer koşullara bağlamak mümkün. Gerçekten birçok bölge ülkesinde İslami eğilimli gruplar siyasette veya yönetimde giderek ağırlıklarını gösteriyorlar.Bölge coğrafyasına bir göz atalım: "İslam devrimi"ne sahne olan İran'da iktidarda, geçen sonbaharda seçimleri kazanan Ahmedinecad yönetimi var... Irak'ta geçen aralıkta yapılan (ve sonuçları yeni açıklanan) seçimlerden, dinci Şii bir blok, birinci parti olarak çıktı. Bu grup, şimdi yeni hükümeti -koalisyon ortaklarıyla- kurmaya hazırlanıyor... Lübnan'daki seçimlerde Hizbullah büyük bir performans gösterdi ve mecliste hatırı sayılır bir temsil gücüne sahip oldu... Mısır'da yasadışı ilan edildiği halde Müslüman Kardeşler örgütünü destekleyen adaylar aralıkta sonuçlanan üç turlu seçimlerde herkesi şaşırtan bir başarı kazandılar ve yeni mecliste yerlerini aldılar...Ürdün'den Körfez'deki Emirlikler'e kadar, diğer Arap ülkelerinde de İslami grupların giderek güçlenen bir varlık sergilediği görülüyor...* * *Bölgede böyle bir tablonun ortaya çıkmasında Arap ülkelerinde hâkim olan benzer şartların büyük payı var: Ekonomik ve sosyal sıkıntılar, yoksulluk, işsizlik, sağlık ve eğitim hizmetlerindeki yetersizlikler, yönetimdeki yolsuzluklar, ifade özgürlüğüne konan yasaklar veya kısıtlamalar, vs... Bu ortamda genelde İslami partiler, dini ideolojilerini yaymanın yanı sıra halkın yararına uyguladıkları sosyal ve ekonomik yardım programları, disiplinli çalışmaları ve mevcut rejime karşı yürüttükleri etkili kampanyalar sayesinde halk yığınlarının desteğini kazanabiliyorlar.Ortadoğu'da bu tür şartlar, yakın geçmişte sol partilerin benzer bir destek sağlamalarına yol açıyordu. Nitekim 1960'lı ve 1970'lı yıllar, birçok Arap ülkesinde sosyalist akımların güç kazandığı, hatta milliyetçi sol eğilimli liderlerin iktidara geldiği bir dönemdi... Hamas liderlerinden Mahmut Zahar'ın geçen gün belirttiği gibi, şimdi bu sol akımların yerine "İslami düşünce" hâkim olmaya başlıyor. Nitekim Mısır'daki son seçimlerde de görüldüğü gibi, dinci politikacılar "Çözüm yolu İslam" gibi sloganlar kullanıyorlar...Geçen hafta Güney Amerika ülkelerinde peş peşe sol partilerin iktidara gelmekte olduğunu, yani "Latin rüzgârlarının soldan estiğini" yazmıştık. Şimdi de Ortadoğu'da "rüzgârların sağdan", İslami kesimden esmekte olduğunu görüyoruz... skohen@milliyet.com.tr Hamas'ın Filistin'deki seçim zaferi, hoşa gitsin veya gitmesin Ortadoğu'daki yeni bir gerçeği gözlerin önüne seriyor.