Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu, yüz bin Ermeninin yaşadığı ve lobicilerin yoğun bir faaliyet içinde olduğu Kanada'da, Ermeni soykırım iddiaları lehindeki ilk gelişme değil. İki yıl önce Kanada Parlamentosu bu yönde bir karar suretini kabul etmişti. Bunda o zaman Stephen Harper'in başında bulunduğu muhalefetteki Muhafazakâr Parti'nin büyük rolü olmuştu.Bu yılın başında yapılan seçimleri Muhafazakârlar kazanınca Ermeni lobisi yeni hükümeti parlamentonun kararını benimsemesi için sıkıştırmaya başladı. Başbakan Harper muhalefetteki tavrını sürdürmek zorunluğunu hissedip soykırım iddialarını kabul eden basın bildirisini yayımladı.Böylece Kanada'da Ermeni iddialarına destek, sadece parlamentonun değil, hükümetin de tavrı olarak kayıtlara geçmiş oldu. Kanada Başbakanı Stephen Harper 24 Nisan'da Ermeni soykırımı iddiasını destekleyen açıklamasını yaptığında, kendi kamuoyu bunun farkında bile değildi. Kanada medyası, ancak Türkiye'nin Ottawa'daki büyükelçisi Aydemir Erman'ı istişarelerde bulunmak üzere Ankara'ya çağırınca olaya yer verdi ve Kanadalılar o zaman Başbakan Harper'in böyle bir beyanda bulunduğunu öğrenmiş oldu... Bu konuda Kanada ile Fransa'nın tutumları arasında bazı farklar var. Örneğin Fransa'da hükümet Ermeni iddialarına açık ve resmi bir destek veren bir beyanda bulunmuş değil. Ama buna karşılık -daha kötüsü- parlamento, Fransa'da Ermeni soykırım iddialarını inkâr etmeyi suç sayan ve bunu cezalandırmayı öngören bir yasa tasarısını ele almış durumda. Bu tasarının meclisteki akıbetini bu perşembe günü göreceğiz.Fransa'da Ermeni varlığı ve nüfuzu malum. İç politika faktörleri, Fransız parlamenterleri Ermeni yanlısı bir tavır almaya sevk ediyor.Kanada'da bu nasıl oluyor? Aslında sadece Kanada'da değil, Ermeni topluluklarının çok daha az olduğu birçok Latin Amerika ve Avrupa ülkelerinde de son zamanlarda meclislerden benzer kararların çıktığı görülüyor.Bunda kuşkusuz Ermeni diasporasının örgütlü faaliyetinin ve bu ülkelerdeki nüfuzunun büyük payı var. Buna karşılık Türkiye'nin uzun süre meydanı boş bırakması, kendi görüşlerini duyurmakta başarılı olmaması, açıkça gündeme gelen "Ermeni sorunu" konusunda yeni stratejiler üretmemesi de şimdi yer yer böyle durumların ortaya çıkmasına yol açıyor.Ankara genelde bu meseleye tepkisini dile getirmekle veya kısa vadeli bazı önlemler almakla karşılık veriyor. Ne var ki bazı hallerde verilen karşılık önleyici veya caydırıcı bir etki yapmaktan çok, ilgili ülkelerle ikili ilişkilere gölge düşürüyor. Bundan önce Fransa ve diğer bazı Avrupa ülkeleriyle yaşandığı gibi... Fransa farkı... Şimdi Kanada için ne yapacağız?Türkiye birkaç günlüğüne Ottawa Büyükelçisi'ni çağırdı. Son olarak da Kanada'da yapılan bir NATO tatbikatına katılmadı...Bu "sembolik" hareketlerin dışında akla gelen ve tartışılan başka "önlemler" de var. Örneğin, ticari ve ekonomik ilişkilerin kısılması gibi. İki ülke arasındaki ticaret 1 milyar dolar civarında Kanada firmalarının Türkiye'deki yatırımları da 700 milyon dolar...Ancak bazı önemli projeler (nükleer santral gibi) üzerinde yapılan temaslar var. Bütün mesele Kanadalıların dışlanmasının pratikte nasıl bir sonuç vereceğini iyi hesaplamaktır. Böyle bir "ceza" Kanada'nın tavrını değiştirmesini sağlar mı? Büyük uluslararası firmaların dışlanması, çeşitli kaynaklardan Türkiye'ye gelebilecek yatırımları nasıl etkiler? İşin bu tarafını da düşünmek gerekmez mi? skohen@milliyet.com.tr Kanada örneği