Şebnem Burcuoğlu

Yeni evlenen çiftlere hediye olarak gelen aynısından altı takım tencere tava devri geride kaldı. Artık herkes bir evlilik listesi hazırlıyor. Jennifer Lawrence dahil.Annem anlatırdı, “Babanla evlendiğimizde aynı tencere tava setinden altı adet gelmişti. Değiştirsen ayıp olur, kullansan kullanamazsın, ben de senin çeyizine sakladım” diye. Hakikaten de o tencere tavaları ben kullanıyorum şimdi. Peki günümüzde böyle bir şey kaldı mı? Nişandan kınaya, düğünden balayına, baby shower’dan diş buğdayına her bir adımı en ince detayına kadar planlayan biz kadınlardan “Evlilik hediyesi olarak kim ne aldıysa bahtıma” dememizi beklemiyorsunuz herhalde. Yüz otuz milyon değerindeki aktris Jennifer Lawrence da bizdenmiş kızlar. Evlilik listesi için Amazon’la bir anlaşma yapmış ve listeyi şakadanak yayınlamış. Gelin, detaylara dalalım. Her şey organik gelişti Kızımız, sanat galerisi sahibi sevdiceği Cooke Maroney ile gelecek mayıs ayında, New York’ta evlenmeyi planlıyor. “Her şey çok organik gelişti. Daha önce ‘Evliliğe hazırım’ dediğim bir an hiç yaşamamıştım.

Ne varsa anneannelerde varmış. Önce o beğenmediğimiz dantel çantalar popüler oldu, ardından da hiç hoşlaşmadığımız görücü usulü

Yaz başında, ABD’nin Utah eyaletinin kalbi olan Salt Lake City’li bir dolar zengini, şehrin her tarafını “Millionaire Looking for His Wife” billboard’larıyla donatmış ve üç gün içinde tam 326 başvuru almıştı. Demek ki onca zenginlik ve olasılık içinde gönlünün sultanını, evleneceği kadını bir türlü bulamayan bu bekarın gerçekten başka çaresi kalmamış ve asmıştı bayrakları Salt Lake City’ye. Bildiğimiz görücü usulü yani... Siz de farkında mısınız görücü usulünün son dönemde yükselişe geçtiğinin? Peki elimizin altında bunca çöpçatanlık uygulaması varken, alternatif çok gibi gözükürken, dünya avucumuzun içindeyken neden yine döndük dolaştık anneannemizin yöntemine kaldık dersiniz?

Fotoşok

Facebook ilk çıktığında hoşlandığımız kişiyle ilgili ortak arkadaşlardan yola çıkıp

Eğer hazırsak, başlasın “Friends” dizisinin 25’ inci yıl kutlamaları

İkonik dizinin yirmi beşinci yılını kutlamak için “Friends” logo setini versiyonunu 59 dolardan satışa mı sunmadılar, “The One with the Anniversary” isimli bölümü sinemada vizyona mı sokmadılar, Soho’da Friends temalı pop-up mağazası mı açmadılar, Ocak 2020’de dizinin Netflix’de yayınlanacağı haberini mi vermediler... Kısacası, kalbimizde taht kuran dizinin hatırasını yaşatmak için herkes dört bir koldan işe sarıldı.

Bölüm başına 1 milyon dolar

Tarih, 22 Eylül 1994... Friends Like Us, Six of One, Across the Hall, Once Upon a Time in the West Village ve Insomnia Café... Bunlar “Friends” için düşünülen isimlermiş. Chandler ve Phoebe, ilk başta yan karakterler olarak planlanmış. Ellen De Generes’e Phoebe rolü teklif edilmiş de kabul etmemiş ve Chandler’in gay olması düşünülmüş. Dizinin ikonlarından Central Park’taki turuncu koltuk, Warner Bros bodrumunda set tasarımcısı tarafından bulunmuş. İlk sezon boyunca oyuncular

Sen ona aşıksın, o ise kendine. Peki nasıl olacak bu iş? Gelin, kendini her şeyden fazla seven bir insanla ilişki yaşamanın iç yüzünü konuşalım.

Yakışıklı bir avcı olan Narkissos, peri kızı Ekho’nun aşkına cevap vermeyerek ölümüne sebep olunca, Olimpos Dağı’nda yaşayan tanrılar bu genç avcıyı cezalandırmaya karar verir. Günlerden bir gün ava çıkan Narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına oturur. Su içmek için eğildiğinde, suya yansıyan yüzünün güzelliğini görür ve kendine aşık olur. Güzelliği karşısında paralize olan Narkissos dakikalar ilerledikçe hareket edemez ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeğine dönüşür.Yakışıklı bir avcı olan Narkissos, peri kızı Ekho’nun aşkına cevap vermeyerek ölümüne sebep olunca, Olimpos Dağı’nda yaşayan tanrılar bu genç avcıyı cezalandırmaya karar verir. Günlerden bir gün ava çıkan Narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına

Diyorlar ki dünya, Millenials’ın, nam-ı diğer Y Kuşağının avucunun içinde. Peki aşk da avuçlarının içinde mi dersiniz?

Ah bu Y Kuşağı... Kendi başına buyruk, özgürlüğüne düşkün, her konuda söyleyecek sözü olan, boş laftan hoşlanmayan, palavra detektörü Y Kuşağı...

Ne çektiniz be. Olaylara farklı yaklaşım tarzınız yüzünden sizden önceki kuşaklardan amma laf yediniz. “Yeni jenerasyon şöyle, yeni jenerasyon böyle” diye tüm eleştirilerin hedefi oldunuz ama işin gerçeği bundan kelli dünya sizin parmaklarınızın ucunda. Bunun gayet farkındasınız, son derece özgüvenlisiniz ama bir konuda kafanız cidden karışık, o da aşk.

Son yapılan araştırmalar, Y Kuşağı çocuklarının aşk konusunda rotayı tam çizemediklerine dikkati çekiyor. Eh önceki kuşakların işi kolaydı; birinden hoşlan, git söyle, o da senden hoşlanıyorsa işlem tamamdır. Şimdiyse dünyalarını parmaklarının ucunda yöneten Y Kuşağı, aşk hayatını yönetmekte zorlanıyor. Gelin, beraberce ilmek ilmek işleyelim konuyu.

Hemen cevap yazma söz

Başlığın sahibi şarkıcı Miley Cyrus, sekiz aydır evli olduğu kocası Liam Hemsworth’den boşanıp Instagram’dan ex kocasına atarlı tutarlı mesajlar göndermeye başladı bile

Miley Cyrus bana hiçbir zaman sempatik gelmemiştir. Evet, bizler gibi tüm ünlüler de küçüklüğünden itibaren bir değişim geçiriyor, hepimiz büyürken ne manyaklıklar yaptık ama bu kızda ciddi bir kişiliğini bulamama durumu var bence. Hani bir tanem Julia Roberts’la canım Richard Gere’in “Runaway Bride” (Kaçak Gelin) filmi vardı, hani Julia hayatta ne istediğini bulamamış, kiminle beraber olsa onun kişiliğine bürünen, sevgilisinin zevkine göre yumurta yiyen bir kadındı ya, Miley de aynen o hesap çıktı başımıza. Bir cici kız, bir çılgın, bir erkeklerden hoşlanıyor, bir kadınlardan, bir evli ve edepli, bir ruh hastası...

Biliyorum, şimdi moda hayatı içinden geldiği gibi, yarını düşünmeden gelişine yaşamak ama mesela bakıyorum model Cara Delevingne’e, kız çılgın ve fakat bir duruşu var. Miley ise gece sürüşünde çarpışan arabalar

Cidden zengin kadınlara çöpçatanlık yapan elemanlar, bu kadınların ilişkiden beklentilerini tüm çıplaklığıyla anlatmış. Gelin, beraberce dinleyelim

Bu makaleyi okuduğumda ilkin dedim, “Demek ki zengin de olsan çöpçatan kullanıyorsun”. Yani çok zenginlerle, kendi adıma konuşayım, benim ortak bir noktamız var. Ben de zamanında kullandım çöpçatan. İyi çöpçatan, iyi menajer gibi bir şeydir. Burnu doğru koku alıyorsa senin parmağına o tektaşı taktırana kadar işin peşini bırakmaz. Biliyorsunuz çöpçatanların nesli tükenmek üzere çünkü etraftaki kısmetler azaldı ve hayırlı kısmet varsa kendisine yapmak istiyor herkes ama bugünkü konumuz bu değil. Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış diyerek, zengin kadınların ilişki dünyasına adım atıyorum.

Yüksekten uçan kuş

Sözünü ettiğim çöpçatanlar, zengin kadınlarla profesyonel anlamda çalışarak, onlara uzun vadeli, yüzüklü müzüklü kısmet sözü veriyor. Yani “Bizim

Aşklarını sosyal medyada paylaşıp ağzımızın suyunu akıtan çiftler bir bir ayrılıyor. Biz aşka sizinle inanmıştık. Peki şimdi ne yapacağız?

Son dönemde gıyabında “İşte aşk budur!” diye konuştuğumuz, “Maşallah” dediğimiz her çift ya ayrıldı ya boşandı. Halbuki aşka inancımızın gün be gün azaldığı bu dönemde bizi onlar ayakta tutuyordu, aşka kenetliyordu. Özel hayattır, elbette ki işin iç yüzünde neler yaşandığını bilemeyiz fakat mutluluğunu gözümüzün önünde bu denli yüksek yaşamalarının hemen ardından paylaştıkları ultra kibar ayrılık mesajları azıcık tuhaf değil mi? Sosyal medyada yaşanılan ilişkiler bolca like peşinde koşulan bir proje mi, yoksa esas proje biz miyiz?

Kendi çapımızda fenomeniz

Instagram artık herkesin kendi kişisel şov alanı. Hepimiz kendi çapımızda fenomeniz. Evimizi, arabamızı, sevincimizi, serumumuzu falan hep oradan paylaşıyoruz. Gerçeklikle sanallık arasında gidip gelmekteyiz. Kim Instagram’da göründüğü kadar zengin, kim o kadar zayıf, kim o kadar mutlu, her şey birbirine karışmış durumda. Instagram bile