Önce Iraklı, sonra Kürt

7 Nisan 2005

* * *Bu son sözü açmadan önce bazı tarihi anımsatmalarda bulunmakta yarar var. Talabani yıllar yılı Ankaraya sevilmeyen biri olarak gelip gitti. Her ne kadar dünyaya açılabilmesi içi kendisine Türkiye tarafından diplomatik pasaport verildiyse de, bunun kendisine duyulan büyük bir sevgiden olmadığı, daha çok pragmatik nedenlere dayandığı herkesçe biliniyordu. Sevilmemesinin nedeni ise PKK ile olduğu söylenen yakın irtibatıydı. Bu terörist örgütü Türkiyeye muhatap yaparcasına, taraflara, sık sık, "oturun sorunlarınızı barışçıl bir şekilde halledin" telkinlerinde bulunması ise kendisine duyulan kızgınlığı sadece arttırmıştı.* * *Kaldığı Ankaranın İçkale Otelinde kendisini korumakla görevlendirilen bir polisin zamanında "görevimi yapıyorum, ama inanın içim kan ağlıyor" sözleri kulaklarımda hala çınlar. O yıllarda Talabani değil, ezeli rakibi Mesut Barzani Ankarada daha makbul sayılırdı. Nedeni ise ortada. Barzaninin, kendisine tehdit olarak gördüğü, PKKya karşı - üstelik Türk güvenlik güçlerinin de katılımıyla - savaş açmış olması. * * *Ancak Türkiye, kimi askeri ve sivil yetkililerin kişisel duyguları ne olursa olsun, Kuzey Iraklı Kürtler ile doğrudan veya dolaylı ilişki sürdürme

Yazının Devamı

PKK ile bağınızı koparmalısınız

6 Nisan 2005

Alman Büyükelçi Dr. Wolf-Ruthart Borndan çarpıcı açıklamalar Almanyanın Ankara Büyükelçisi Dr. Wolf - Ruthart Born, Türkiyedeki PKK sempatizanlarına seslenerek, "bu örgütle ilişkinizi kesin" çağrısında bulundu. Eski DEP Milletvekili Leyla Zana ile arkadaşlarının kendisine barıştan yana ve şiddete karşı olduklarını söylediklerini belirten Born, "Bunu diplomatik temsilcilere söylüyorlarsa, aynısını kamuoyu önünde tekrar tekrar söylemeliler" dedi. Büyükelçi Born, Milliyetin Türk - AB ilişkileri, Kıbrıs sorunu ve Ermeni ile Kürt meseleleriyle ilgili sorularını yanıtladı. Avrupa tarafında da yavaşlama oldu -Bence Türk hükümeti 17 Aralıka kadar olağanüstü işler başardı. Kısa bir zamanda çok sayıda reform gerçekleştirildi. Arkasından bir durgunluk dönemine girilmesi doğaldı. Araya Noel, yeni yıl ve bayram girdi. Ondan sonra biraz daha hızlı davranılması beklenebilirdi. Ancak, çok zorlu hazırlıkların söz konusu olduğu bir dönemdeyiz. Bu Türk tarafı için olduğu kadar Avrupa tarafı için de geçerli. Tabii müzakereler 3 Ekimde başlayacak. Yani, daha aylar var. Onun için bazı şeyleri de abartmamak gerekir. Şu kadarını söyleyebilirim. Doğru yolda ilerliyoruz. Zaman var ve Türkiyenin gerekli

Yazının Devamı

Türk - Ermeni çekişmesi kızışıyor

4 Nisan 2005

Türkiyenin bu çerçevede -son derece ihtiyatlı bir şekilde olsa bile- "Ermeni meselesi" üzerindeki peçeyi yavaş yavaş kaldırmaya başlaması ve iktidarı ve muhalefetiyle bu konuda alışagelinmiş yaklaşımın dışına çıkmaya hazır olduğunun işaretlerini vermesi, Ermeni diasporasında derin hoşnutsuzluğa yol açmış bulunuyor. Nisan ayı Ermeni soykırımı iddialarının Ankaranın başını artan bir şekilde ağrıttığı bir aya dönüşmüş bulunuyor. Dünya Ermenileri, 1915 trajedisinin 90ıncı yıldönümü nedeniyle bu yıl büyük bir anma atağına geçerlerken, Türkiyenin de konuya yeni bir yaklaşım getirme çabasında olduğu gözden kaçmıyor. Hadiseyi somut bir "jenosit" eksenine kilitleme peşinde olan diaspora önderleri, bu vesileyle asıl baklayı da ağızlarından çıkarmaya başladılar. Başka bir ifadeyle, konuya "Ermeni soykırımına adil çözüm" başlığı altında yaklaşan diaspora, amacın Türkiyeye sadece "tarihi bir gerçeği" kabul ettirmek değil, aynı zamanda bir "diyet ödetmek" olduğunu açıkça ifade etmekten artık çekinmiyorlar.Kendi tanımlamasına göre "Amerikalı Ermenilerin en büyük ve en etkin kuruluşu olan" Amerikan Ermeni Ulusal Komitesinin (ANCA), ülkedeki tüm Ermeni örgütlerine geçen hafta gönderdiği bir

Yazının Devamı