Türkiye’nin istikrarı mutlaka yakalamak zorunda olduğunu vurgulayan Taner Yıldız, “Anketlerde tek başına iktidarımız sınırda görünüyor. O sınırı geçmemiz lazım” diyor
1 Kasım seçimlerinde son düzlüğe girildi.
7 Haziran seçim süreci HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği odağında şekillenmişti.
1 Kasım süreci ise, AK Parti’nin tek başına iktidarı yeniden yakalayıp yakalayamayacağı meselesine kilitlenmiş durumda.
Ankara saldırısının yarattığı atmosfer nedeniyle 7 Haziran benzeri miting programlarına tanık olmasak da AK Parti açısından bir referandum niteliğini taşıyan seçimlere dönük yoğun bir saha çalışması yürütülüyor.
Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, AK Parti Kayseri milletvekili adayı Taner Yıldız da sahada etkin bir kampanya yürüten isimlerden. Kayseri çok yönlü dinamikleri ile AK Parti’nin performansını net yansıtan illerden biri. AK Parti ile MHP arasındaki oy kaymasının sonucu belirlediği kentlerin başında yer alıyor.
Malum, 7 Haziran’da AK Parti MHP’ye bir milletvekili daha kaptırmıştı. Kayseri; AK Parti’den 5, MHP’den 3, CHP’den 1 vekili Ankara’ya göndermişti. AK Parti şimdi bunu tersine çevirmeye çalışıyor.
Önceki akşam Yıldız’la sohbet ettik. Kayseri’deki oy artışı kon
1 Kasım seçimlerinin sonuçları zincirleme olarak birçok gelişmeyi tetikleyecek. Siyaset sahnesindeki kimi dinamikleri harekete geçirecek, bazı aktörlerin siyasi geleceğini belirleyecek.
Bütün bunlardan daha önemlisi, çözüm sürecinin geleceğini çizecek.
Sürecin “buzdolabına kaldırıldığı” ifadesiyle ikinci bir açıklamaya gerek kalmayacak kadar net bir özet yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki kanaat önderleri ile buluşması uzun zamandır gündemde olmayan bir hareket tarzının canlandırılması açısından kıymetli.
Seçim sonrasının tablosu
Bu buluşmaya, seçimlere 10 gün kala gerçekleşmesinin altında başka saikler arama tuzağına düşmeden odaklanmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı’nın devamını getireceği bilinen bu yaklaşımının, Ankara’nın siyasi çözümü yeniden canlandırması ve hiçbir komplekse kapılmadan işin içine bütün bileşenleri katmasının önünü yeniden açıp açmayacağını göreceğiz.
Kesin olan, terörle mücadelede alabildiğine yüklenen bir hareket tarzı ile çözüm süreci mantığının yan yana gelemeyeceği.
Çok değil 11 gün önce, Ankara Garı’nın önünde kalbinden yaralanmış bir ülke duruyordu.
Telefonda, “Ben ölmedim ama” diye utanan kadındı kalp, o esnada yerde cansız yatan 9 yaşındaki Veysel.
Kızı kendine siper olup da öldüğü için hayatta kalan İzzettin Hoca’nın boşluğa bakışları, sevgilisini kollarına alan o gencin haykırışı.
Morgda oğlunun nabzını kontrol edenler, Adli Tıp önünde isimleri okunup da içeriye çağırılırken, “O olmasın” diye dua edenler.
Ambulansa yolu açmak için, biraz yüzünü asmasına tahammül edemediği insanları bütün güçleriyle iten gençlerdi.
Tanımadığı ve görüşlerine zerre yakın olmadıkları insanlara kan vermek için koşuşturan yüzlerce erkek, kadın.
Çok değil 11 gün önce, Ankara Garı’nın önünde duran kalpler yüzümüze çarpıyordu geçtiğimiz yollardaki bozuklukları.
En acı anda bile birlikte gözyaşı akıtamayacak hale geldiğimizi, en acı anda bile herkesin birbirini suçladığını.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Ankara’daki terör saldırısının arka planında bir üst akıl ve dış gücün destek olduğunu belirterek, “Burada mesele bir boyutuyla seçimi etkilemektir. HDP barajı geçsin, Ak Parti tek başına iktidar olmasın maksadıyla yapılmış bir şey gibi görünüyor. Sadece siyaseti dizayn etmek değil, Ak Parti’yi bir şekilde devirip Türkiye’nin dış politikasını dizayn etmek amaçlanıyor” dedi.
Akdoğan, toplumsal eylemler ve siyasi faaliyetlere dönük yeni bir güvenlik konseptine geçileceğini belirterek, “Birtakım hava araçlarının kullanılmasından, bomba köpeklerinin kullanılması, farklı yerlerde arama noktalarının oluşturulması gibi yeni tedbirlerle güvenlik kontrolünün sağlanması önemli. İstihbarat da elbette ona göre bir çalışma yapacak. Bu örgütlerin ötesindeki işbirliği, temaslar, bunları bir şekilde yönlendiren yapılara doğru bir yoğunlaşma içine girilecek” diye konuştu.
Bir grup gazeteci ile bir araya gelen Akdoğan’ın saldırı, PKK ile mücadele ve siyasi gelişmelere ilişkin açıklamaları şöyle:
FARKLI İŞBİRLİKLERİ VAR: Bu örgütler oturdular bu saldırıyı birlikte planladılar anlamına gelmiyor. Farklı yerlerde, farklı işbirlikleri geliştiriyorlar. Bir yerde farklı
Ankara’da 102 vatandaşı-mızın ölümüyle sonuçlanan terör saldırısını kimlerin düzenlediğine ilişkin ayrıntılar ortaya çıkıyor.
İşin kriminal boyutunun bütün arka planıyla birlikte ortaya çıkarılması ve bunun en kısa sürede yapılması gerekiyor.
Bu, hem devletin toprağa verdiğimiz vatandaşlarımıza ve ailelerine olan borcudur hem de aynı organizasyonla tezgâhlanabilecek yeni saldırıları önleyebilmek için birinci koşul.
Olayın “geliyorum” diyerek gerçekleştiği yolundaki tartışmanın kaçınılmaz sonucu ihmali olanların cezasız kalmamaları olmalı. Öyle olacak mı göreceğiz.
Benim üzerinde durmak istediğim konu, saldırı kim tarafından ve hangi motivasyonlarla yapılırsa yapılsın, hedef aldığı bütünün Türkiye olduğu ve bu ülkenin siyaseten yönetilemez hale gelmesinin amaçlandığı.
Terör dehşetini Türkiye’nin kalbinde, en acı manzaralarla yaşayan sokaktaki vatandaş açısından asıl kaygı verici olan işin bu yönüdür:
Kendisini yönetene artık güvenememek.
Zaten her terör olayının bir numaralı amacı da yöneten ile yönetilen arasındaki güven bağını mümkün olduğunca kopararak bir şok ve kaos ortamı yaratmak değil mi?
Başbakan’ın Ankara saldırısının Ak Parti’nin tek başına iktidar olmasına karşı yapıldığına ilişkin sözlerine cevap veren Kılıçdaroğlu, “Bu saldırı size karşı değil, cumhuriyete karşı, bu ülkenin masum çocuklarına karşı yapıldı” dedi...
Başbakan Davutoğlu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güdümünde hareket etmekle suçlayan Kılıçdaroğlu “Sen Başbakansın, biraz ondan kurtul, daha bağımsız hareket et. İki bakanı da derhal görevden al. Kendini bir kanıtla ya” diye konuştu...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ankara’daki terör saldırısından sonra çıktığı Gaziantep gezisine eşlik ettik.
Katliamın ardından mitingler yerine sivil toplumla, halkla yüz yüze görüşme kararı alan CHP lideri, ilk durağı olan Gaziantep’te sorunları dinledi, projelerini anlattı.
Kılıçdaroğlu ile Gaziantep yolunda konuşma imkânı bulduk.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla yaptığı görüşmeden, katliamın arkasındaki güçlere, Suriye’de yaşananlardan 1 Kasım seçimine kadar birçok konuda tartışma yaratabilecek nitelikte açıklamalar yaptı.
Ankara Garı’nda düzenlenen kanlı terör saldırısına ilişkin olarak bilgi veren Başbakan Davutoğlu, bulguların iki farklı örgüte işaret ettiğini belirtti ve “Örgütler arası işbirliği var mı onu çıkarmaya çalışıyoruz” dedi
Başbakan Davutoğlu, aralarında Ankara Temsilcimiz Serpil Çevikcan’ın da bulunduğu gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara’da 97 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısına ilişkin olarak, iki iz üzerinden yürüdüklerini belirterek, “İki farklı örgüte işaret eden bulgular var” dedi.
Dün sabah gazetelerin Ankara Temsilcileri ile bir araya gelen Davutoğlu soruşturmanın olayın adli boyutu konusunda önemli mesafeler alındığını kaydetti. Davutoğlu şunları söyledi:
“36 savcı devreye girdi. Tek tek deliller toplandı. 24 saat içinde gerekli çalışmalar yapıldı. Cesetlerin parçalanmasına karşın otopsiler yapıldı. Adli boyutuyla ilgili önemli mesafeler alındı. Dün akşam da bu sabah da bilgi aldım. İki iz üzerinde yürüyor. Örgütler arası işbirliği var mı onu çıkarmaya çalışıyoruz. Saldırganlardan birinin DNA testi konusunda neticeye götürecek önemli bulgular var. İkinci saldırganın irtibatları konusunda da araştırmalar yürüyor. Bu meselenin
Başbakan Davutoğlu’nun, İçişleri Bakanı Altınok’un “Güvenlik zafiyeti yok” açıklamasına karşın ilk andan itibaren zafiyet olup olmadığını sorguladığı öğrenildi. İdari soruşturma sonunda mitingin ve başkentin güvenliğinden doğrudan sorumlu olan tepe noktadaki iki isimle, Ankara’da istihbarattan sorumlu ismin görevden alınmaları sürpriz olmayacak
Ankara’nın kalbinde patlayan bombaların yarattığı acı, bütün Türkiye’nin üzerini kapladı.
97 kişinin yaşamını çalan terör eyleminin yarattığı bu puslu atmosferde siyaset yapmak da sorulara doğru yanıtları bulabilmek de çok kolay değil.
Vatandaşın zihninde oluşan, “Her an her şey olabilir” algısını yıkmak da öyle.
Bu nedenle başkentte bütün çabalar bu çoklu denklemin içinden salimen çıkılmasına yönelik.
Failler aynı odaktan
Devam eden soruşturmalardan yansıyan bilgiler, Ankara’daki terör saldırısının failleri ile Diyarbakır, Suruç ve hatta öncesinde Reyhanlı saldırılarının faillerinin aynı odaktan yönetildiği yönünde.
Somut kanıtların da işaret ettiği olağan şüpheli IŞİD ve IŞİD’in odağında olduğu bir konsorsiyum.