‘Big Brother’ yarışmasının aslında bir nevi büyük gözaltı olduğunu ispat eden bir örnek yaşandı.
Yarışmanın üç ‘yaramaz’ çocuğu Sinan Onur ve Alphan kardeşlerimiz kendi aralarında bir anlaşma yaptılar. “Bu parayı üçümüzden biri alsın.” 82 kamera ve 78 mikrofonun olduğu bir ortamda ne kadar sessiz konuşursan konuş, duyulmaması mümkün mü? ‘Büyük birader’ hemen enseliyor bunları ve görüşme odasına çağırıyor.
Gizli örgüt kurmak
“Ağaç evde gizli yaptığını sandığınız konuşmalarınız duyuldu.” Madeni sesli büyük birader devam ediyor: “Üçlü bir ittifak oluşturmaya karar verdiniz. Burası kişisel olarak mücadele edilen bir programdır. Anlaşmalar yapamaz, gizli ortaklıklar kuramazsınız.” Bireysel yarışın, dürüst olun” diyor bir de birader!
Yarışmanın amacı kısaca her bir yarışmacının birbirinin altını oyarak büyük ödüle ulaşması. Birey olarak zaten ‘kim gitsin?’ diye ‘gizli ortaklıklar’ yapılıyor. Yani dürüstlük filan hikaye. Bunu ‘örgütlü’ yapınca suç oluyor! Bu ‘Big Brother’ aslında gençlerin ve çocukların ayakta olduğu saat dilimlerinde yayınlanarak kötü örnek olmaktadır! Buzlanan içkiden, biplenen küfürden daha samimiyetsiz! Hele bu örnekle karşılaşınca...
Ben aptal mıyım? Adı üstünde
Aynı gece iki ödül töreni vardı ve iki sunucumuz. Antalya Altın Portakal’da Burcu Esmersoy ve Altın Kelebek’te Halit Ergenç. Bizde bu ödül töreni sunmak dertli bir iştir. Görüntü bir yere kadar sonrasında, konuşma yeteneği, sahne üstü etki hali vs. gibi çok sayıda aranılan özellik sıralanır.
Yerine getirenlerin sayısı da azdır.
İkonik durum
Burcu Esmersoy, ekranın artık tecrübeli sınıfından bir isimdir. Canlı, bant çekim fark etmez, tecrübesinin anahtarıdır. Tüm bunlar bazen yetmiyormuş. Ses tonu, bir acele gidişat içindeki sözcükleri, sanki çok heyecanlı olduğunun göstergesiydi. Yer Antalya, yani bizim oscarımız olunca, bu heyecan bir ‘özür’ olmaktan çıkıyor. ‘Sinema dünyasının bir başka ikonik ismi, yüzden fazla filmde rol alan ve oynadığı dizilerin toplam bölüm sayısı binleri bulan’ diye bir Kayhan Yıldızoğlu tanıtımını not almışım. Metni kim yazmışsa epey şişirmiş. Antalya’da yaşam boyu onur ödülü alacak bir ismin kaç film çevirdiğini, kaç dizide oynadığını yazacaksın metne. Ne demek ikonik? Bir cümleye takılmadım genelde, sunum böyleydi. Giyim, kuşam alımlı hali, tamam. Ama böyle bir organizasyon için de ayrı bir tecrübe gerekiyor galiba...
Duruş iyi
Halit Ergenç ‘ne çok öndeydi,
‘Çilek Kokusu’, yazlık dizi olarak ömrünü tamamladı, 23’üncü bölümde final yaptı.
Hani ‘işimizi bitirdik gönlümüz ferah’ durumu. İçlerinden yetenekli isimleri de sunarak veda etti diyeyim, Anıl Çelik mesela...
Süpriz oldu
Tarafsız değilim. Ben romantik komedi dizileri arasında ‘Acil Aşk Aranıyor’u hep ayrı bir yere koydum. ‘Kiralık Aşk’la birlikte bu sezonun en iyisiydi. Duygu Yetiş ve Serhat Teoman az rastlanan bir uyum sağladılar. Tüm ekip ve en ufak rollerin portreleri, özenle seçilmişti.
Malik (Serkan Öztürk) 10 saniye görünme süresiyle diziye çok şey kattı. Abidin ‘internet fenomeni’ olacak diyalogların adamıydı. Evet son bölümlerde komediden drama gidişler vs. değişiklikler olumsuz etkiledi, bu doğru. İzlenme oranlarında epey bir düşüş vardı. Hiçbir zaman üst sıralarda olmadı ama kendini hep gösterdi ‘ben bu işi yapıyorum’ diye.
ŞİRİN PAYZIN SORDU
“Aynı soruyu size sorayım Şaban Bey. Bunun hesabı kitabı nasıl yapıldı? Hakan Aksay biraz önce söyledi. Orada yaşayan Türkler, Türk yatırımcılar çekiniyorlar, korkuyorlar. Türkiye ekonomisi zaten kırılgan, yansımaları olacak. Bugün borsa düştü, dolar yine fırladı.
‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da Çakır’ın Nazlı’dan doğacak çocuğunun daha ana karnında başına gelmeyen kalmadı. Meryem evi bastı, bir güzel girişti kıza ama bebek sağlam. Yetmedi, arabasına alıp işini bitirmek için duvara çarptı, bebek yine sağlam. Bebek daha doğmadan belanın ne olduğunu öğrendi.
TV arşivi, her ay ortalama 1.5 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Veriler yayınlamaya başladı. Ben kendilerinden ‘en çok tıklanan dizi fragmanlarının’ dökümünü istedim. Eylül, ekim ve kasım aylarındaki veriler... Ne ‘Paramparça’ ne ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ ne de ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’... Sezonun yenileri arasında ATV’nin dizileri ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’, ‘Evli ve Öfkeli’ ile ‘Eve Dönüş’ ilk üç sırayı paylaşıyor. Eylül ayında ‘Kertenkele’nin yeni sezon fragmanı birinci olmuş. Sonra alt sıralara inmiş. Devam eden diziler arasında her bölüm fragmanı en çok tıklanan dizi ‘Kiralık Aşk.’
‘Kösem’ neden ilgi görmedi?
‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’ tartışmasız sezonun en iddialı, en görkemli, her açıdan, en pahalı dizisi. Son bölüm izlenme oranı AB’de birinci, total izleyicide 7’nci sırada.
Bu görüntü bu kadar iddialı dizi için tatmin edici değil. İnternet ortamındaki veriler de ilginç. Fragmanı eylül ayında 5’inci sırada. Ekim ve kasım aylarında ilk 9 arasında (bana gönderilen liste) yok. Söylenen şu: “İnternet kullanımı oldukça düşük olan ileri yaştaki tarih meraklıları ve saray entrikalarına meraklı ev kadınları hedef kitle olduğundan, internet izlenmeleri düşük kalıyor...” Tek
Ev ahalisiyle birlikte öğlen vakti, ‘Kısmetse Olur’ izleyelim dedik.
Ev gözetlemeli yarışma programlarını özlemişiz! İş güç sahibi genç beyler. Hanımlar ise ‘evlenme yaşına’ gelmişler. İlk izlenim önemli. Ev ahalisi daha önceden bir defa denk gelmiş “Serhan çok sinirli, bir de hep üste çıkıyor” diye uyardı.
Kardeşimiz boylu poslu, diklenmeye meyilli ama böyle taklitler filan da yapıyor. Kızlar da çok ilgiliymiş. Asıl Emre ‘baba’ pozlarında. ‘En dayı benim’ diye dolaşıyor. Tankut başında bombeli yün takkesiyle hem anarşist, hem de entel, ‘dünya umrumda değil’ karizmasıyla dolaşıyor. Ben şahsen Erdem kardeşimizi sevdim. Sempatik çocuk.
Cansel revaçta
Ev ahalisi, kızlar arasında en çok ortada dolaşan ve üzerinde yorum yapılanın Cansel olduğuna kanaat getirdi. ‘Güneşin Kızları’ndaki Selin’i andırıyor. Bakışları, boyu posu... Valla iki damat adayını birbirine düşürdü. Erdem’le Eser neredeyse birbirine girecekti. Ev ahalisinin aklına yakın zaman içinde izlediğimiz bir belgesel geldi. Orada da iki yabani keçi dişi uğruna, tokuşuyorlardı. “Aynı keçi gibi bunlar” dediler. Buradan evli çıkar mı?
Kim kime yakışır?
Bu tarz ‘gerçeğin şovu’ formatındaki programlarda evlilikten
Biz şarkıyı ‘Benim Adım Ebruli’ diye bilmiştik. Sonra bir toplu konut şarkısı olarak reklamlarda karşımıza çıkmaya başladı. Reklamlarda çok özel şarkıların kullanılması, buna izin verilmesi durumu, bıçak sırtıdır. Şarkının nerede kullanılacağı, ne hale geleceği o parçanın
aslı kadar önemlidir. Alın işte, güzelim
şarkının halini görün. Bir diğer konu şarkının o şarkıyı söyleyenin duruşuyla ilgili.
Hangi ‘kitleye’ hitap ettiğiyle ilintili. “Bu parayla bir ev aldım” diyen ömrünü bu
işlere vermiş abilerimizi tanıyorum.
İsim vermiyorum, hatta bir reklama çıkması beni hayrete düşüren ‘ilerici’ bir ağabeyimizin, reklam parasını hangi borcunu kapatmak için kullandığını duyduğumda gerçekten üzüldüm.
‘Ebruli’ talihsiz bir örnek. “Bu kadar yıl müzik yaptık, bir başımı sokacak evim yok, borç almış başını gitmiş bu toplum bana değer mi vermiş?” diyenlerle “Aç gezerim, reklama müziğimi vermem” diyen bir başka ekip arasında kimin haklı kimin haksız olduğunu notalar söyleyecektir.
Show TV’nin yakında ekrana veda edecek dizilerinden ‘Acil Aşk Aranıyor’da “Atıf Hoca’nın makalelerini okurum” dedi Nisan. Evde ‘bilimsel metin’ okuduğunu görmedik.