RTÜK, 1984 yılının en kalbur üstü yapımlarından biri olarak gösterilen Mel Gibson, Anthony Hopkins, Laurence Olivier’in başrol oynadığı ‘Gemide İsyan’da “Meme göründüüü” diye dürbünü eline aldı.
Filmde Haitili yerli kadınlar ile gemi personelinin uzun süren ‘cinsel ayinleri’ne dikkat çekiliyor.
RTÜK’ün raporunda şu cümle çok anlamlı: “İzleyiciye aktarılan, kadınların mahrem sayılan organlarının teşhiri, öpüşme, sevişme, cinsel deneyim olgusu sunulduğu bireylerin, içinde bulundukları sosyal kültürel ve fiziksel durumlarının göz ardı edilerek aktarılması halinde toplumsal, hukuksal, fiziksel ve ruhsal gelişim anlamında problemler doğuracak mesajlar olarak karşımıza çıkmaktadır...”
“Televizyondaki filmden etkilendi beş kadına tecavüz etti” haberleri olmaması için bir tedbir yani!
MGM (Metro Goldwin Mayer) film kanalı Digitürk’te paralı; yani abonesi izliyor.
Vatandaşın bu filmden haberi yok.
“Bu beni ilgilendirmez, abone gitsin Digitürk’e şikayet etsin” diyemiyor.
‘Benim Adım Gültepe’ bitti...
Valla benim bu yıl tuttuğum dizilerden biriydi.
Kanal, “Onu bunu bilmeyiz, durum budur” diyorsa bilemem.
Bu arada Kanal D, bu sezon ‘tak, çıkar’ uygulaması çekiyor dizilere; o ayrı mevzu...
Dizinin senaristi Vural Yaşaroğlu’na sordum, yanıtı şöyle oldu: “Muhtemelen aldığımız reytingler kanalı tatmin etmedi. Başka bir açıklama getiremiyorum doğrusu. Ortaya koyduğumuz işten ötürü ise vicdanım çok rahat. Bundan iyisi olamazdı.”
Katılıyorum.
Daha ne olsun sayın izleyici...
Geleceğin haber kanalları, televizyon anlayışının değişmesi ile başka bir havaya bürünüyor.
Yeni slogan, Sky News’ten geliyor:
“Eğer haber kanalı olamıyorsan, yeniden üretmek lazım...” Peki nasıl?
2020’DE TV NE OLACAK?
Televizyonun başından yavaş yavaş ayrılacağımız söyleniyor. Daha bize sıra gelmedi ama ABD ve Avrupa’da konuşuluyor “Şu Netflix ne yapacak?” diye...
2020 yılına geldiğimizde ‘İsteğe bağlı program, dizi izleme’ tüketicinin yüzde ellisini oluşturacak... Ericsson ConsumerLab araştırması dünyada televizyon ve internet gidişatına dair daha başka rakamlar da veriyor.
Tamer Karadağlı motosiklet kazası geçirdi. İki eli kırık, ciddi bir kaza. Atv Ana Haber’de rastladım. “Çorbadan kıl çıktı diye, çorba içmeyecek miyiz?” dedi. Yani yola devam... Tersini yapsa “Amma
korkak adammış” diyeceklerdi. Bu taş fırınlık olmasa
acaba ne derdi?
Bu tarz kimin?
Durum bu... Artık yorum size kalmış. Cümleler ifade etmeye yetmeyebilir... Mesela her iki karaktere balonlar hazırlayıp, içini doldurabilirsiniz.
‘Survivor’, ‘O Ses Türkiye’ ya da ‘Yetenek Sizsiniz’ öyle maliyeti düşük işler değil...
Bu gerçeği bana gelen bir bilgi notunda gördüm.
Programların Star'da yayınlandığı zaman dilimindeki maliyetleri, yarışmaların bölüm başı satış fiyatlarının 1 milyon lira civarında olduğu söylendi. Üç yarışma ile kanal hep birinciydi.
Star’ın, zamanında bu yarışmalara haftalık 4-5 milyon lira ödeme yaptığı söyleniyor.
“Sen kendi aldığın paraya bak, burada yorum yapma” diyebilirler.
Standart böyle olabilir, merak ettim TV8 bu maliyetleri nasıl çıkarıyor? Sonuçta yarışmalar şimdi TV8’de yayınlanıyor; maliyetler yine bu civardadır.
“Kardeşim hayatında televizyon kanalı mı idare ettin de buradan ahkam kesiyorsun” da diyebilirler.
Programın ya da sunucunun arkasında duracaksın... Bunun iki yolu var; önce ortaya atacaksın ve tanıtacaksın. Tutmadı kaldıracaksın ama o isim akıllarda bir yerde tarzı ile kalacak.
Bir süre sonra tekrar piyasaya sunacaksın. Ya da tınmayıp arkasında duracaksın hani nasıl derler ‘millet istemese de’ izleyecek.
Pazartesi günü total gündüz kuşağı programlarına baktım...
Üç aşağı, beş yukarı her kesim için geçerli bir liste... Sıralamada fazla oynamalar olmuyor.
Biri iniyor, diğeri çıkıyor...
ATV VE SHOW LİDER
Show’da ‘Bu Tarz Benim’ ve Fox’ta Esra Erol’un ‘reyting kahramanları’ onlar...
Kimi model, fiyatını arttırmanın peşinde... Kimi butik sahibi daha fazla müşteri peşinde... Kimi de ticaretle uğraşıyor ve evlenmek isterken şöhret oluyor...
Ortak yönleri; katıldıkları programlara ‘reyting’ getirmeleri...
ÖZLEM ÇATLATIYOR
Özlem Hanım 33 yaşında, ‘Bu Tarz Benim’de abla durumunda...
Programın tartışmasız polemik uzmanı.
Sabah kuşağında kendi içinde bir rekabet var. Öne çıkanlar Kanal D’de İrfan Değirmenci ve Fox’ta İsmail Küçükkaya ama dediğim gibi sabahları da kendine göre bir ‘reyting’ rekabeti var.
İbrahim Sadri yılların ekran yüzü. Ses tonu, duruşu, ekran hakimiyeti tartışılmaz. atv’de ‘Kahvaltı’yı sunuyor.
Yine dikkat çeken Beyaz TV’de Tahir Sarıkaya; ‘olay yaratan program’ konusunda uzman. Beyaz TV, ‘ajitasyon ve progpaganda’yı seven bir kanal. Tahir Sarıkaya da bu anlamda doğru isim olmuş, uymuş yani.
‘Her an her lafı edebilir’ hali ilgi çekici oluyor. İsmail Küçükkaya’ya “Kimden para alıyorsun?” diye sormuştur mesela.
Ece Belen Atrek var, Star’ın sabah kuşağına başladı. Kanalın spikerlerinden ama işte bu kuşak sadece gazete okumak, haberleri düzgün sunmak ile bitmiyor; ‘doğaçlama’ da gerekiyor. O ayrı bir olay.
TRT 1’deki ‘1’de Sabah’ı Server Gözüaçık’ sunuyor. Canlı yayın tercürbesi olan isimlerden biridir, o da rahat.