BİR HAFTANIN KÜÇÜK AYRINTILARI

10 Kasım 2013

Kanal D ana haber bülteninde; “Yine bir yabancı gazeteci sordu” haberi vardı. Başbakan Erdoğan’a Suriye’deki cihadçıları soran İsveçli gazeteci haberi. Bizim gazetecilerin soramadığının belgesi!
Yavuz Seçkin’in kukla gösterisi var. Acaba seriye Adana Valisi Coş’u ekler mi?
Ekrandaki en “psikopat” karakteri seçtim; Emin Ertan. “Kaçak” dizisinde Berk Hakman, döktürüyor. Birilerini de fena halde çağrıştırıyor!
“Karagül” dizisinden bir replik: “Bir erkek kadını alnından öperse alın yazısı olur.” Lastik gibi her yere çekilebilir.
“Devlet şans oyunlarından 41 milyar kazandı.” Halk TV haber bülteninden bir başlık. Devletin kumar kazancı yani.
Kopenhag takımının sponsoru Carlsberg... Takım acayip koşuyordu, ama alkolik işte!
Esra Erol’a Tekirdağ’dan telefonla bağlanan bir talip; “İyi çalışmalar” dedi. Adam haklı. Mesai saatindeyiz, evlendiriyoruz....

Yazının Devamı

HABER BÜLTENİNDEN SİYASİ KOMEDİ DİZİSİ

8 Kasım 2013

Ekranda siyasi mizah yok. Malzeme çok ama yapabilen yok. FOX’da Fatih Portakal ve ekibi her akşam yapıyor. Konuşmaları ve metinleri sadece alt alta koyarak ortaya siyasi mizah çıkarıyorlar.
Çarşamba akşamı Portakal, “Gündem nasıl derseniz, Başbakan topu attı; yurt dışına gitti. Bizler tartışmaya başladık” dedikten sonra şu “kızlı erkekli evde kalma” hikayesini anlatmaya başladı.

Haberleri kızlı erkekli mi hazırlıyorsunuz?
Haber, Finlandiya’da Finli gazetecinin sorusuyla başladı; “Soruya ve protesto gösterilerine kızan Başbakan, Kızgın Kuşlar’la stres attı” diyerek durumu özetledi. Malum, Portakal, tweetler eşliğinde sunuyor haberleri. Birini okudu: “Abi siz programı kızlı- erkekli mi hazırlıyorsunuz? Ceza filan vermesinler...”

Öğrenci evleri mi, apart evler mi?

Yazının Devamı

DiZiLERDE ASAYiŞ BERKEMAL

7 Kasım 2013

Öpüşme, buzlama, içkiler kıvamında... Normalleşme zamanı... İçkide bir rahatlama sözkonusu... Özendirmedikçe sorun yok... “Kaçak”ta Dr. Nazmi ile Serhat’ın tam “Behzat Ç.”lik rakılı muhabbet sahneleri vardı. İnanç Konukçu’yu masada görünce, aklıma ister istemez “Behzat Ç.” günleri geliyor. Sonra Serhat ile sallana salana deniz kenarına gittiler. Yani sahne yerindeydi. Biraz rakılar buzlandı, ama olsun. Yine de beyazı görünüyordu. Anladık ne olduğunu. Bu bize yeter.

Öpüşmeler gayet normal
Aynen öyle. Öpüşüyorlar bir sorun yok. Gayet kıvamında. “Güneşi Beklerken”de Kerem ile Zeynep’in öpüşmesi tekrarlandı. Salı akşamı da FOX’ta “Bir Aşk Hikayesi”nde Korkut Ali ile Ceylan “iletişimsiz” bir öpüşme sahnesi ile karşımıza geldi, “Bak öptüm başka ne istiyorsun” der gibi bir öpüşme.
Benim menzilime giren durumlar böyle. Buzlamada dişe dokunur bir sahne görmedim açıkçası. RTÜK ile aralar iyi galiba şu sıralar, ceza filan yok. Aman böyle devam edin!

KÖPRÜYÜ TEK YÖNLÜ KAPATAN ÜNLÜLER

Misafirperverlikten oluyor bunlar; mutlaka köprüyü gezdirelim diye düşünüyoruz. Ünlüleri Asya’dan Avrupa’ya geçirerek başarılı tanıtım yapmak sayılıyor.

Yazının Devamı

EKRANDA ŞABAN’IN TEK RAKİBİ VAR; RECEP iVEDiK

6 Kasım 2013

Kemal Sunal filmlerini hâlâ seyrederim. Şimdi adres belli. Kanal 7 otomatiğe bağlamış hafta içi 19.30, olmadı 22.00 mutlaka bir Kemal Sunal filmiyle karşılaşma şansınız var. Fox TV’de pazartesi akşamı “Recep İvedik” vardı. Buzlu bipli hali ile zavallı bir haldeydi. Şahan Gökbakar’ın yerinde olsam bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürürüm. “Türkiye’nin en çok iş yapan filminin televizyon hali böyle” diye...
İşte o haliyle artık ezbere biliyoruz diyalogları, öyle seyrettim. Özeleştiri yapayım bu arada; bu köşede ekranda bu buzlama ve bipleme haliyle film izlemek işkence diye yazan biriyim. Galiba vücut sansüre alıştı boş geçen görüntü ve sözcükleri hatırlayarak izleme yöntemini ben de benimsemişim. İzlerken düşündüm. Önümüzdeki 20 yıl içinde ekranda en çok gösterilecek olan yerli komedi filmleri listesinde 2000 damgalı yani Yeşilçam kuşağı sonrası diyeyim filmler, Recep İvedik serisi olacaktır. Yani “Şaban”ın 2000’li yıllarda çıkan tek rakibi Recep İvedik olmuştur. 30 yıl içinde bir başka isim çıkar mı? Bir tane çıkar...

ALDATMAYI ÇAĞRIŞTIRAN DİZİ MÜZİĞİ

Esra Erol kıvama geliyor. Evlendirme işinin tuzu biberi “aldatma kandırma” temalarının örnekleri

Yazının Devamı

MAÇ SIRASINDA CEP TELEFONU ÇALAR MI?

5 Kasım 2013

Bana göre, “Güneşi Beklerken” entrika dozunu en iyi ayarlayan dizilerden biri. Her bölüm “mantık sınırlarını fazla zorlamadan” yeni soru işaretlerini bizlere sunmayı başarıyor. Arada kaçak oluyor tabii ki. Son bölümde Cihan Hoca çok önemli bir basketbol maçında... Dışarıda kan gövdeyi götürüyor! Maçı izlemeye gelen eşi Tülin, Cem’in ablukası altında. Cem, Tülin’i eve gelmesi için baskı yapıyor, tehdit ediyor. Cihan Hoca’yı arayıp her şeyi anlatacağını söylüyor. Tülin iyice bunalmış “Ne halt edersen et umrumda değil” konuşması yapıyor. Cem de cepten dediği gibi Cihan Hoca’yı arıyor. Kamera sahaya dönüyor. Cihan hocanın telefonu çalıyor. Kimin aradığına bakıyor sonra açmıyor.
Bir basketbol koçunun cep telefonu, maç sırasında açık olur mu? Saniyelerin hesaplandığı bir maçta, koçun telefonun sesine ayıracak vakti
olabilir mi? Bize bu soruyu sordurmayacak bir başka plan düşünemezler miydi?

KAYIP; İZLENME ORANINI VE MERAKINI ARTIRACAK
“Kayıp”ın günü değişti. “Kanal D’nin en iddialı dizisi de gidiyor” haberleri yayılmaya başladı. İrfan Şahin’in “özel olarak” ilgi gösterdiği, bir yerde kendi dizisi diyebileceğim yakınlıkta, “Kayıp”. Dizi giderek kendini

Yazının Devamı

LEYLA İLE MECNUN; GELECEĞİN TV DİZİSİNE ÖRNEK

4 Kasım 2013

“Ben bu diziyi internetten izledim” sanırım en çok bu dizi için söylenmiştir. “Leyla İle Mecnun”un TRT’deki “izlenme oranlarının” düşük olduğu, ayrıca bölüm başı maliyetinin yüksek olduğu için kaldırıldığı açıklandı. “Leyla ile Mecnun” bir yerde gelecekteki
televizyon düzeninin de habercisi oluyor. “Sosyal TV” ya da “Ketçap TV” diye nitelendirilen yeni düzende “reyting” de “reklam” da internetteki izlenme oranlarıyla saptanacak. Böyle bir sistemde “Leyla ile Mecnun” televizyondaki durumundan farklı olarak çok izlenen bir dizi oluyor özetle...

Yaşlılar ekranda, gençler internette
“Sosyal TV”nin yani bilgisayar, tablet, Smart TV vs. gibi internet ortamı canlı yayın ya da tekrar izleme sıklığı (televizyonun) gençlerde patlama yapıyor. Fransa’da 15-24 yaş aralığının internette televizyon yayınlarını izleme sıklığıyla ilgili bilgi gelecekte olayın nereye gideceğini anlatıyor.
Günde 15 dakika internette televizyon yayınlarını (canlı ya da tekrar) izleyen genç nesil bu süreyi altı ay içinde iki dakika daha arttırdı. “Leyla ile Mecnun”u işte bu kitle izliyor. TRT’nin ya da genel televizyon seyircisi ekran başında kalırken bizde de 15, hatta daha erken yaşlardan başlayarak

Yazının Devamı

BİR HAFTANIN KÜÇÜK AYRINTILARI

3 Kasım 2013

“Aslanların sessiz kaldığı yerde yılanlar, çıyanlar volta atar...” Sudan’daki Nimule Milli Parkı’nın girişindeki levha değil. “Tatar Ramazan” dizisinin tanıtımıdır...
NTV’deki “Gece Gündüz”de “Bir Psikiyatristin Defteri” kitabının yazarı Gary Small (eşi Gigi Vorgan’le yazmış, onu göremedim) ile yapılan söyleşi vardı. Sıra dışı psikiyatrik vakaları anlatan bir kitap. Oh ne güzel, vatandaş ne kadar “bilinçlaltı” hali varsa anlatsın, sen de gizli defter ayağına yaz... Bizde “Rüyanı yaz da gel” diyenler bile var! Hazır metin yani...
“Şimdi hayatın kendisine dönelim” dedi Star Ana Haber’de Nazlı Öztarhan. Konu Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye katılımı. Bizi hayata döndürense Marmaray’dı.

“Fırın 3.5 metre, kürek 5 metre...” Haber bültenlerinin rağbet ettiği haberlerden biriydi. Olay Rize’de geçiyor. Fırının camından yarısı dışarı çıkan kürek, gelen geçene enteresan anlar yaşatıyor. Belediye başkanı soruna bir çözüm bulamadıklarını söyledi. Şu sıralar Rize bu konuyla meşgul.
“Yetenek Sizsiniz Türkiye’de Eser (Yenenler) kardeşimiz gösteriden memnun kalmış; “Çok yüksek eğlenceli buldum” dedi.
Kanaltürk, “2. Sayfa”nın konuğu modacı Hakan Akkaya’ydı. Bir ara konu

Yazının Devamı

ILICALI TELEVİZYON KURAR MI?

1 Kasım 2013

Geçen hafta Acun Ilıcalı’nın TV8’le konuştuğu yolunda haberler çıktı. Doğru mu? Bildiğim, en azından böyle bir temasın olduğu. Acun Ilıcalı’nın bundan sonraki hedefinde bir televizyon kanalı projesi var. Bu bir kanalın satın alınması ya da yeni bir kanal kurulması şeklinde olabilir. Bunu nereden mi biliyorum? Gidişatın bu yönde olduğunu anlamamak mümkün değil.
TV8 doğru bir seçim olabilir. Çünkü marka değerini oluşturdu. Kanalla ilgili olumlu bir algı var. Peki Acun Ilıcalı başarı olur mu? Bal gibi olur.
Televizyon kanallarının sahiplik sistemi, sektör dışından isimlerin gelip yerleşmesi üzerine kurulu. İşi sadece televizyon olan bir sahip yok. Acun Ilıcalı, projesi gerçekleştiği zaman moda tabirle “ezber bozulacak”. Muhabirlikten başlayıp patronluğa giden bir televizyoncu portresi çizecek. Yayıncılık, üç diziyi arka arkaya sıralamak ya da aralara bir de yarışma serpiştirmekle olacak iş değildir. Sanırım Acun Ilıcalı bunu göstermiş olur. Yayıncılığı bilen, elinde ekibi olan, para işinden anlayan belki başka isimler için de yol açılmış olacak.

“Muhteşem Yüzyıl”da Mihrimah Sultan’la evli Rüstem Paşa’yı canlandıran Ozan Güven, kurşun yeniçeri satın almış.

RÜSTEM

Yazının Devamı