Sina Koloğlu

TRT Haber yeni yayın dönemine yeni stüdyosunda başladı. 6 milyon dolar harcanmış, dünyanın sayılı stüdyolarından... Hayırlı uğurlu olsun. Yayın HD, stüdyo fıstık gibi, haberlerin de “HD” olması dileğiyle... Bülent Arınç yeni stüdyoda TRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Böken’in konuğu oldu. “Bizim kanallarımız çok şükür özellikle TRT Haber kanalımız reyting rekorları kırıyor” dedi.

TRT HABER ne zaman ikinci oldu?
Bülent Arınç bu konuya da açıklık getirdi; “TRT Haber haziran ayında malum sıkıntılardan dolayı ikinci oldu. Onun dışında biz birinci kanalız” dedi. O sırada Böken bir saptama yaptı; “Rakiplerimizden biri milli maç yayınlamıştı ondan öyle olmuştu...” Tekrar hayırlı olsun diyorum.
Genel müdür açıkladı TRT 1 prime time’da kaçıncı?
Bülent Arınç’a müteakiben yayına TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin alındı. Kurumun “tez konusu” olabileceğini söyleyen genel müdür, 2007 yılında 11’inci sırada olan TRT 1’nin bugün artık genelde ikinci, arada sırada üçüncü-dördüncü olduğunun altını çizdi. Şahin, “AB grubunda prime time’da (yani çok izlenen zaman dilimi) ikinci kanal olduk” dedi.

Keloğlan hangi yabancı çocuk kanalında?
TRT Çocuk bana göre de bugün en çok izlenen çocuk

Çok izlenen kanalların sinema filmleri malum. Buzlama, bipleme üzerine, reklamlar. Ben açıkçası açık kanallarda sinema filmi izlemiyorum. Size de tavsiye edemem. Ekranda sinema filmi izlediğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Birinci neden film seçimleri. “Buzlayacaksan bipleyeceksen” gösterme. Oturun RTÜK’le liste yapın orası burası oynanmamış filmlerden (animasyonlar mesela ) seçin. Film çok güzelmiş tamam da “E içinde erotik sahneler var”, “Efendim çok içki içiyorlar ne yapalım kestik” gibi garip durumlara düşmeyin yani. Hele bizim yeni dönem yerli komedi filmleri... Yazdım burada. “Sümelanın Şifresi” ve devam filmleri. Silme “bip”. “Recep İvedik” tekrar tekrar ekranda bipli, buzlu... Okurum Mehmet Türk bu işin farklı yönünü ele almış; film başlarken hem akıllı işaretler kullanıp “Vatandaş bu filmde her numara var gençlere çocuklara izleme izletme” diye uyarıp sonra kendisi “Aman başım belaya girmesin” diye orasını burasını kesip biçme eylemlerine örnekler...

+18’lik Yeşilçam filmleri
Uydudan yayın yapan ve ayrı bir dünyası olan kanallar var. Onların yayınladıkları filmlerinde hikayesi bir başka. “Doğu TV” (Erzurum’dan yayın yapar) yerli filmler gösteriyor.

Kısa bir ara. Babamın vefatı... Gazetelere baktım bu süre içinde. Televizyon dünyasında iki önemli haber; biri Acun Ilıcalı’nın kanal satın alması, diğeri TRT’de başörtülü spikerin haber sunması. 10/12/2012 tarihli “Muhteşem Yüzyıl TV’ye Çeki Düzenin Miladı Olacak’ başlıklı yazımın giriş bölümü;
“Bir haber bana, ‘Yaz bir kenarda dursun’ dedirtti. Yapımcı Faruk Turgut, ‘Samanyolu TV’de bir diziye bakıyorsunuz inanılmaz reyting alıyor (...) Yani izleyici onu izliyorsa biz de o yapının içinde, o tarz projeler üretmeliyiz’ demiş (TV Life dergisi). Dizilerin ‘ideolojik önemi’ artık vazgeçilmez. Hükümet bu reyting sistemini ‘hizaya’ getirmeye kararlı. Ekranın bütününü hizaya(!) getirmeye kararlı. Peki nedir bu? Dedim ya, ‘Yaz bir kenarda dursun.’ 10 yıl sonra tekrar açıp bakılır!
* Diziler de Samanyolu TV dizileri kıvamına getirilecek. ‘Huzur Sokağı’ bu konuda bir ilk; gerisi gelecek!
* Başörtülü spikerler, örneğin CNN Türk, NTV ya da Habertürk’te yavaş yavaş yerini bulacak. Nitekim söz konusu kanallarda tartışmacılar arasında ‘başörtülü’ isimler yok mu? Hatta bir isim, bir kanalımızdaki bir programın en önemli aktörü olmadı mı? O zaman neden gündüz kuşağında bir haber

Zordur cümleleri kurmak. Uzun zamandır hastaydı. Alzheimer bela bir rahatsızlık. Kendi dünyasındaydı. Unutulmuştur diye düşündüm. Bizim gazeteci milleti unutur. “Zaten bir arayıp soran olmadı” deniliyordu evde. Hazırlıklıydım. Onu son yolculuğuna uğurlarken kendi kendimize oluruz diyordum. Yeterdi. Öyle olmadı. Sevdikleri, unutmayanlar ne çokmuş. Ve gördüm ki ona olan saygı bir hakikat. Doğan Koloğlu’na yakışandı...
Gazeteden kovulurken “Sen üzülme bir kulağımız kalmıştı” sözünü hiç unutmam. Belki onun adına bu saygı güzeldi ve hakkıydı. Yazarken “Ne hücum futbolu” diye alay edenlerin içimde biriken karşılığıydı belki de. “Sen boşuna içerde yatıyorsun çıkaralım seni” diyenlerin getirdiği “özür mektubunu” yırtıp attığı için duyduğum saygının karşılığını görmekti belki de... Bazen gözleri dolardı anlatırken; “Arkamdan Doğan Koloğlu namussuzdu diye kimse konuşamaz.” Tam da bu sözün karşılığıydı babam. Galatasaray bir yuvaydı. Lisede yatılı başlayan, 17 yaşında takımda yerini alan ve sonrası hiç bitmeyen bir hayattı.
Muhallebi getirmişler. Onu yemiş... Yüzünde muhteşem bir gülümsemenin olduğunu söylediler. Yolculuğa hazırlık gibi. Gözleri kapanmış. Sessiz bir sonsuzluk almış

Dizinin son bölümünde Serhat, Burak’ın katil olduğunu kanıtlayan delile ulaşır. Sevgilisi Ece ile birlikte olduğu oteldeki görüntülerine ulaşır. Topçuoğlu Ailesi bundan habersizdir. Otelin müdürüne baskı yapıp görüntülerin değiştirilmesini sağlamışlardır. Bilmedikleri, orijinalin müdürün kasasında bulunduğu ve Serhat ile arkadaşlarının da bundan haberdar olduklarıydı. Söz konusu görüntülerin olduğu “gerçek CD”yi Cumhuriyet Savcısı’na ulaştırırlar.
Savcı da polisleri alıp Topçuoğlu’nun malikanesine gider. Burak içeridedir. Baba İsmet Ali Topçuoğlu, kızı Merve ve damat Ertan kapıda onları karşılar. Avukat olan Merve devreye girer. Savcı Burak’ı cinayetten gözaltına alacaklarını söyler. Merve “hangi delille” diye sorar. Sevgilisi Ece ile otelde çekilmiş görüntüleri içeren belge olduğunu söyler savcı. Merve; “Hukuk dışı elde edilen bu görüntüler mahkemede delil olarak kabul edilemez, bunu size hatırlatırım” der. Savcı; “Üzerinde oynanmış görüntüleri adli makamlara vermek delil olarak kabul edilir mi?” diyerek ters köşeyi yapar.

“Üzerinde oynanmış görüntüler” lafı 2000’li yılların ülke hukukumuz içinde önemli bir yeri oldu. Gelecekte de sanırım üzerinde epey konuşulacak.

Kanal 7’de Necmettin Nursaçan hocamızın sohbetleri ağırlıklı olarak “temas” üzerine oluyor. Kendisine gelen üç sorudan biri mutlaka “Yaparsak günah mı?” başlığını taşıyor. Bir yerde toplumun “günah çerçevesi”yle o çerçeveye nelerin önerildiğini anlamak açısından ilginç bir program. Yani “Bizim milleti anlamak istiyorsan, izlemelisin” sıralamasına girer bu program.
Pazartesi günü, stüdyoda programa katılan bir kadın seyirci şöyle bir soru sordu: “Damat, kayınvalidesi genç olursa elini öper mi?” Yanlış hatırlamıyorsam galiba bu konu, soruyu soran kadının bulunduğu bir ortamda konuşulmuş. Merak etmişler, kendisine “Hocaya bir sor bakalım, ne diyecek?” demişler...

Yaşlıysa sorun yok ama genç olursa...
Necmettin Nursaçan hocamız bu “toplumsal temas” durumlarını biliyor. Sorunun da nereye gittiğini, neden böyle bir soru sorulduğunu gayet iyi anladı. Onun için lafı eveleyip gevelemeden konuya girdi: Kayınvalide yaşlıysa sorun
yok, genç olursa damadın “niyetine” bağlı...
“Gencecik kayınvalideler var” dedi hocamız. “Damat, genç kayınvalidenin elini öperken şehvet hissine kapılmamalı, gönlüne hakim olmalı” dedi. “Şahsa göre değişir” diyerek genç kayınvalidelerin iyisi mi

Interpres Medya Takip Ajansı’nın yaptığı araştırmada, geçen ay basında en çok yer alan yarışma programının “Veliaht” olduğu açıklandı. Yarışmayla ilgili 300 haber yapılmış. Malum ilk sunucunun “dekolte” haberleri, bir şekilde yarışmanın reklamını yaptı. Peki izlenme oranları karşılığı nedir?
Bildiğim, bu yarışmanın hedef kitlesi AB grubuydu kabaca. Bugüne kadar beklenen olmadı.
Yine bana gelen bilgiler programın geçen hafta ve bu hafta kendini sınayacağı yolundaydı. Cumartesiden pazar gününe alındı. ATV’de “Bugünün Saraylısı” başladı, öyle olunca yarışma (kendi isteği de bu yöndeydi) gün değiştirdi. Baktım pazar günü AB’de 9’uncu olmuş.
Bu ATV ve yapımcı için yeterli mi bilemem. Bu maceranın fazla sürmeyeceğini biliyorum. Haftaya mı, ondan sonraki hafta mı, bunu zaman gösterecek.

TELE DÜNYA’DA ALT PAKETLER YERLERDE SÜRÜNÜYOR

Meşhur kablolu televizyonun platform hali. Altyapı olarak en tecrübeli olanı Tele dünya.
Alt ve üst paketler mevcut. Alt pakette “Standart” dediğimiz kanallar olmalı diye düşünürken, bir okurumdan gelen bilgiler durumun pek de öyle olmadığını gösterdi. İzlenebilecek doğru düzgün bir kanal gelmemiş. Temel pakete eklenen sonuncu

El Cezire, 2010 yılından beri hazırlık yapıyor Türkiye’de yayına başlamak için. 2011’de TMSF’den Cine5’i aldılar. Sonra tekrar sessizlik. Cine5 kendi aleminde bir kanal oldu. Öyle devam ediyor. El Cezire Türk kanalının adını “işten çıkarmalar”la geçtiğimiz günlerde yeniden duyduk! Enteresan iddialar da yer aldı.
El Cezire Türk’ün yayın zamanı belli oldu. 2014 yılında yayına başlıyorlar.Topkapı’da bir bina satın aldılar. Tadilata da başladılar. Para Katar’dan gelecek.

70 milyon dolarlık alım yapacaklar
Teknik altyapıyı kurmak için harcanacak para bu. 6 firma, geçen haziran ayında davet edildi Katar’a. “Para önemli değil, malzeme iyi olsun” diye bakıyor Katarlılar olaya. 6 firmadan 3 ya da 2 firmaya düşecek. Bu ay içinde son görüşmeler
yapılıp bir firmaya ihalesi verilecek.