TELEViZYONDA TARTIŞMA BiR HASTALIK

26 Ocak 2011

Bu başlık, ‘hastalık’ kelimesinin karşılığından çok, bir bağımlılık gibi algılayarak yazılmıştır. Beyaz TV’de ‘Yüksek Gerilim’ tam da bu anlamın karşılığını buluyor. Mesela NTV’de Mehmet Barlas ile Emre Kongar’ın “İkimiz ‘siyah beyaz’ gibiyiz, ama aramızda bir üslup ve mesafe var” konuşmaları gibi değil. Usta kalem Serdar Arseven ve dobra konuşmalarıyla Prof. Dr. Özcan Yeniçeri bir arada. Programın tanıtımı “Siyaset hiç bu kadar derin olmadı, konular böyle cesurca ele alınmadı” diye yapılmış. Son karşılaşmadan bir bölüm şöyleydi: “Kocakarı gibisin / Teneke gibi tık tık...”
Özcan Hoca’nın öğrencileri ertesi gün ne diyebilirler? “Hoca akşam dağıttığın yaaa...” mesela. Serdar Bey’in üslubu yazılarında da böyle. Her an maraza çıkarabilecek kapı komşusu tadında bir hali var. Hocam ise hiç de bu üslupta değil. “Nereden düştün buralara hocam” diyesi geliyor insanın. İzledikten sonra dedim ki; bu bir hastalık, bir bağımlılık.

BİKİNİNİN SINIF ÇELİŞKİSİ
Bekir Berat Özipek’i tanımam. Doğrusu ekşi sözlük bu anlamda benim başvuru kaynaklarımdan biridir. Hocayla ilgili gayet güzel şeyler yazmışlar. ‘NTV Soruyor’da şu karşılaştırmayla karşılaştım birden. ‘Karikatürize ettiğini’

Yazının Devamı

MAÇ MI iZLEDiK YOKSA AĞIR ÇEKiM Mi?

25 Ocak 2011

Galatasaray - Sivasspor maçını Lig TV’den izleyenler, sanırım bu soruyu sormuşlardır kendilerine. “Biz maç mı izledik yoksa tekrarlardan oluşan maçın filmini mi?”
Maç sırasında yakalanan hareketler, çimin havada uçması, yüz ifadeleri vs. güzel birer ‘birinci sayfa fotoğrafı’ydı. İş, giden maçın, yürüyen bir yayının tadı tuzu olmaktan çıktı ‘kabak tadı’ verdi. Öyle ki, örneğin Ayhan’ın sakatlandığı pozisyonu bu ‘ağır çekim merakından’ izleme şansımız olmadı. G.Saray’ın golünün kaç defa verildiğinin sayısını ben unuttum.
Bunlar güzel masabaşı çalışmaları kabul ediyorum. Ve maçın tadı tuzu oluyor. Ama öncelik maçın akışını aksatmamakta. Topun kalecinin elinden çıktıktan sonra diğer yarı sahaya gidişatının önüne geçilmemesinde. Artistik görüntüler sonra gelir. Önce kabasından maçı bana ver.
Hep yazdım, Canal Plus adına maç çekimleri yapan Fransız yönetmenin bir lafı pek hoşuma gitmişti; “Futbol maçları bir nevi spagetti western filmi gibidir.” Filmin ana konusu oynanan maçtır. Bu unutulmamalı. Tribünler, maç esnasındaki hareketler yani stada dair her şey bu yayında vardır. Ama dozunda olmak koşuluyla.

STAND-UP’UN TELEVİZYON HALİ
TV8, ‘televizyonda komedi programları’nın

Yazının Devamı

TNT, EKRANA HEYECAN GETiRDi

24 Ocak 2011

TNT “Genel izleyici kanallarına bir yenisi daha ekleme” sözünü yerine getiriyor. Çok izlediğimiz isimleri bir kez daha bu kanalda göreceğiz. Hülya Avşar, Mehmet Ali Erbil, İbrahim Tatlıses, Petek Dinçöz... Kanal bugün yeni formatıyla karşımızda. Atladıklarım olmuştur. Onlar da zaman içinde programlarıyla bu köşede yer alacak.
Şunu söyleyebilirim; yeni kanalda bildik programlar belki başka bir tat verebilir. Ne dersiniz? Televizyonda uzun zamandır böyle büyük boyda transfer olmamıştı. Bu anlamda sektöre bir hareket geldi. Bir saptama daha; bekleneni veremeyenler de olacaktır. Yerlerine yenileri gelecektir. Ve bir ihtimal, kanalımız yerli diziye de kucak açacaktır.

AYSUN KAYACI HEP AYNI
Kendi çizgisini, ne yapabileceğini bilmek önemli. Aysun Kayacı bunun dışına çıkmıyor. ‘Sarışın lolita’ havasında ses getirdiğini biliyor ve bizlere bir yenisini daha sunuyor: ‘+ 18’. Show TV’de cuma günü başlıyor. Fragmanı dönüyor kanalda. İlk izlenim; yine bizleri hoplatmak üzerine çalışılmış. Bunu gayet iyi yapıyor. Yapımcı koltuğunda Seray Sever de fazla bir şey istemediğinin mesajını veriyor. Dizi tutar mı? Ekip iyi, abartmadan güldürürse neden olmasın? ‘Çat Kapı’ hâlâ aklımızda

Yazının Devamı

RTÜK’ÜN YARAMAZ ÇOCUKLARI

23 Ocak 2011

Geride kalan yıl RTÜK’ten ceza alan ‘yaramaz programlar’ın başında ‘gerçeğin şovları’ geliyor. Bu yapımlar canlı yayınlanırken birden kavga gürültü kopuyor ya da telefona bağlanan kişi ‘dümdüz’ gidiyor. Cezalar da çoğunlukla buralardan geliyor. Geçen yılın bu anlamda flaş programı Müge Anlı’nın programı oldu. Dört uyarı ve iki program durdurma cezası aldı. Onu Flash TV’de Yalçın Çakır’ın programı izliyor: İki uyarı ve iki program durdurma. Star’da yayınlanan ‘Suç ve Ceza’ bir uyarı, bir program durduma ve bir para cezası almış.
Kanal 7’de yayınlanan ‘Ebru İle Paylaştıkça’ ise cezalarını ‘yaramazlıktan’ değil de reklamdan almış; iki uyarı ve iki para cezası.
Peki dizilerde durum ne? En çok ceza alanlar listesinde iki dizi var; iki erkek yatağa girdi diye ortalığın ayağa kalktığı dizi ‘Kılıç Günü’ne üç uyarı cezası gelmiş. “Türkçemizin içine ediyor” diyerek kafaya taktıkları ‘Türk Malı’ ise iki uyarı almış. Mehmet Ali Erbil de her yıl ‘Çarkıfelek’ ile bir olay çıkarmıştır. Geçtiğimiz yıl da üç uyarı almış.
Durum böyle; peki bu yıl ne olur? Dizilerimizden ‘Muhteşem Yüzyıl’ şimdiden yıla damgasını vurdu. Yukarıda adı geçenlerden de ben ‘yeni cezalar’ bekliyorum desem yalan olmaz.

Yazının Devamı

ECE ERKEN VE PETEK DiNÇÖZ HEP EKRANDA

21 Ocak 2011

Ece Erken özel televizyon tarihinin önemli bir ismi. Bu kadar çok kanal gezmesi ve her zaman gündemde kalabilmesiyle bunu gösteriyor. Tercihleri, yaşam tarzı vs ile ‘ortalama Türk genç kızının hayallerini’ ifade edebildiği için, annelerden de ‘bizim mahallenin kızı’ olarak kabul gördüğü için izlenmiştir. Son olarak Fox’ta bir nevi ‘Okan Bayülgen’in hatun hali olmak istemiş ama bunu da orta karar yapabilmiştir. Onun yeri sabah ve öğleden sonra kuşaklarıdır.
Kanaltürk’te ‘Hayat Gülerken’e başlıyor. Program arkadaşı Davut Güloğlu. Orta sınıfa yakın bir aileden gelenlerin daha iyi yaşam için çabalayanlara (marka giyinmek, Papermoon’da yemek yemek, tenis oynamak, Bodrum’da tatil yapmak vs.) örnek iki isim onlar aslında. Bu anlamda anlaşıyorlar. Konuşmaları, esprileri örtüşüyor. Ve bu geniş genç kitleye de hitap edebiliyorlar. Tutar mı? Önemli değil. Ece Erken için söylüyorum; başka bir kanalda yine başka bir program yapabilir. Önemli olan kanalda değil ekranda kalmak. Bunu da başarıyor Ece Erken.
Petek Dinçöz de yukarıdaki tanımlamanın daha yeni bir örneği. Aslında amacı ‘assolist’ olmak ve bunu kalıcı kılmak. İnişli çıkışlı oluyor. Ekranda bulunması, yapacağı albümler için bir

Yazının Devamı

‘TÜRKAN’ DiZiSi DEVAM

20 Ocak 2011

Geçen pazar günü Samsunspor - Fenerbahçe maçını yayınladı Kanal D. Oysa ‘Türkan’ dizisinin ekrana gelmesi gerekiyordu. Bende ‘Acaba bitiyor mu?’ diye sormuştum. Yapımcı firma yeni bölümler için anlaşma yapmış. Yayınlanmama nedeni rutin sene sonu hesap kesimiyle ilgiliymiş. Koliba Film bu yazıdan sonra bombardımana tutulmuş. Bu hafta yayında. Bu arada bir ihtimal günü değişebilir.

TRT MAÇ ÇEKMEYİ ÖĞRENECEKZiraat Türkiye Kupası maçlarını TRT yayınlıyor. Hemen hemen bütün maçları izledim. Ortak bir çekim eleştirisi getireyim; tekrar görüntülerde zamanlama bir türlü ayarlanamıyor. Maç akışı içinde birden ilgisiz ayrıntı görüntülere geçiliyor. Sanırım TRT bu kadar yoğun arka arkaya maç yayınını uzun bir aradan sonra ilk defa gerçekleştiriyor. Yani alışmak zaman ister.

EZEL NEDEN BİTTİ?Son bölüm gerçeği ortaya koydu. ‘Ezel’ finale gidiyor artık. Baktım her karakter reklamlarda. Dizi iyi bir yatırım belgesi olarak tüm oyuncuların artı hanelerine yazılmış oldu. Eylül ayında bir yazı yazmıştım; “O ilk senenin samimiyeti yok” diye. ‘Ezel’ artık çok izlenen dizi yaldızında. İlk sezon dayının ‘tiradları’ değişik geliyordu. Ama bu sene “Eee, hep aynı laflar” dedirtmeye başladı. Elle tutulur

Yazının Devamı

SAMANYOLU PROVOKATÖRLERi BULDU!

19 Ocak 2011

Samanyolu Ana Haber Bülteni klasik haber numarasını yapıyor. Canlı yayında telefona bağlanan bir kişi Galatasaray’ın yeni stadının açılışında neler olup bittiğini anlatacak. Suçluları deşifre edecek. Provokatörleri açıklayacak... Oturdum bekledim. Bir süre geçti. Ve olay anı geldi. Telefonda adını vermeyen, Galatarasaylı bir taraftar olduğunu söyleyen arkadaşımız anlatmaya başladı. Üç kişi yumurtalı afiş çıkarmıştı. Arkadaşlarıyla yanlarına gitmişler, tartışma çıkmış. O üç kişi ‘Öğrenci Kollektifi’nden olduğunu söylemiş. Ama onlar tepki gösterirken millet stadın mimarisiyle ilgileniyormuş. Telefondaki genç arkadaş sonra TOKİ Başkanı konuşmaya başlayınca sesin yükseldiğini söyledi. Afiş açan üçlü zaten bu arada çoktan gitmişler. Yani provokasyon görevlerini yerine getirmek için gelmişler sadece.

GÜNAH KEÇİSİ HANGİ KANALDA GÖSTERİLECEK?
Şahin K’nın, Nuri Alço, Tecavüzcü Çoşkun ve Sevtap Parman ile birlikte oynadıkları görünüş itibarıyla ‘kült’ olacak filmi ‘Günah Keçisi’ bu hafta vizyona girecek. Eh bir de bunun televizyon ayağı var. Filmi D Smart’ta, sinema kanalı Sinema TV gösterecek. Yani ilk televizyon gösterimi bu kanalda. Merakla bekliyoruz!

Rehberim

JAGUAR

Yazının Devamı

ADI FERiHA DEĞiL AMA KONULARI AYNI

18 Ocak 2011

‘Adını Feriha Koydum’ dizisinin ‘Yeşilçam’ın klasik konusu olduğu söyleniyor. Şöyle bir sıralayayım; ‘Küçük Kadınlar’, ‘Gönülçelen’, ‘Aşk ve Ceza’, ‘Unutulmaz’, ‘Aşk Bir Hayal’, ‘Küçük Sırlar’... Hangisinin konusu klasik değil? ‘Şüphe’ en son örnek. Daha saymakla da bitmez. Samanyolu TV’nin ‘Güz Gülleri’ ya da ‘Farklı Desenler’... Dizilerin temaları belli. ‘Adını Feriha Koydum’ daha bir sabitlemiş, fazla dolambaç yapmadan bodoslama bildik temalara girmiş. Peki fark nerede? Oyuncu seçiminde, senaryoda, çekimde. Bundan sonra çekilecek olan dizilerde aynı temaları bir daha, bir daha işleyecekler. Onun için ‘Adı Feriha’ olmuş ya da ‘Aşk’la başlamış fark etmiyor.

ŞİRİN BİR TELAŞ İÇİNDE
Şirin Payzın CNN Türk’ün vitrin isimlerinden. Klasik tabiriyle böyle. Bir telaş halinde. Vücudunun kamera hizasındaki tüm görünen kısmı ayrı ayrı oynuyor. Elindeki kalem bazen gözüme doğru geliyor. Yan oturuyor, karşısındakini dinlerken birden hareketleniyor, diğer yana atıyor kendini. Kaşlar soruyu anlama dürtüsüyle olacak, hep çatık. Çok konuklu tartışmanın içinde bazen “Aman işin ucu kaçıyor” tereddütüyle, trafik karmaşasının altından kalkmaya çalışan polis memuruna dönüyor. Sorularda da bir sonu

Yazının Devamı