ABD teröriste terörist diyemiyor

27 Haziran 2020

Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan sıkıntı doğrudan terör örgütleriyle bağlantılı. Daha doğrusu, ezeli dost ve müttefik(!) ABD’nin teröristlerle olan anlaşılmaz ilişkilerine odaklı. Dolayısıyla, lafa geldiğinde “teröre ve teröriste” karşı olduğunu söyleyen ABD samimi olsa sorunlar aşılacak. Ama ABD ne yapıyor? Hem YPG/PKK’ya hem de FETÖ’ye açıkça ve ısrarla kol kanat geriyor. Bunun son örneğini de ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl yayımladığı “Terörizm Ülkeler Raporu”nun 2019 versiyonunda gördük. ABD daha önceki raporlarda olduğu gibi yine ne YPG’yi ne de FETÖ’yü terör örgütleri listesine almadı. Geçen yıldan tek fark ise FETÖ elebaşı Fetullah Gülen için yapılan “sürgünde din adamı” tanımından din adamı ifadesini kaldırmak ve “Türkiye’nin YPG’yi PKK’nın uzantısı olarak gördüğü” ibaresine yer vermek oldu. Yani ABD yine teröriste terörist diyemedi, diyemiyor. Dün ABD’nin son raporunu ve bu

Yazının Devamı

Mısır’ın ipleri ABD’nin elinde

25 Haziran 2020

Türkiye’-nin verdiği askeri desteğin ardından Libya’da savaşın dengesinin değişmesi Hafter destekçisi ülkelerin planlarını altüst etti. Yani Rusya, Mısır Fransa ve BAE’nin vekâlet savaşçıları Hafter bozguna uğradı ve kirli oyun bozuldu. Dolayısıyla da Libya Ordusu’nun ilerleyişini durdurmak için şimdi de sahaya bir anlamda Sisi sürüldü. Libya Ordusu’nun işgalci Hafter güçlerinden geri alma hazırlığındaki Sirte ve Cufra’yı kırmızı çizgi ilan eden Mısır yönetimi Libya’ya askeri müdahaleyi ima eden çılgınca tehditler yaptı. Tabii Fransa ve Rusya’nın gazıyla. O nedenle de Sisi gerçekten Libya’ya askeri bir müdahalede bulunabilir mi, böyle bir gücü var mı ya da bulunursa sonuçları ne olur gibisinden yanıtları tartışılan çok fazla soru var. Özellikle de Sisi’nin son çıkışının ardından ABD’nin Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin yanındaymış havası dikkate alındığında. Çünkü o da “ABD ne kadar samimi?” diye kafa karıştıran bir başka soru

Yazının Devamı

Atina’nın ‘karasuyu oyunu’ tutmaz

22 Haziran 2020

Libya ile yapılan Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması’yla Doğu Akdeniz’deki bütün dengeleri değiştiren Türkiye şer ittifaklarına karşı sahada üstünlük kazandı. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Doğu Akdeniz’de saf dışı bırakma planları, oyunları bu hamleyle altüst oldu, çöpe gitti. Ancak Atina yönetimi kıta sahanlığı ve kara suları konularında kendince yarattığı harita ve iddialarla hala hayal peşinde koşuyor. Dahası son zamanlarda gerekirse savaş gibisinden tehditlerle bunun dozajını küstahlık boyutuna çıkarmış durumda. Dolayısıyla Atina’nın kimyasının hepten bozulduğu çok açık. Çünkü hem sahadaki gerçekliği ve güç dengesini görmüyor hem de bugüne kadarki oldubittilerini hukuki sanıyorlar. Nitekim birincisine dönük Savunma Bakanı Akar, “Yunanların Türkiye’yle savaşmayı isteyeceğinin matematik olarak uygun, doğru olmadığının altını çizmek istiyorum” sözleriyle noktayı koydu. İkincisiyle yani

Yazının Devamı

İnsanlığın uğramadığı şer kampı: Haftanin

20 Haziran 2020

Pençe-Kaplan Harekâtı kapsamında Irak’ın kuzeyinde terörist temizliği ve sığınak imhaları devam ediyor. Sıcak gelişmeler de bakanlık tarafından açıklanıyor. Buna göre an itibarıyla terör örgütüne ait 500’den fazla hedef imha edildi. Ancak bu harekâtı sadece dağdaki teröristleri hedef alma açısından görmek eksik kalır. Çünkü bu eskilerdekinin aksine, bölgede kalıcı olunması nedeniyle son derece stratejik ve jeopolitik önemi de olan, çok kapsamlı bir harekât. Özellikle de Haftanin’in konumu ve işlevi dikkate alındığında. Şöyle ki; Haftanin dağa çıkan ya da kaçırılan erkek-kız çocuklarının toplandığı ve örgütle tanışıp, askeri eğitim aldığı bir kamp. Aynı zamanda da kaçak sınır ticaretinin yanı sıra en önemli lojistik merkezlerinden biri. Burada eğitim alan teröristler Türkiye ya da Suriye’ye gönderiliyor. Dolayısıyla, Haftanin sadece bugün değil 1984’ten bu yana PKK’ya karşı çeşitli tarihlerde önceleri “girdi-çıktı” halinde kısa

Yazının Devamı

Pençe operasyonlarıyla ABD ve Fransa’ya da mesaj

18 Haziran 2020

TSK, bölücü terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’taki terör yuvalarını yok etme kararlılığını “Pençe” harekâtlarıyla bir kez daha gösterdi, gösteriyor. Tabii bu arada istihbari başarı, askeri güç ile teknoloji konusundaki imkân ve kabiliyetini de... Şöyle ki önce son dönemin en büyük hava operasyonu Pençe-Kartal kapsamında MİT-TSK senkronizasyonuyla tek tek belirlenen 81 hedef nokta atışlarıyla imha edildi. Dün de Pençe-Kaplan operasyonuyla bölgede belirlenen 150 hedef havadan ve karadan vuruldu, ardından da uçar birlik harekâtıyla terör yuvası Haftanin’e Türk komandosu yağdı, diğer unsurlar da karadan sızdı. Hem de bölgede cirit atan ve alenen PKK’yı koruyup, kollayan CIA, MOSSAD’a rağmen. Yani MİT ve TSK öyle gizli, öyle seri hareket etti, ediyor ki ABD ve İsrail ajanlarının dahi haberi olmadı, olmuyor. Dolayısıyla da TSK’nın operasyonları sadece bölücü terör örgütüne, teröristlere değil, onları koruyan, kollayan ülkelere ve

Yazının Devamı

Libya’da Hafter’in ateşkes oyunları

15 Haziran 2020

Türkiye’nin devreye girmesiyle dengelerin değiştiği Libya’da meşru Milli Mutabakat Hükümeti lideri Sarrac askeri alandaki hamlesini sürdürürken, gayrimeşru muhalif güçlerin başındaki General Hafter’i destekleyen ülkeler derhal bir ateşkesin ilan edilmesi ve iki taraf arasında müzakerelerin başlaması için yoğun uğraş veriyor. Aslında buna Hafter ile birlikte bozguna uğrayan ülkelerin vekalet savaşçılarını soluklandırma ve de kendi kirli oyunlarına yeni bir fırsat yaratma çabası demek daha doğru. Çünkü daha önceleri Hafter güçlü pozisyondayken uluslararası toplumun ateşkes çağrılarını aynı ülkeler duymazdan geliyorlardı. Ya da istiyor gibi görünüyor, sütre gerisinden kuklaları Hafter’e gaz veriyorlardı. O da “ne barışı sonuna kadar savaş” diyordu. O nedenle de şimdilerdeki barış ve siyasi çözüm gibisinden söylemlerinin hiç inandırıcılığı yok. Hele de Sarrac ile Hafter’i ateşkes masasına eşit şekilde oturtma niyetleri dikkate alındığında. Dolayısıyla yine gizliden her

Yazının Devamı

“Adnan Bey’i gözümün önünde tokatladılar”

13 Haziran 2020

TBMM’ye verilen Yassıada yargılamalarının yürürlükten kaldırılmasını amaçlayan kanun teklifi gerekçesindeki “Şeklen yargı kararı niteliği taşımakla birlikte, esasen millet iradesini kaba kuvvetle gasp eden gücün siyasi arzularının maskesi niteliğinde olan bu kararların hukuk âlemimizden silinmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini oluşturan millî egemenlik, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin gereği olarak tezahür etmekte ve ülkemiz hukuk tarihinin karanlık bir lekeden arındırılması adına zorunluluk arz etmektedir” vurgusu bile o günlerde yaşananları anlamak, anlatmak için yeterli. Özellikle de Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden biri olduğunu, Türk milletinin vicdanında nasıl derin yaralar açtığını... Çünkü hem yargılama sürecindeki hukuksuzluklar, insanlık dışı davranışlar hem de sonrasında gelen idamlar ve diğer hapis cezaları kabul edilebilir değil. Çok hazin bir dönem, çok karanlık ve kötü günler. Gerçekten de hukuk âleminden

Yazının Devamı

“Irkçılık ABD’nin genlerinde var”

11 Haziran 2020

ABD’yi ateşe veren protestoları her ne kadar beyaz bir polisin siyahi bir Amerikalıyı gözaltı sırasında boğarak öldürmesi tetiklese de aslında bunun yönetimin, daha doğrusu, gelmiş geçmiş tüm yönetimlerin ırkçı tavırlarının birikiminden kaynaklı olduğunu söylemek daha gerçekçi. Yani bu isyan ettiren görüntüler tarihsel bir kalıtım olarak devam edegelen bir durum. Hem de sadece siyahilere değil, ABD’deki “makbul beyazlar” dışındaki tüm renkli ırklara ya da başka dini inançtaki insanlara. Dolayısıyla, Cumhuriyetçi Trump’ın muhalifi Demokratlar’ın şimdilerde Kongre’ye sunduğu Amerikan polis teşkilatı ile yargıdaki ırkçı ayrıştırmanın sonlandırılmasını öngören ve polislerin müdahale yöntemlerini kısıtlayan tasarısı tam anlamıyla politik bir manevra. Çünkü evet, ırkçı kaynamanın ivme kazanmasında Trump’ın kişiliği, tavrının payı büyük ama bu, yönetimde Demokratlar olsaydı ABD’de böyle bir olay yaşanmazdı anlamına da gelmiyor. Niyesini Washington eski Deniz Ataşesi ve

Yazının Devamı