Günün ilk maçında Yeni Zelanda’nın, Finlandiya’yı devirmesiyle Dünya Kupası’nda ikinci tur biletini kapan milliler, Dominik Cumhuriyeti karşısına rahat çıktı. Bu rahatlık skora da yansıyınca farklı galip gelen 12 Dev Adam, C Grubu’nu ikinci sırada tamamladı.
A Milli Basketbol Takımımız, İspanya’nın Bilbao şehrinde oynanan Dünya Kupası C Grubu’ndaki 5. ve son maçında Dominik Cumhuriyeti’ni 77-64 yenmeyi başardı, ikinci sırada yer aldı.
Dünya Kupası’nın başlayacağı günkü yazımın başlığını ‘Şişt, şişt sakin ol’ diye atmıştım. Çünkü bu takımın ancak rahat oynadığında potansiyelini sahaya yansıtabiliyor. Dün ilk yarıda 41 sayıya ulaştı, rakibin ikili oyun savunmasındaki zaafını mükemmel kullandı, farkı 19 sayıya kadar çıkardı millilerimiz. Peki günün ilk maçında Yeni Zelanda, Finlandiya’yı devirseydi ve bizim bu maçı kazanma zorunluluğumuz ortaya çıksaydı. İnanın işimiz dünkü gibi kolay olmazdı.
Şut performansımız arttı
ABD maçında da görmüştük, rahatlığın şut performansımıza nasıl yansıdığını, dün de ilk yarıda bizim takım, yüzde 44 ile üç, yüzde 55 ile iki sayı attı.
Hızlı oynayan takımlara karşı da rahat oynayabilmemizin etkisi vardı farklı galibiyette. Ergin Ataman’ın,
Kabul edelim, elimizdeki takım bu. Bu takımı gönülden seviyor ve tüm maçlarını izlemek istiyorsanız, sizi sakinleştirecek bir şeyler bulamayacaksınız. Yoksa ‘Allah korusun’ koltukta kalırsınız!
Nasıl bir heyecandır, nasıl bir strestir bu!
17 sayı farktan gelmişken, son dakikada öne geçme fırsatı da bulmuşken kaçan 4 serbest atış, ardından yağmur gibi üçlük sokan Kaponen’in 20 saniye kala, ‘ben de kaçırırım’ diyerek bizlere fırsat sunması, Cenk Akyol’un buz gibiyken oyuna girip, kader üçlüğünü sokması, maçı uzatması... Maçın ilk dakikasından itibaren korku tünelinde gibiydik. Karşımıza neyin çıkacağını biliyor ama bir şey yapamıyorduk. Hücum yine tıkanmıştı. Ömer Aşık dışında opsiyonumuz yok gibiydi, Finliler onu da sertlikle yıldırmak istedi. İlk çeyrekte sadece iki saha içi basket bulmak, 5 top kaybı yapmak, hiç hayra alamet değildi.
İkinci yarıda onlar havaya girip, üçlükleri sıralamaya başlamışken, bizim yüzler her saniye biraz daha yerdeydi. Bizim atamadığımız bomboş üçlüğün ribauntunu alıp, rakip o şutu sokunca, sinirler de iyice gerildi. Mantıklı düşünmek de artık çok zor hale gelmişti. Ergin Ataman, hücumu biraz hareketlendirmek için her şeyi denedi. Ender-Kerem
Sürpriz değil aslında. Bu takımın iyi savunma yapan, tempoyu düşüren rakiplere karşı çok zorlanacağı ortadaydı. Buna bir de, normalden kötü oyun ile rotasyon sıkıntısı eklenince Milli Takımımız umulmadık bir yenilgi aldı.
Maçın başında stratejimiz belliydi. Top sürekli boyalı alana geçirilecekti. Ömer Aşık da iyi bir gününde olunca, bu plan tıkır tıkır işledi. Ancak Barış Hersek’in çok erken üçlemesi ve Kerem Gönlüm’den de orta mesafe şut katkısı gelmemesi, rakibin boyalı alana gömülmesine neden oldu. Millilerimiz bu sıkıntıyı aşmak için 4 kısaya döndü ama bu kez de Ukrayna lehine dönen, hem boyalı alan, hem de ribaunt üstünlüğüydü.
İlk yarıda Ömer Aşık 10 sayı, 13 ribaunta ulaşmışken, topu ona geçirmekte ısrar etmeyip, çok yanlış tercihler yaparak rakibi maça ortak etmek, günün en önemli hatasıydı. Hele top kayıpları! ABD karşısındaki 28 top kaybına, ‘rakip Amerika’ diye bahane bulduk ama Ukrayna önünde daha ilk yarıda 9 top kaybı yapmak, her dakika rakibin maça biraz daha inanmasını sağladı.
İkinci yarı Ergin Ataman’ın gelgitleriyle geçti. Coach, Barış Hersek’in hemen dörtlemesi nedeniyle takımı kısaltınca bu kez boyalı alan Ukrayna kontrolündeydi. Son çeyrekte
Maçın başında yapmamız gereken şeyi sonunda yaptık. Yeni Zelanda gibi bir rakibi devirmek için onların temposunu-oyun şeklini kabul etmek yerine, kağıt üzerinde en üstün olduğumuz alandan, yani boyalı alandan oynamalıydık.
Ergin Ataman’ın Furkan-Kerem ikilisiyle başlaması, rakibin hızını kesmek için kurulu bir düzendi ama bizim hücum düzenimiz daha çok etkilendi. Uygun pozisyonlar da bulmuştuk aslında ama o top çemberden geçirilemedi.
Ardından Ömer Aşık’a döndü Ergin Hoca ama NBA yıldızımızın hazırlık dönemindeki formsuzluğu kupanın ilk maçında da değişmedi. Yeni Zelanda ise dışarıdan çok iyi bir yüzde yakalamış, bizim hücumdaki sıkıntıyı çözmek için 4 kısaya dönüşümüzle, hücum ribauntlarındaki hakimiyetini artırmıştı. Zaten ilk yarıda farkın çift hanelere çıkmasının ana kaynağı da ribauntlardaki farktı.
İlk maçların çok önemli olduğu bir gerçek, hele ki bizim gibi aylardır ‘Nasıl başlarsak öyle gideriz’ düşüncesine kendisini de inandırmış bir takım için. İşte o düşünce yüzünden hücumdaki her kötü tercih paniği artırdı, o panik savunmaya da yansıdı.
Dışarıdan katkı gelmemesi, ilk yarıdaki asist sayımızın 2’de kalması, hücumu iyice tıkamıştı. Bunu açmak için bir çilingir
Millilerimiz bugün Dünya Kupası maratonuna başlıyor. Geçiş jenerasyonuna denk gelen, yıllardır bu takımda en fazla söz sahibi olan isimlerinden yoksun olarak gelen ay-yıldızlıların, böylesine dev bir organizasyonda ne yapacağı tabii ki büyük bir soru işareti. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Basketbol Antrenörleri Derneği’nin yayınladığı bildiri iyi analiz edilmeli. Açık açık olmasa da, 10 yıl Tanjevic’e sabredildi, sonuç ne olursa olsun Ergin Ataman’a destek verilmesi anlamı vardı bildiride. Haksız sayılmazlar bence.
Başta da belirttiğimiz gibi, geçiş dönemi yaşıyoruz ve kabul edelim ki, hücum kapasitesi sınırlı bir kadro ile oynayacağız. Takımdaki isimler yeteneksiz anlamında söylenmiyor bu, aynı tarz oyunculara sahibiz, çeşitlilik konusunda gerideyiz.
Üç sayı isabetimiz, yüzde 40’ı aşmazsa sıkıntı çekeriz. Bu konuda da formda olan Cenk en büyük güvenimiz. İyi savunma yapan takımlara karşı, mutlaka ikili oyunlarla uzunları potaya göndermeliyiz. Emir Preldzic’in yaratacılığı, guardlarımızı rahatlatacaktır ancak, 4 numaradan da mutlaka verim alabilmeliyiz. Bu nedenle zaman zaman Emir’i de power forvet olarak kullanabiliriz. Bu dakikalarda Cedi’nin vereceği katkı çok önemli. 19
Dünya Şampiyonası öncesindeki son özel maçını İspanya’da Porto Riko ile oynayan 12 Dev Adam, hücumda hazırlık döneminin en iyi performansını sergiledi, 10 tane üçlük bulup, rakibini farklı yendi.
A Milli Basketbol Takımı, Dünya Kupası öncesinde oynadığı son hazırlık maçında Porto Riko’yu 94-73 yendi.
Madrid’de oynanan mücadelede Milliler, oyuna 14-0’lık seri ile başladı. İlk yarının neredeyse tamamında yapılan baskı, rakibin organize olmasını zorlaştırırken, hücumda art arda bulunan üçlükler, kontrolün sürekli elimizde kalmasını sağladı. Arroyo bir ara takımını maça ortak etmeye çalıştı. Ama perde çıkışlarını iyi değerlendiren Cenk’in 3’te 3, Sinan’ın 3’te 2 üç sayı isabeti ile ilk yarıdaki dış atış oranını yüzde 54’e çıkaran ay-yıldızlılar, devreyi 48-27 galip tamamladı. Ergin Ataman, 4 numaralardan beklediği katkıyı alamayınca bir ara Oğuz-Ömer Aşık ikilisini yan yana kullandı. Bu ikili hücumda avantaj getirirken, savunmadaki zaaflar ise alan savunmasında adam değiştirerek kapatıldı, fark da giderek açıldı.
Barea diskalifiye olunca...
Ay-yıldızlılar ikinci yarıya da Ender’in üçlükleriyle girdi. Kerem Tunçeri de asistleriyle maça damga vurunca fark daha da
A Milli Kadın Basketbol Takımı, ilk iki gün maçlarını çok rahat kazandığı Zafer Kupası’nın final gününde çok zorlandı. Avustralya karşısında oyunun büyük bölümünü geride götüren Ay-yıldızlı ekibimiz, şampiyonluğa uzatma sonunda ulaştı.
Ülker Sports Arena’da düzenlenen Zafer Kupası’nın son gününde Avustralya ile karşılaşan Kadın Milli Takımımız, normal süresi 70-70 biten maçı, 84-80 galip tamamladı, 3. maçını kazanmayı bildi.
Mücadeleye tutuk başladı ekibimiz ve ilk iki gün kendisini galibiyetlere taşıyan savunmasını oturtamayınca, ilk periyotta 23-17 geriye düştü.
İkinci çeyrekte savunmasını biraz daha sertleştirdi millilerimiz ancak hücumda istediğini bulamayınca devre de 39-34 Avustralya üstünlüğüyle tamamlandı.
Rakibin boyalı alan sayılarına engel olamayıp, son periyota da 58-47 geride giren Türkiye, Işıl, Birsel ve Nevriye ile coştu, savunmasını da ilk iki günkü düzeye çıkarıp rakibini durdurarak, öne geçmeyi başardı, ancak normal süre 70-70 tamamlandı. Uzatmada da Nevriye ile boyalı alanı çok iyi kullanan milliler, 3. maçını da kazanarak, şampiyonluğa ulaştı.
Günün ilk karşılaşmasında ise Brezilya, Kanada’yı 65-56 yendi. İkinciliği Brezilya, üçüncülüğü Kanada
A Milli Basketbol Takımı, İspanya’daki Dünya Kupası öncesinde Türkiye’deki son hazırlık maçını Yunanistan ile oynadı. İki gün önce deplasmanda farklı mağlup olduğu rakibi karşısında bu kez daha etkili bir oyun sergileyen milliler, yenilgiden yine kurtulamadı.
Türkiye, Ülker Sports Arena’da oynanan özel maçta, Yunanistan’a 76-72 yenildi. Hazırlık döneminde oynadığı 8. maçında 7. yenilgisini alan milliler, iki gün önce farklı yenildikleri Komşu karşısında daha etkili bir oyun sergilese de taraftarının önünde kazanamadı.
Maça iyi başlayan milliler 11-0’lık seri ile oyuna girdi. Ancak Yunanistan’ın 13-2’lik serisiyle skor da oyun da dengelendi. Benzer bir seriyi, ikinci çeyrekte ekibimiz 35-26 öne geçtikten sonra 9-0 ile buldu Yunanistan. İkisinde de oyuncu değişikliklerinin ardından takım temposunu kaybetmişti. Hazırlık maçlarındaki sıkıntı bu işte. Tüm oyuncuları görmek adına, takımın yakaladığı ivme bozulabiliyor. Dünya Kupası’nda en iyi ve hazır beşle sahada kalacağı düşünülürse bu iniş çıkışların azalacağı düşünülebilir.
Hücumda sıkıntı
Ancak hücumdaki sıkıntı yine devam ediyor. Evet, Yunanistan gibi bir rakibe 72 sayı attı milliler ama dışarıdan şut katkısı