Schuster hangi kampanya paketi ile geldi?

23 Şubat 2011

Dün Milliyet’in internet sitesinin spor sayfası manşetlerine FİFA menajerinden şok sözler başlığıyla bir haber çıktı. FİFA’nın menajerlerinden Mithat Halis, bu sezon başında takımların transferlerine nasıl yön vermiş olduğuna yönelik bilgiler veriyor; özellikle Beşiktaş’ın teknik direktörü Schuster, Guti ve Quaresma’nın nasıl iki takım arasında pazarlanmış olduğunu anlatıyordu. Ayrıca teknik direktör seçiminde Le Guen ile Schuster arasındaki tercihi neyin belirlemiş olduğu konusunda da açıklamada bulunuyordu.

Açıkçası bu durumu çok normal bulmakla birlikte fazlasıyla da rahatsız olduğumu belirtmek istiyorum.

Bu yaz sonunda evimi değiştirdim. Sekiz senedir oturduğum ev fiziksel özellikleri bakımından oldukça kötüydü. Bir kere giriş katındaydı ve çok önemli nem sorunları vardı. Son iki senedir başka bir yere taşınma düşüncesi sağlık nedenleri yüzünden artık zorunluluk halini almıştı.

Peki, nasıl bir eve taşınmalıydım?

Bu sorunun cevabını detaylandırarak derinlemesine düşündüm. Kafamda planlar çizdim.

Yazının Devamı

Alex Beşiktaş'a "dörtlük" yazdı

21 Şubat 2011

Dia’nın 24. dakikada Beşiktaş kalesinin direğine takılan top gol olmuş olsa kuşkusuz bu maçın havası çok farklı olacaktı. Ne Almeida’yı ne Ferrari’yi konuşuyor olacaktı Türkiye; muhtemelen Necip’in defansif hataları ile kendi kalesine 5. dakikada attığı golün Beşiktaş adına ne büyük bir talihsizlik olduğunun detayları incelenecekti.

Beşiktaş-Fenerbahçe derbilerinin genellikle ilginç bir karakteri oluyordu; Fenerbahçe ne kadar üstün taraf olursa olsun, Beşiktaş bir şekilde oyunu dengeleyecek pozisyonları üretebiliyor, hatta karşılaşmaları kendi lehine çevirebiliyordu. Son o yılın değil, neredeyse otuz yılın tablosunda bunu bozan çok az karşılaşma hatırlıyorum. Zaten Fenerbahçe kazanırken bile 2-1 gibi skorların üzerine çıkamıyordu.

Bu maçı da aynı genellemenin içine dahil etmeliyiz. 30 dakika net ve ezici üstün olan taraf Fenerbahçeyken Necip’in kendi kalesine attığını saymazsak pozisyonlara rağmen gol bile üretemedi Fenerbahçeli oyuncular.

Beşiktaş’ın sağ kanatta oynayan defans oyuncusu sol ayağı ile sert

Yazının Devamı

Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin arka planı

21 Şubat 2011

2005 yılında İstanbul’da bir Şampiyonlar Ligi finali oynandı. Bu belki de tüm finaller içinde en heyecan dolu ve birinci devresiyle ikincisinin birbirine benzemediği çok ilginç bir karşılaşmaydı. Kuşkusuz Liverpoollular İstanbul’u bir başka hatırlıyorlar.

Maldini’nin henüz maçın başında şok golle Milan’ı 1-0 öne geçirmesiyle başlayan ralli, Crespo’nun golleri ile 3-0 olmuş, ikinci yarı Liverpool’un müthiş geri dönüşü ile 15 dakika içinde 3-3 gelmişti.

Böylesi geri dönüşlü maçları Fenerbahçe ile Galatasaray arasında hatırlıyoruz. 2001’de Fenerbahçe-Galatasaray (4-4) kupa ve Fenerbahçe-Gaziantepspor (4-3) lig karşılaşmalarının da unutulmaz birer ralli olduğunu eklememiz gerekiyor.

Türkiye’de derbi denilince akla gelen ilk eşleşmenin Fenerbahçe-Galatasaray olduğuna kuşku yok. Ancak son on yılda bu derbi niteliğinden ve heyecanından uzaklaştı. Başka bir şekil aldı. Onun yarattığı boşlu da Fenerbahçe-Beşiktaş rekabeti doldurmaya çalışıyor.

Derbi kavramının en doğru tanımı; sonucun baştan

Yazının Devamı

Moralini ve hedefini yitiren Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yenebilir mi?

20 Şubat 2011

Sezonun kaderini 19. ve 22. hafta oynanacak karşılaşmaların belirleyeceğini, daha doğrusu Fenerbahçe’nin ligdeki pozisyonunun ne olacağının bu maçlardan alacağı sonuçlara bağlı olduğunu bundan haftalar önce konuşmuştuk. Ancak o tarihlerde Trabzonspor 9 puan farkla liderdi ve henüz 5 hafta içinde bu puan farkının kapanabileceğine ilişkin bir belirti yoktu ortada. Trabzonspor ilk üç hafta içinde, bunlardan üç tanesi Fenerbahçe’ye olmak üzere öylesine beklenmedik puan kayıpları yaşadı ki Fenerbahçe’yi ister istemez havaya soktu, kısa sürede yarışa dahil etti.

İşin bu tarafından bakınca Fenerbahçe için Beşiktaş karşılaşması mutlak kazanılması gereken bir maç olmaktan çıktı. Çünkü Trabzonspor’un istikrarlı çizgisini yitirdiğini görüyoruz. Bursaspor’un dün farklı yenilgisi de enteresan bir sonuç olarak notlarımız arasına giriverdi. Trabzonspor’un iki hafta sonra İnönü’ye, 28. hafta da Arena’ya konuk olacağını hesaba katarsak Fenerbahçe için

Yazının Devamı

Schuster'in kader maçı muhasebesi

19 Şubat 2011

Pazar günü Schuster’in kader maçına çıkacağı yönünde önemli bir düşünce birliği var. Muhtemel bir yenilgi sonrasında Alman teknik adama duyulan güven duygusu yok olacak, camia içinde kurban arayışında olan kişilerin önüne atılacaktır.

Kazanırsa nereden bakılırsa bakılsın kupa süreci boyunca kendisine yeni bir bonus yüklemesi yapılacağı bir başka realitedir.

Her iki tavrında doğru olmadığı ortadadır.

Bugün Galatasaray, Bucaspor ile mücadele ediyor. Sezonun ilk yarısında Galatasaray Bucaspor ile oynadığı karşılaşmayı kazanmıştı. O gün Galatasaray’ın golüne ve maçın sonucuna Rijkaard’ın çocuklar gibi sevindiğini hatırlıyorum.

Rijkaard tek değildi. Yanında Neeskens gibi çok önemli bir futbol adamı vardı. Neeskens’in ismi Rijkaard’dan asla aşağı kalır değildir. Çok da doğru bir yapılanmadan söz edebiliriz. Ancak bu iki teknik adamı futbol kamuoyumuz çırak yerine koydu.

Amigonun önde gideni tarafından futbol bilmemekle suçlandı. Oysa o amigo bir takım erkek, kadın dergilerinin editörlüklerini

Yazının Devamı

Shevchenko, bize Beşiktaş gerçeğini gösterdi.

18 Şubat 2011

Bir tarafta üç aydır bu karşılaşma için hazırlanmış bir Dinamo Kiev diğer tarafta doğru dürüst hiçbir maça konsantre olamayan, çeşitli gruplara bölünerek çoğalan, çoğaldıkça sorunları büyüyen bir Beşiktaş’ın olduğu Avrupa Ligi mücadelesinin sonunda gülen taraf işi önemseyen oldu.

Dinamo Kiev ve onun ekolünün taşıyıcısı diğer takımlar her zaman bize çok ters gelmiştir. Bu takımların belirgin olan üstünlükleri fizik yapılarından kaynaklanır ve genellikle de bizim takımlara karşı başarılı olurlardı. Oysa artık sadece fiziksel değil teknik ve taktik yönünden de karşımıza çok güçlü takımlarla çıkıyorlar.

Bu maç öncesinde işyerimde arkadaşlarımla Fenerbahçe-Milan karşılaşmasını izlemiştik. Kuşkusuz buradaki temel hatıra o gün Servet’i peşine takarak sahada tur attıran Shevchenko’ydu. Aradan beş yıl geçmesine karşın bu efsane futbolcudan benzer bir performans görmek elbette bizi çok şaşırttı.

İşte bizim futbolcumuzun başaramadığı, ayrıca transfer

Yazının Devamı

Euroleague'de Fenerbahçe öyle bir yenilgi aldı ki...

17 Şubat 2011

Kaybetmek için bütün şartlar bir araya gelmişti. Salona 10 kişiyle çıkmıştı Fenerbahçe Ülker. En önemli silahlarından bir tanesi Mirsad’ı Pazar günü Ankara’da parke üzerinde bırakmıştı. Ukiç nerede diye meraklanırken hastalanmış olduğunu öğrendik. Aynen Siena karşılaşmasında olduğu gibi…

Bütün bunlar yetmezmiş gibi Litvanya orijinli Lavrinoviç ile Jasikevicius gibi iki önemli silahın tutukluk yapıp, Spahija’nın elinde patlamasıyla Fenerbahçe Ülker’in kazanma şansı ancak Ömer Onan, Preldzic, Kinsey, Kaya ve Oğuz’un göstereceği ekstra performanslara kaldı.

Oğuz Savaş’ın elinde tuttuğu topları ikilemesi, tereddüt yaşaması ve o anlarda takım arkadaşlarının pozisyonlarını yitirmeleri nedeniyle özellikle ilk yarıda yaptığı top kayıpları ve ikinci yarıda kaçırdığı basketler maçın Fenerbahçe için çok zor geçeceğinin işareti oldu.

Ayrıca Fenerbahçe Ülker’in birinci periyotta attığı 11 sayı Euroleague ortalamasının oldukça altındaydı. Bu sezon en kötü

Yazının Devamı

Alex kayarak pres yapıp, top kaparsa...

15 Şubat 2011

Fenerbahçe yokuş aşağı son hızla inen ve önüne kim çıkarsa imha eden bir takım karakteriyle özellikle bu hafta futbol dünyamızdaki herkese bir şeyi net olarak söylemiş oldu:

“Şampiyonluk istiyoruz!”

Fenerbahçeli oyuncular sahaya çıkarken taşıdıkları anlamlı pankartı yere bıraktıktan sonra gül demetleriyle tribünlere koşarak ellerindekileri onlara doğru fırlatmasıyla bütün Fenerbahçeli taraftarlar kendinden geçti. Niang’ın erken gelen golünden sonra da ortalık bir anda bayram yerine dönüverdi.

Fenerbahçe taraftarının dört yıllık şampiyonluk özlemini futbolcuların mücadelesinde, hırsında görmeleri ortaya çok güçlü bir sinerji çıkardı.

Bu sinerjinin yarattığı şey de Kayserisporlu oyuncuları sahadan sildi süpürdü. Herhalde uzun zamandır Kayserispor hiç bu kadar mahkûm ve kötü bir futbol oynamamıştır. Bir bakış açısı karşısındaki rakiplerinin kötü oyununun Fenerbahçe’nin işini kolaylaştırdığını iddia edebilir; ancak Fenerbahçe’nin

Yazının Devamı