Artık göçmen bakanlığı gerekiyor

15 Şubat 2007

Oysa, herkesin gözünden kaçan bir konu var. İstanbul'da 300.000'den fazla yabancı uyruklu kaçak olarak evlerde çalışıyor. Buna ek olarak, 180.000 yabancı işçi olduğu hesaplanıyor. Sadece, 70.000 civarında kayıtdışı Ermeni vatandaş var. İstanbul'da "devlet otoriteleri"nin göz yumması nedeniyle, kaçak olarak yaşayan yarım ile bir milyon arası kişi var. İstanbul'un sorunlarına Başbakan el atmak zorunda kaldı. Yine de, ne yapılması gerektiği pek bilinmiyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Hatta, "Ne yapalım, siz de fikir belirtin" denilip halkın bile görüşleri soruluyor. Düşünüldü, taşınıldı; okul bahçelerine otopark yapılmaya, deniz taşımacılığının artırılmasına karar verildi. Başbakan, "İşin, paran, yerin yoksa, İstanbul'a giremezsin" denilerek Anadolu'dan gelenlere hesap sorulması gerektiğini bile dile getirdi. İstanbul'da güvenlik yok. Fuhuş, kumar, uyuşturucu almış başını gitmiş. Bütün bu eylemlerin önemli bölümü, kaçak yaşayan ve kaydı belli olmayan kişiler veya işsizler tarafından yapılıyor. Kaçak işçi çalıştırılması nedeniyle, Türk vatandaşları iş bulamıyor. Devlet vergi kaybıyla karşılaşıyor. Şehir, bir başıbozukluk ve kontrolsüzlükle karşı karşıya.Alınması düşünülen ekonomik

Yazının Devamı

Kamu bankalarının satışı başka bahara

12 Şubat 2007

Anlaşılan, hükümet seçimden önce hiçbir radikal karar almamak, hiçbir grubu incitmemek, hiçbir tartışmalı konu yaratmamak niyetinde. Halk Bankası ihalesi gerçekleşseydi, bu ihaleye ancak 2-3 kuruluş katılabilecek ve ihale biraz konuşulur hale gelecekti. Öte yandan, muhtemelen satıştan sonra işten çıkarılacak banka personelinin sorunları baş ağrıtacaktı. Diğer bir konu da, bazı kredilerin geri çağrılmak olasılığının bulunmasıydı.Halk Bankası'nın satılmasından vazgeçilmesi, Türk ekonomisinin en büyük sıkıntılarından biri olan "kamu bankaları" sorununun devam edeceğini gösteriyor. Bilindiği gibi, Halk Bankası şimdiye kadar batmakta olan bir çok bankanın bünyesine devredilip sorunsuzca ortadan kaldırılması için kullanılmıştı. 2001 yılı krizi sırasında da, Hazine'nin çıkardığı piyasası olmayan iç borçlanma senetlerinin bankaya verilmesi yoluyla kullanıldı. Daha önceleri de diğer kamu bankalarında olduğu gibi, Hazine'nin bütçe dışı borçlanmasını sağlamakta kullanılıyordu. Halk Bankası'nın satışı ertelendi. Satmak yerine, bankanın yüzde 25'inin borsada halka açılmasına karar verildi. Üstelik, IMF'ye kamu bankalarının elden çıkarılması konusunda verilmiş sözler varken, bu karar alındı.

Yazının Devamı

Siyaset ve belediyeler neden başaramadı? (1)

8 Şubat 2007

Siyaset ve belediyecilik hariç.Futbolda, UEFA kupasını kazandık. Basketbolda, 12 Dev Adam büyük başarılar elde etti. Atletizmde, güreşte, boksta, halterde söz sahibiyiz. Siyasette ve belediyecilikte, bir türlü sınıf atlayamadık.Demiryolları hariç, ulaşımda çağ atladık. Türk Hava Yolları ile övünüyoruz. Şimdi de, ona rakip özel havayolu şirketleri yarattık. Şehirlerarası otobüsler de onlarla yarış ediyor. Yatçılıkta küçümsenmeyecek bir yerdeyiz. Havalimanlarımız, yat limanlarımız, tersanelerimiz Avrupa'yı aratmıyor. Bütün bu başarılar, siyasetçiler sayesinde oldu. Siyasetçilerimizi birçok konuda başarılı sayabiliriz. Siyasetin kendisi hariç. Belediyeler de maalesef siyasetin içinde. Sonuçta, siyasette ve belediyecilikte devrim değil, bir iyileştirme bile yapamadık. Son yirmi yılda Türkiye'de çok şey değişti, çağdaşlaştı. Hemen hemen her konuda dünyada söz sahibi olmaya başladık. Her konuda, önceki yıllarda hiç tatmadığımız dev adımlarla, başarıdan başarıya koştuk. Turizmde, dünya devleri arasına girdik. Tatil köylerimiz, dünyanın en iyileri arasında. Artık, golf sahalarımız bile var. Neredeyse, tüm dünya otel zincirleri Türkiye'ye geldi. Bunlardan bazılarının en iyileri

Yazının Devamı

Tayyip Bey ne yapmalı?

5 Şubat 2007

Tayyip Bey, cumhurbaşkanlığı konusunda milletvekillerinin, toplum kuruluşlarının, işadamlarının ve dostlarının görüşlerini alacağını söyledi. Soracağı soru "Kendim cumhurbaşkanı olayım mı?" olacak. Yoksa, onlara "Kim cumhurbaşkanı olsun?" sorusunu yöneltmeyecek. Başbakan'ın soru yönelttiği kimseler de, kendi çıkarlarına uygun olarak, bunun cevabını verecekler. Sonuçta, milletvekilleri ve işadamları başbakan kalmasını isterken, tarikat çevreleri ve dostlarından çoğu onun cumhurbaşkanı olmasını isteyecekler. Birçok kimse ise gerçek görüşünü bildirmeyecek. Örneğin, içlerinden başbakan kalmasının iyi olacağı geçse bile, Tayyip Bey'in "Beni cumhurbaşkanlığına layık görmüyor musun?" demesinden çekinerek, cumhurbaşkanı olmasını isteyecekler. Sonunda, bu iş Tayyip Bey'in ve ailesinin vereceği bir karar olacak. Tayyip Bey, normal olarak cumhurbaşkanı olur. Bunu zaten aylar önce yazmıştım. Bu fırsatı kaçırırsa, büyük olasılıkla bir daha eline fırsat geçmez. Olur da, başka birisinin cumhurbaşkanı olmasına karar verilirse, bu kez kimin cumhurbaşkanı olacağı tartışılmaya başlanacak. Tayyip Bey, artık oyalama taktiğini veya takiye üslubunu bırakmalı ve kendisinin cumhurbaşkanlığına aday olup

Yazının Devamı

Toyota

3 Şubat 2007

Fark bundan sonra başladı. Toyota'nın teknik elemanı, benim yakınımdaki servise gelip aracı gördü. Yaklaşık 2 yıl sonra olmasına rağmen, jantları değiştirmeyi kabul ettiler. Sadece, kullanılanların değil, bir bozulma olmadığı halde yedek tekerleğin jantını da yenilediler. Mercedes'in ise teknik elemanının servislere gelemediği, bizim aracı çok uzaktaki bir merkeze götürmemiz gerektiği söylendi. Otomobili çaresiz istenen yere götürdük. Sonuçta, Mercedes teknik elemanı, yaklaşık 2 yıl sonra böyle bir değişim yapılamayacağını, sorunun kullanımdan kaynaklandığını söyleyip bizi gönderdi. Doğal olarak, bu olayların üzerinden bir yıl geçtiği için, artık bizim bir istek veya beklentimiz yok. Bu nedenle, yazıyı rahatça kaleme aldım.Toyota, otomobilde dünya çapında büyük bir atak yaptı. Sanırım, bu gelişim iki nedenden kaynaklanıyor. Bunların birincisi, Toyota'daki hemen hemen tüm parçaların bozulmadan belli bir süre gitmesi. Toyota, verdiği kitapçıklarda bu süreyi 10 yıl olarak açıklıyor. Tabii, yapılan kilometre de önemli. Toyota'nın atağının ikinci nedeni ise, alım sonrası hizmetin ve servislerin çok iyi olması. Üstelik, küçük bir ödemeyle garanti süresi Toyota'da 5 yıla çıkıyor. Geçen

Yazının Devamı

Bir de bize sorun

1 Şubat 2007

Esenboğa Havalimanı baştan aşağıya yenilenmişti. İhtiyacın belki 5 katı yatırım yapılmıştı. Körükler boştu ama görünüşleri hoştu. Kullanılan teknolojinin İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan üstün olduğu daha ilk bakışta anlaşılıyordu. Esenboğa, daha detaylarla ilgilenmeye vakit bulunamadan alelacele açılmış gibiydi. Ancak, rahatlık ve genişlik, gelişmiş ülkeleri aratmıyordu. Ankara'ya doğru yola çıktığımızda, 4 gidişli ve 4 gelişli Esenboğa-Ankara yoluna girdik. Yol ve ışıklandırma çok güzeldi. Havaalanından, trafiğe girmeden Ankara merkeze ulaşılmasının hedeflendiği anlaşılıyordu. Altgeçitler masraftan kaçınılmadan yapılmış, granit taşlarla kaplanmıştı. Ama, yine aceleye getirilmiş görünümdeydi. Yepyeni inşaatlarda bile, yer yer granit taşlar dökülmüştü. Yollar yeni, fakat bakımsızdı. Sanki, yapılır yapılmaz kendi hallerine bırakılmışlardı. Tam o sırada, bu geniş yolda karşıdan karşıya geçmeye çalışan 3 bayanla karşılaştık. Neredeyse kaza yapıyorduk. Araçlar vızır vızır ve hızlıydı. Çünkü, yol hızlı gitmeye müsaitti. Ama, anlaşılan bu geniş yola, yeterince yaya geçidi yapılması unutulmuştu. Arkadaşımın, "Bir de bize sorun" derken ne demek istediğini yavaş yavaş anlamaya başlamıştım.

Yazının Devamı

Gündemi kim yapıyor?

29 Ocak 2007

Dışarıdaki Ermeni lobilerinden alkış aldı ve Ermenistan ile ilişkileri geliştirme olanağı elde etti. Bütün liderlerden önce, hem Dink'in ailesine hem de Ermeni din büyüklerine o ziyarette bulundu. Bahçeli, biraz gündemi değiştirmek istedi ise de, susturuluverdi. Lider dediğin, biraz da sloganlarla ve irticalen konuşmalı.Gündemi yapamayan veya gündeme hâkim olamayan hükümet veya başbakan gider. Kim ne derse desin, Ecevit gündeme hâkim olamadığı için gitti. O günlerde, gündeme Kemal Derviş hâkim olmuştu. Amerika'ya gitti veya gönderildi de gündemden düştü. Dikkat edin, konuşmamaları gerekirken, sık sık konuştukları için "medya maydanozu" sayılan bürokratlar bile, gündem yarattıkları için korumaya alınıyorlar. Süreleri dolduğu için görevden alınmaları bile, hükümet sorunu haline getiriliyor. Demek ki, az veya çok gündem oluşturmak, çok önemli. Gündemin büyük çoğunluğunu hükümet ve Tayyip Bey yapıyor. Tayyip bey gündemi yapmasa bile, gelişen gündeme sahip çıkıp gündemi yönlendiriyor ve gündeme hâkim oluyor. Örneğin, Hrant Dink cinayetinin hükümetin aleyhinde olacağı yorumları yapılırken, olayı hükümet kendi lehine çevirmeyi bildi. Peki, muhalefet partileri liderleri ne yapıyor?

Yazının Devamı

Servet edinmenin kuralları

25 Ocak 2007

Kitaptaki önemli vurguları şöyle özetleyebiliriz: Sadece para kazanmak değil, devamlılığını sağlamak, para harcamayı ve yeni yatırım yapmayı bilmek de önemlidir. Sadece zengin olmak değil, meşru yoldan zengin olmak, adınızın hatırlanacağı kalıcı bir şeyler üretmek, servetin bir bölümünü topluma geri verebilmek de gereklidir. Önce, kendiniz için servetin ne olduğunun tanımını yapmalısınız. Hedefinizi koymalı, hedefe nasıl varabileceğinizi planlamalısınız. En önemlisi, hedefiniz hakkında kimseye bir şey söylememelisiniz. Zengin olmak için uğraş vermek gerekir. Çoğu insanın zengin olmak için bir planı vardır ama planı olanların büyük çoğunluğu tembeldir. Para bizim düşmanımız değil, hayatı kolaylaştırmanın bir aracıdır. Mutlu olmak için harcanır. Para parayı çeker, zengin gittikçe daha zengin olur. Ama dikkatli olun, para kazanma uğruna sıhhatinizi kaybetmeye başladıysanız, muhtemelen tuttuğunuz yol, istediğiniz para kazanma yolu değildir. Bir malın fiyatı ile değeri arasındaki farkı bilmeyen, para kazanamaz. Başkalarını kıskanmayınız. Ancak, onlardan çok şey öğrenebileceğinizi de göz ardı etmeyiniz. İşe başlamadan önce, nerede olduğunuzu iyi bilmelisiniz. İlk olarak mevcut finansal

Yazının Devamı