Yaman Törüner

<#comment>
<#comment>
Cemil Çiçek kendisini yolsuzluklarla mücadeleye atamış biri. Kendi Bakanlığı'nın hazırladığı Bankacılık Yasası Meclis komisyonunda iken, bunca iş arasında davet üzerine birkaç günlüğüne Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'ne gitti. New York dönüşünde kendisiyle uçakta görüşme olanağı buldum. ABD izlenimlerini anlattı. Çok tenkit edilen Bankacılık Yasası ile ne yapılmak istendiği üzerinde durdu.
Çiçek, ABD'nin nihayet kendilerini anladığı görüşünde. Wolfovitz dahil birçok üst düzey yetkili ile görüşmüş. CIA ve FBI temsilcileri verdiği konferansa katılmış. Görüşmelerin hepsi de ABD'nin isteği ile gerçekleşmiş. Ayrıca, kendi isteği ile eski ABD Türkiye Büyükelçisi Peterson ile de bir görüşme yapmış.
Çiçek, bombalı saldırıların çok üzücü ama, ABD'nin Türkiye'yi anlamasına yardımcı olduğunu söylüyor. Tezkere krizinden sonra ortaya çıkan gerginliğin tamamen ortadan kalktığı görüşünde. Zaten, gelecek ay "Tayyip Bey"in ABD'ye davet edilecek olması da bunu gösteriyor. Yine, Başkan Bush gelecek yıl haziran ayında NATO toplantıları çerçevesinde Türkiye'ye gelecek.
Çiçek, ABD yetkililerine terörün son yıllarda şekil değiştirmeye başladığını anlatmış. Eskiden bir

<#comment>
<#comment>
Michael Drosnin'in geçen yıl yayımlanan Bible Code II (İncil'in Kodu II) isimli kitabı Amerika'da bir yıl içinde 7.5 milyon adet sattı. Time dergisinden tutun New York Times gazetesine kadar, birçok medya organına haber oldu. New York Times kitabı en çok satanlar listesine aldı. Time dergisi, kitabın iddialarını kapağına taşıdı.
Kitap, Eli Rips adlı Musevi bir matematikçinin İncil'i bilgisayara geçirip kelime kelime inceledikten sonra, nasıl belli mesajların ortaya çıktığını anlatıyor. Kitabın yazarı da bir Musevi ve kitabın hazırlanmasına İsrail hükümeti de destek vermiş. Mesajlar, harflerin belli aralıklarla (örneğin, beş harf atlandıktan sonraki harflerin bir araya getirilmesiyle) okunmasıyla oluşuyor. İncil'in bölümler ve kelime kesimleri olmaksızın gönderildiği, kodların böyle okunma ile ortaya çıkarıldığı anlatılıyor. Bu da sadece bilgisayarla yapılabilecek bir şey. Yani, bir anlamda Tanrı bugüne kadar bu kodların ortaya çıkmasını istememiş. Musevi bilgisayar uzmanı Rips, İncil'in İbranice yazılmış halini esas aldığını, çünkü İncil'in ilk bu dilde yazıldığını söylüyor.
Kitabın yazarı, Yaser Arafat'la, Şimon Perez'le, İsrail Başbakanı Ariel

<#comment>
<#comment>
Birden bire alevlenen, Batılıların adına "medeniyetler çatışması" dedikleri Müslüman - Hıristiyan çelişkisi ve kafalara yerleştirilmeye çalışılan "teröristler Müslümanlardan çıkar" görüşü beni, bu görüşleri savunanların dayanak noktalarını incelemeye itti.
Müslümanlardan ne istenip de alınamadığını anlamak ve bulunduğumuz coğrafyayı bir kez daha gözden geçirmek amacıyla, Thomas Nelson'un Bible Maps and Charts (İncil Harita ve Cetvelleri) isimli kitabını ve diğer pek çok kitabı inceledim. İncelemem sırasında, Amerika'da yayımlanmış bazıları dini bile olmayan değişik kitapların Müslümanlardan istenilenin sadece petrol, su ve toprak olmayabileceği konusunda spekülasyonlar yapmış olduklarını gördüm.
Tarafsız yazılmış ve sadece İncil'deki bilgileri bir araya toplamayı amaçlayan yukarıdaki kitapta, bulunduğumuz coğrafyanın önemi çeşitli bölümlerde şöyle vurgulanıyor:
- Cennet Bahçesi denilen ve Adem'le Havva'nın yaratıldığı bölge İncil'de Fırat ve Dicle nehirleri arasında, bizim Güneydoğu Anadolu Bölgesi olarak gösteriliyor. Hayat Ağacı ve iyi ile kötüyü simgeleyen ağaçlar da burada. "Memnu Meyve" burada yenilmiş. "İncir Yaprağı" da burada kullanılmış.

<#comment>
<#comment>
Bu hafta New York'tayım. Amerikalı Irak'ta olup bitenleri kanıksamış, neredeyse unutmuş, yeni yıl alışverişi peşinde. Amerika'yı Amerika yapan medya, haberleri Amerikalının duyması gereken biçimde veriyor. Bu o denli ustalıkla yapılıyor ki, kendinize ait bir olayın medyadaki yansımasını görmeden, olayların nasıl ve hangi amaca yönelik olarak çarpıtıldığını anlayamıyorsunuz. Bırakın Fox gibi iktidar yanlısı kanalları, CNN gibi tarafsız sayılan kanallar bile halkı nasıl yönlendireceklerini çok iyi biliyor ve toplum mühendisliği kurallarını uyguluyorlar. Sokaktaki Amerikalı kendi hükümetini her zaman haklı, iyinin ve doğrunun yanında görüyor.
Irak'ta öldürülen Amerikalı askerlerle ilgili haberler küçük puntolu yan haberlerle geçiştirilirken, Türkiye hakkındaki haberler sanki savaş Irak'ta değil de Türkiye'de imiş izlenimi veriyor. Şimdi anlayabiliyorum. Durmadan medyayı eleştiren AKP hükümeti, aslında Amerikan medyasına benzer bir medya görmek istiyor. AKP'ye göre, medya sadece olayları yansıtmamalı, yansıtılması gereken biçimde yansıtmalı. Oysa bunu yapmak için, kararların bir parçası olma ve kararların alınması sırasında düşünülenleri bilme zorunluluğu var.

<#comment>
<#comment>
Borsada işlem gören bankaların eylül sonu karları ve ayırdıkları vergi karşılıkları açıklandı. Doğal olarak, bazı bankalar gelecek yıl ödeyecekleri Kurumlar Vergisi için bire bir karşılık ayırırlarken, bazıları vergi karşılıklarını düşük tutup, karlarını yüksek gösterdiler.
Borsada işlem gören 10 bankadan Akbank, Finansbank, Dışbank, Türkiye Ekonomi Bankası ve Alternatifbank yeterli vergi karşılığı ayırmış görünüyor. Borsada işlem gören bankaların açıklanan eylül sonu kar rakamları milyar TL olarak şöyle:

<#comment>
<#comment>
Bombalı saldırılar arabanıza veya içinde bulunduğunuz binaya yapılabilir. İşte, Amerikan hükümetinin resmi belgeleriyle hazırlanan kitap (The U.S. Government Guide to Surviving Terrorism)'tan alınan korunma yolları:
a) Arabanızı her zaman yüzü öne bakar biçimde park edin. Arabanızda ilkyardım çantası ve hayatta kalma paketi bulundurun. Yakıt deponuzu her zaman yarının üstünde dolu tutun.
b) Arabanıza binmeden önce bomba taraması yapın ve temizse ilk iş olarak, aynaları vs. düzeltmeden önce arabanızı çalıştırın.
c) Yalnız arabanıza değil, yakınına konulacak bir bomba da aynı etkiyi yapabilecektir. Bu nedenle, taşıtınızın civarına da dikkatlice bakmalısınız.
d) Arabanızda karşılaştığınız küçük de olsa, olağan dışı değişimi göz ardı etmeyin. Bu sarkan bir tel veya açık bir motor kapağı olabilir. Araçlara konulan bombalar yaygın olarak hava filtrelerinin içine yerleştirilmektedir.

<#comment>
<#comment>
Terör eylemleri karşısında alınacak kişisel tedbirlerin açıklandığı, Amerikan hükümetinin resmi belgeleriyle hazırlanan kitap (The U.S. Government Guide to Surviving Terrorism) birkaç ay önce yayımlandı.
Amerikan İç Güvenlik Bakanı Tom Ridge, teröre karşı hazırlıklı olma konusunda "Terör bizi bir seçim yapmaya zorluyor. Ya korkacağız ya hazırlıklı olacağız" diyor. Kitap da vatandaşları teröre karşı hazırlıklı ve uyanık tutmak için kaleme alınmış. Kitapta, acil durumlarda kimlerle temas kurulacağından tutun da, şüpheli bir zarfın nasıl açılacağına kadar, vatandaşı pratik olarak ilgilendiren her türlü konu var. Bizim İçişleri Bakanlığımız da benzer bir çalışma yapmalı.
Kitabın önsözünde, Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra kimyasal, biyolojik ve hatta nükleer silahların teröristlerin eline geçmiş olma olasılığından bahsediliyor. Kitabın 3 temel bölümü, terörist saldırılardan korunma yollarını, saldırıdan sonra yapılabilecekleri ve kişilerin teröristlerce rehin alınmaları halinde nasıl davranmaları gerektiğini anlatıyor.
Kitapta bahsedilen ve her vatandaşın alması istenilen bazı ilk önlemler şunlar:
a) Bir terör saldırısı olasılığına karşı,

<#comment>
<#comment>
Hükümet vakıflarla ilgili bir dizi tedbir alıyor. Bu konuda, ilk bakışta haklı. Çünkü, vatandaşın kamuda zaten yapılması gereken işlerini yaptırabilmesi için, o kurumda çalışan memurların kurduğu vakıflara yardım yapması gerekiyor. Örneğin, trafik işlemi yapacaksanız, işlem dosyasını belli bir ücret ödeyerek şoförler cemiyetinden almanız lazım. Benzer biçimde, polisle işiniz varsa, polis vakfı; gümrükle işiniz varsa gümrük vakfı vs. devreye giriyor. Bu vakıflar kamuda zaten yapılması gereken işlemlerin bir bölümünü yapıyor veya kolaylaştırıyor görünerek, büyük meblağlara ulaşan paralar topluyorlar. Ayrıca, kamu kurumları bazı ihtiyaçlarını bu vakıflardan alıyorlar. Geçen yıl yazdığım bir yazıda, bu cins vakıfların yıllık topladıkları paranın 6 - 7 milyar dolara ulaştığını anlatmıştım. Bu büyük gelir olanakları nedeniyle de, bu vakıflara yönetici olmak için insanlar birbirlerini yiyor. İşte, bu çeşit vakıfların olmaması gereken ve kamu hizmetleri üzerinden elde edilen gelirlerinin, bundan böyle durdurulması amacıyla hükümet gerekli düzenlemeleri yapıyor.
Buraya kadar her şey iyi. Ancak, bütçeye bakıyoruz. Vakıflara yardım adı altında milyonlarca dolar