Dünyada, Google’a en çok “Squid Game” kurabiyesinin tarifi sorulmuş; bizde ise güllaç ve soğuk baklava ön planda. Sağlıklı besleneceğiz ama arada mutluluk da hakkımız diyor ve sizlerle 2021’in en çok aranan 2 tatlısı güllaç ile soğuk baklavanın tariflerini paylaşıyorum
2021’i geride bırakmaya hazırlanıyoruz ama pandemiyle geçen yılın üzerimizdeki etkileri devam ediyor. Dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 nedeniyle birçok kişi normalden daha fazla mutfağa girmeye ve çeşit çeşit yemek denemeye başladı. Bu durum tabii ki Google’ın aramalarına da yansıdı. Yılın son günlerinde dünyada ve Türkiye’de en çok aranan ve trend olan yemek tarifleri listesi açıklandı. Bu araştırmada, dünyada daha çok dijitalde öne çıkan ve viral olan yiyeceklerden bahsediliyor. Tatlılar ön planda. Özellikle “Squid Game” kurabiyesi gündemde. Yüreği dayanıp da diziyi bitirenler Dalgona şekeri adı verilen bu Kore tatlısını hatırlayacaklar. Tarifi gösteren sahne pek iştah açıcı değil, ama
Sakarya bugüne kadar kendini anlatamamıştı. Oysa çok kültürlülüğün, o renkli mozaiğin en kıymetli temsilcilerinden. Yemek tariflerinin yanı sıra Sakaryalıların kültürünü de yansıtan “Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı” kitabı çok şey anlatıyor.
Türk mutfağı geçmişi çok derinlere dayanan bir kültürler mozaiği. Bu mozaikte her şehir kendi hikâyesiyle vardır ve uzun yıllara dayanan gastronomi kimliğini oluşturur. Şehirlerin bu kıymetli yolculuğundaki en önemli argümanlardan biri de kitaplardır. Mutfak kültürünü, yemeklerini, ürün zenginliğini kitaplar kayıt altına alır ve yarınlara taşır. Niye bütün bunları yazdım. Geçen ay piyasaya çıkan “Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı”, son yıllarda okuduğum en kapsamlı kaynak yayınlardan biri.
Ülkemizde gastronomi konusunda büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Gaziantep, Hatay, Afyon, İzmir, Adana gibi şehirler, gastronomi projelerinin önderliğini yapıyorlar. Sakarya ise İstanbul’a, bir semti kadar yakın olmasına karşın, pek çok
2021’i uğurlamaya hazırlanırken İstanbul’da lezzet turuna çıktım. İlk durağım şef Yunus Emre Akkor’un Sultanahmet’te açtığı Galeyan oldu. Pan Latin ve Asya mutfağıyla öne çıkan Toro Latin Gastro Bar ve Boğaz’ın en yenilerinden Mavra’nın imza lezzetleri arasında seçim yapmaksa zor
İstanbul Galeyan’a geldi
Yunus Emre Akkor, gastronomi dünyasının deneyimi ve bilgisiyle öne çıkan şeflerinden. Ödüllü kitapları, Türk mutfağına yönelik yaptığı çalışmalar ve araştırmacı kimliğiyle benim de her zaman başvuru kaynaklarım arasında olmuştur. Galeyan, Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde yaşayan birçok medeniyetin mutfak geleneklerini ve lezzetlerini günümüzde taşıyan sıra dışı bir restoran. Akkor, Galeyan’ın aslında tamamen Amerika ve Avrupa için hazırlanmış bir proje olduğunu söylüyor. Eh her şey kısmet gerçekten! Diyor ki, “Başka bir proje hayalindeyken, kendimizi Tarihi Yarımada’nın ortasında bulduk.” Galeyan, eski dilde “kaynama, suyun kaynaması” demek. Mutfakta hiçbir
Peynir rotaları, niş bir turizm biçimi olarak ilgi görüyor ve Kars, dünyanın farklı coğrafyalarında tescillenen 17 peynir rotasına adını yazdırdı. Ben de hemen çeşit çeşit lezzetli peynirlerimizle gastronomi turizminin göz bebeği olabileceğimiz hayalini kurmaya başladım
Rota nedeniyle gittiğim Kars’ta, 5 yıl rötarla da olsa coğrafi işaret sempozyumuna katılım belgemi İlhan Koçulu’dan aldım.
Anadolu bir peynir cenneti. Kayıtlı 200, araştırmalar sonucu 400’ü geçmesi beklenen bollukta peynir çeşidi var yurdumuzda. Yerel peynirlerin penceresinden baktığımızda, Akdeniz’in çökelek ve haşlama peynirleri, Ege’nin salamuraları, Marmara’nın kaşar peyniri, Karadeniz’in yayla üretimleri, İç Anadolu’nun tulumu ile küpü, Doğu Anadolu’nun göçle gelen sert kabukluları, tel peynirleri gibi Anadolu’da her coğrafyanın kendi klimasına göre peynir çeşitleri geliştirdiğini görürüz.
Rota peynirlerinden taze Kars kaşar peyniri en az bir ay olgunlaştıktan sonra tüketiliyor.
Aslında peynir, uluslararası
Dünyada bir şef tarafından, kedi, köpek beslenmesiyle ilgili yazılan “Petchef”i görünce, eminim tatlı bir şaşkınlık yaşayacaksınız. Kitabın yazarı, bir başka sürpriz: Yeme-içme sektörümüzün duayen şeflerinden Rafet İnce’nin imzası var kitapta. Rafet Şef, “Ben yemediğim hiçbir ürünü patili dostlarıma yedirmem” diyor
Belki de hayatımın en keyifli yazılarından birini yazıyorum diyebilirim. Birkaç gün öncesine kadar bu köşede şahane sunumlarla, kedi köpek maması tarifi vereceğimi söyleselerdi, espri der, güler geçerdim. “Petchef” kitabını gördüğüm an belki de son dönemlerin en tatlı şaşkınlığını yaşadım. Hele ki kitabın yazarını görünce büyük sürpriz yaşadım! Rafet İnce, yeme-içme sektörümüzün önde gelen duayen şeflerindendir. Ülkemizi yurt dışında defalarca temsil etmiş, ödül üstüne ödül almış, öğrenciler yetiştirmiş ve çok sayıda kitabıyla da lezzet severlere önderlik etmiş. Rafet Şef, şu anda
Mutfağı UNESCO onaylı Gaziantep, Zeugma mozaiklerinin görkemli ortamında, önemli bir moda buluşmasına ev sahipliği yaptı. Amaç bir yarışmayla gündem yaratmaktan ibaret değildi, ileriye yönelik bir bakış açısı söz konusuydu.
Gaziantep’te geçen hafta katıldığım, Zeugma Mozaik Müzesi’nde gerçekleştirilen Doku Kumaş Tasarım Yarışması’nın muhteşem final defilesinde çok şey düşündüm. Zengin mutfağıyla öne çıkan ve ülkemizin gastronomi alanında ilk UNESCO kenti olan Gaziantep, aslında pek çok konuda öncü bir şehir. Mutfağının çeşitliliğine kendimizi öylesine kaptırdık ki, nüfusu, ekonomik potansiyeli, kültürel zenginlikleri ve tarihi dokusuyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kenti Gaziantep’in diğer özelliklerinden bahsetmez olduk. Eminim benim gibi herkesin Gaziantep denildiğinde, gözünün önünde bu güzel şehrin birbirinden nefis yemek çeşitleri uçuşuyordur. Nasıl uçuşmasın! Ülkemizin gastronomi alanında ilham kaynağı bir kentten