Bodrum, yaz boyu Michelin yıldızlı şeflerin uğrak yeri. Bu şeflerin ülkelerindeki restoranlarına gidebilmek için uzun bir rezervasyon listesinde sıranızın gelmesini beklemek yerine Bodrum’un yolunu tutabilirsiniz
Gastronomi dünyasının kalbi şu sıralar Bodrum’da atıyor. Yerli yabancı lüks markaların akınına uğrayan Bodrum, yaz boyu Michelin yıldızlı şeflerin uğrak yeri oldu. En fazla dikkatleri çeken konulardan biri de otel restoranlarının yıldızlarının yükselmesi. be Premium Bodrum’un, “Muhteşem Mutfak Deneyimi” başlığı altında pop up bir uygulamaya geçmesi ve bünyesindeki Tobias Restoran’ın mutfağını peş peşe Michelin yıldızlı 5 şefe emanet etmesi, sadece Bodrum’da değil tüm ülkede en çok konuşulan konulardan biri. Yine, Gündoğan Mivara Luxury Resort içinde açılan Bodrum’un ilk Japon restoranı Minami ve nefis lezzetleriyle öne çıkan Amanni Beach yaza damgasını vuran yerler arasında.
Şef Genovese’nin menüsü
Roma’da iki Michelin yıldızlı restoran Il Pagliaccio’nun şefi olan Genovese’nin büyük ilgi
Türk kahvesi sevdalısı, tanıtım elçisi Ülkü Kahraman ilk kez 20 ülkede 100’ü aşkın şubesi olan köklü bir İtalyan markasına özel bir harmanla Türk kahvesi ürettirmeyi başarmıştı. İsminle özdeş yaşadın Ülkü, seni hiç unutmayacağız.
Gastronomi dünyası, geçtiğimiz günlerde çok kıymetli bir ismi kaybetti: Ülkü Kahraman. 51 yaşındaydı Ülkü, kanserle sonuna kadar soyadına yakışır biçimde kahramanca mücadele etti ve iyileşeceğine de hepimizi inandırdı. Çok sevdiğim, dostumdu. Arkasında sevgili oğlu Cem, ailesi ve tüm sevenlerini boynu bükük bırakarak gitti. Hakkında yazmam gereken sayfalar dolusu şey varken, onu bu şekilde uğurlayacağım hiç aklıma gelmezdi. Dostları bilir; en sıkışık, en darda olduğunuz zamanlar yanı başınızda biter, “Sen üzülme, hallederiz” derdi. Ve hallederdi de…
Enerjisi, gülen gözleri, iyi kalbiyle gönüllerde taht kurmuş biriydi Ülkü. Sektörde, kiminin ablası oldu, kiminin kardeşi, kiminin de yoldaşı… Herkese yetişirdi. Uzun
İzmir usulü, kokorecin geleneksel yapılış şekli. Ustadan ustaya değişen, malzemesi ve pişirme tekniğine dayalı bir lezzet farkı var popüler sokak lezzetinin
Kokoreç bana göre sokak lezzetlerinin afacan çocuğu! Her an, rastgele bir sokağın köşesinde karşınıza çıkabilir, kokusuyla da lezzetiyle de başlı başına bir ziyafettir. Hele ekmek arası tadı bambaşka… Son dönemlerde kokorece rağbet giderek artıyor. Öyle ki talebi karşılamak için uzun zamandır farklı ülkelerden bağırsak ithal ediliyor. Türkiye’de, Yunanistan’da ve Balkan ülkelerinde çok sevilerek tüketilen kokoreç, dünyanın her yerinde büyük ilgi görüyor.
Kokorecin farklı versiyonlarını görüyoruz. Özellikle İstanbul’da kekik başta olmak üzere pek çok baharat karışımıyla, limonla, domatesle servis ediliyor. Elbette ustadan ustaya değişen ve pişirme tekniğine dayanan bir lezzet farkı var.
Kokoreç nasıl olmalıdır, diye biraz araştırdığınızda, karşınıza İzmir usulü olarak ünlenen tarzıyla çıkıyor. Şişte, odun kömüründe pişen ve
Sıcak bir yaz dondurmasız geçer mi! Serinlik ve mutluluk kaynağı dondurmanın en özel tariflerini, yine özel şeflerden sizler için aldık.
Yazın bunaltıcı sıcaklarına karşı en büyük kurtarıcı içeceklerdir diyoruz, ama asıl gizli kahraman dondurmayı unutmamak lazım. Daha dondurmanın ismini anarken serinler, en önemlisi de keyiflenirsiniz. Bu keyfin nedeni belli; dondurmada bulunan süt şekeri yani laktoz, mutluluk hormonu olarak bildiğimiz seretoninin hızlıca salgılanmasını sağlıyor. Dondurmalı tarifler de ayrı bir lezzet katıyor damaklara. Maria Restoran’ın sahibi Maria Ekmekçioğlu, İstanbul’un yeni lezzet gözdesi, şehrin belki de kumsalı olan tek restoranı Yalı 77’nin Executive şefi Saim Eser ve Fransa’da yaşayan Şef Sibel Pinto’nun mutluluk verici tariflerini eminim çok beğeneceksiniz.
Keçi sütlü dondurma
2 litre keçi sütü
2 tatlı kaşığı saf salep tozu
2.5 su bardağı toz şeker
Yapılışı: Salep ve 2-3 kaşık toz şekeri karıştırın, bir bardak süt ekleyin. Kalan sütü kaynatın. Kaynayınca önce kalan şekeri sonra salepli karışımı ekleyin. Bu
Caffè Vergnano ve Torcello, lezzet çıtasını hep yukarı doğru taşırken “bu lezzet başka bir yerde yok” dediğimiz cinsten özgün imza yemeklerini de oluşturmuşlar.
İtalyan yemeklerine meraklıyız. Dünyanın en renkli mutfaklarından biri ayrı, ama bizim damak tadımıza da çok uygundur. Daha İtalyan adını duyarken gözümüzün önünde makarnalar, pizzalar, nefis tatlılar uçuşsa da farklı bir derinliği ve gelenek düşkünlüğü vardır bu renkli mutfağın. En önemli özelliklerinden biri de malzeme kullanımındaki kalite, mevsimsellik ve tazeliktir. İstanbul’da canınız İtalyan yemeği istediğinde zorluk çekmezsiniz, ama özgünlüğü ve lezzetiyle öne çıkan restoran sayısı fazla değil. Bunlardan biri çok uzun zamandır müdavimi olduğum Caffè Vergnano Maslak, diğeri de yıllara dayanan deneyim ve iddiasıyla Torcello.
BİR DE BAĞDAT CADDESİ’NDE
Caffè Vergnano Maslak, şehrin tam İtalyan klasiği. İşletmenin kurucu ortağı Ülkü Kahraman’ın yakından bildiğim detaycılığı sunulan tüm ürünlerde kendini
Sıcak havaların en güzel serinleticisidir içecekler. Elbette sağlık açısından suyun yerini hiçbir şey tutamaz ama meyveli karışımların, hele içinde biraz da baharat varsa tadı bir başkadır. Lafı fazla uzatmadan, sizlerle ünlü şeflerimizin tariflerini paylaşmak istiyorum. Hepsi özgün reçeteler ve rahatlıkla evinizde yapabilirsiniz.
Meleğin Kanadı
(Şef Fırat Siriş, Cunda Despot Evi)
40 ml zencefil suyu
40 ml ananas suyu
20 ml el yapımı tarçın şurubu
1 tutam lavanta tozu
20 ml taze lime suyu
Konya’daki son keşfim Sille tarihi, doğal güzellikleri ve zengin mutfağıyla ülkemizin en önemli gastronomi turizmi rotalarından biri olmaya aday
Konya mutfağı denildiğinde aklınıza tek bir şey gelmez. Selçuklular döneminden başlar, Mevlevi mutfağına doğru bir yolculuğa çıkarsınız. Arada bağ yemeklerine takılır, davet yemeklerinin menüsünü öğrenir, Konya küflü peynirinin hikâyesini dinler, geniş bir gastronomi kültürü rotası çizersiniz. Mevlana’nın aşçıbaşı Ateşbazı Veli’nin, uğruna anıtmezar yaptırılan tek şef olduğunu öğrenir, şanslıysanız Türk mutfak kültürü ve yemekleri araştırmacısı Nevin Halıcı’yla karşılaşırsınız. Konya mutfağını onun anlatımıyla dinlemenin tadı da bir başkadır. Geçen hafta Konya’nın merkez ilçesi Selçuklu’da geçirdiğim iki gün boyunca zaten hayranı olduğum Konya mutfağının lezzetlerini bir kez daha deneme imkânı buldum. Bugüne kadar görmeyi ihmal ettiğim Selçuklu Belediyesi’ne bağlı Sille ise Konya’daki son keşfim oldu.
Takkeli
Bence, Prens Adaları’nın en güzeli, tartışmasız Burgazada’dır. Bir düş adasıdır. Diğer adalardan daha sakindir, İstanbul’un Büyükada ve Heybeli’den sonra üçüncü büyük adasıdır. Adı usta öykücü Sait Faik Abasıyanık’la bütünleşmiştir. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Türkler... Kökleri farklı olsa da Adalı ruhuyla bir aradalar ve çok kültürlü sofra zenginlikleri restoranlarına da yansımış durumda. Burgaz’da aslında ne araca, ne faytona ihtiyaç vardır. Yürüyerek de adanın çevresini keşfetmek mümkündür. Çam ormanları, koyları ve ahşap köşkleri ile adeta metropolden bir kaçış noktasıdır.
Burgazada’da nerede ne yenir?
Burgazada restoranlarının sayısı sınırlı da olsa gastronomik anlamda adalar içinde hemen öne çıkar. Özellikle balığa dair çeşitlerde zenginlik gösterir.
İskele Çardak: Adalıların vazgeçilmez mekanı. Çıtır çıtır kızarmış kıraçaları yanında enfes roka salatasıyla kendinize ziyafet çekeceğiniz bir