10.06.2025 - 07:00 | Son Güncellenme:
Servet Yıldırım - Stanley Fischer bu ayın başında hayatını kaybetti. Ölümü Türkiye’de geniş yankı bulmadı, ancak dünya ekonomi ve finans çevrelerinde oldukça fazla konuşuldu. Oysa Fischer, hem Türkiye’yi yakından tanıyan hem de bulunduğu görevler nedeniyle Türkiye ekonomisine doğrudan dokunuşları olmuş bir isimdi.
Biz onu, 1994-2002 yılları arasında başkan yardımcısı olarak görev yaptığı IMF döneminden tanıyoruz. Türkiye açısından önemli bir figürdür; hatta biraz abartılı olacak belki ama “Türkiye’yi 2001 krizine sokan da odur, krizden çıkaran da” demek çok da yanlış olmaz. Anlatayım...
Fischer, Türkiye’ye 1999 yılında IMF ile yürütülen görüşmeler sırasında “emekleyen kur sistemi” (crawling peg) adı altında sabit kur çıpasına dayalı bir program önerdi. 2000 başında uygulamaya konulan IMF destekli bu program, beklenen sonuçları vermedi. Ekonomideki kırılganlıklar nedeniyle krizin daha da derinleştiği görüldü. Bu noktada, sabit kurdan vazgeçilip 2001’de serbest kura geçilmesini öneren de yine Fischer oldu.
Katkısı var mıydı?
2001 krizinde Türkiye’yi yeniden yapılandırmak için yürütülen süreci IMF tarafında yöneten en üst düzey yetkiliydi. Yakın dostu Kemal Derviş’in Türkiye ekonomisinin başına getirilmesini tavsiye eden de oydu. Derviş’in gelişiyle birlikte Türkiye’nin teknik kadroları IMF ile birlikte “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı”nı hazırladı. Fischer’in desteğiyle IMF, bu programın arkasına milyarlarca dolarlık bir stand-by finansman desteği koydu.
Böylece Türkiye, krizden çıkmayı başardı. Gerçi Fischer’in katkısı olmakla birlikte, asıl başarı; Hazine’den Merkez Bankası’na, DPT’den Maliye Bakanlığı’na kadar birçok kamu kurumunun teknik kadrolarına aitti. Sonuçta bu kapsamlı program, Türkiye ekonomisini 2010’lu yıllara kadar taşıyan temel yapı taşı oldu.
Fischer, IMF’den ayrıldıktan sonra da Türkiye ile olan bağını koparmadı. 2002-2005 arasında Citigroup’ta başkan yardımcılığı yaptı. 2005 yılında ise İsrail Merkez Bankası’nın başına geçti.
Sekiz yıl boyunca yürüttüğü bu görev sırasında EDAM’ın bir toplantısına katılmak için Bodrum’a gelmişti. Berfu Güven ile birlikte biz de o toplantıya katılmıştık; iki gün boyunca görüşlerini dinlemiştik. Bodrum’da Fischer ile sohbet etme imkanı bulmuş ve hatta CNBC-e için bir röportaj bile yapmıştık. Tüm bu temaslarda gördük ki; Türkiye ekonomisini hala çok yakından takip ediyor ve isabetli tespitlerde bulunuyordu.