SiyasetErdoğan müjdeyi verdi

Erdoğan müjdeyi verdi

25.06.2013 - 12:03 | Son Güncellenme:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplatısında sözleşmeli personele ve engelli öğretmenlere müjdeyi verdi.

Erdoğan müjdeyi verdi

"Bugünden başlamak üzere 1 Temmuz 2013 Pazartesi günü mesai bitimine kadar, elektronik ortamda başvurular alınmak suretiyle, 46 branşta 600 engelli öğretmen alımı için işlemleri başlatıyoruz" dedi.

Haberin Devamı

"Yapacağımız bir düzenlemeyle bir kısım sözleşmeli personele devlet memurları kadrosuna geçmesine imkan tanıyoruz. 25 Haziran 2013 tarihi itibariyle yani bugün, bundan sonrası geçerli değil, bugün itibariyle, geçmişe yönelik görevde bulunan, 657 sayılı kanunun 4-B maddesine göre çalışan sözleşmeli personel, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesine göre çalışan sözleşmeli personel ve 4924 sayılı kanun hükümlerine göre çalışan sözleşmeli sağlık personeli, devlet memuru kadrosuna geçebilecek. Bu kapsamda 96 bin 500 personel bulunuyor. Buna ilişkin yasal düzenlemeyi bu yasama döneminde yapmış olacağız" dedi.

"AYAKLAR NE ZAMANDAN BERİ BAŞ OLDU"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Dayanışması üyeleri ile yapılan görüşmeye işaret ederek, “Başbakan Yardımcımızla yaptıkları görüşmeden sonra çıkıp adeta yeniçerinin o isyancı grupları gibi, ‘şu valiyi görevden alacaksın, şunu görevden alacaksın, bunu görevden alacaksın’ gibi ültimatom sallayanlar vardı. Sen hangi iktidara konuşuyorsun ya? AK Parti iktidarıyla bunlar konuşulur mu? Önce haddini bileceksin. Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı. Milletin vermiş olduğu bir yetki var, eğer milletimizin vermiş olduğu bu yetkiyi, bu iktidar kullanamaz duruma gelirse, o zaman zaten bittik demektir” diye konuştu.

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında Taksim Gezi Parkı olaylarına değinirken, gösteriler başladığı andan itibaren, gerek içerideki bazı medya kuruluşlarının, gerek uluslararası medya kuruluşlarının, gerek sosyal medyanın çok kapsamlı, çok tertipli bir dezenformasyon kampanyası başlattıklarını savundu. ‘Milli İradeye Saygı’ mitinglerine atıfta bulunan Erdoğan, “Yüz binler, milyonlar yani AK Parti’ye gönül verenler ve ya vermeyenler bu meydanlarda itidali temsil ettiler. Onlar yakmadılar, yıkmadılar. Onlar asla kavgadan, gürültüden yana olmadılar. Tam aksine onlar demokratik haklarını, özgürlük noktasındaki istismarları yasaların kendilerine tanıdığı o alanlarda dile getirdiler. Bizim söylediğimiz bu zaten. Yani siz de bir şey mi söyleyeceksiniz, gelin bu meydanlarda söyleyin. Yani şiddet hiçbir zaman zaferin müjdecisi değildir. Şiddet iter, ötekileştirir. İster istemez bunu yapar. Onun için şiddete başvuranlar her zaman her daim kaybetmeye mahkumdur ve bu noktada siz eğer dürüstlükten, demokrasiden yanaysanız demokrasinin şartları bellidir. Gelirsiniz bunu her yerde yasal çerçeve içinde anlatırsınız ve seçim zamanı da gelince sandıktan neticeyi alırsınız. İşte AK Parti’nin yaptığı budur. Biz diğerlerini de buna davet ediyoruz.

Haberin Devamı

Çok açık söylüyorum, bu millet bu kampanyaları yutmadı. Millet neyin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimin ne yapmak istediğini gördü. Her zaman hakkın, haklının yanında yer aldı” diye konuştu.

-“TÜRKÇE YERİNE İNGİLİZCE YAZMAYI, KONUŞMAYI TERCİH ETTİLER”

Bu gösterileri yapanların, kışkırtanların, yönlendirenlerin milleti etkileyemeyeceklerini bildiklerini, bu nedenle de başından itibaren uluslararası çevrelere seslendiklerini ifade eden Erdoğan, “Bu çevreler halkın kendilerine inanmayacağını, arkalarından gelmeyeceğini de çok iyi biliyordu. Onun için uluslararası medyayı, uluslararası çevreleri muhatap aldılar. Türkçe yerine İngilizce yazmayı, konuşmayı tercih ettiler. Kendilerine dışarıdan da yandaş ve destekçi bularak o yalda ilerlemeye gayret etiler” dedi.

Haberin Devamı

-“SEN HANGİ İKTİDARA KONUŞUYORSUN?”

Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:

“Gösteriler başladığı andan itibaren biz şunu çok net olarak söyledik; bu gösterilere katılanlar çok farklı katmanlardan oluşuyorlardı, farklı gerekçelerle sokağa çıkmışlardı. Bu noktada bizim hiçbir kompleksimiz yok. Biz hiçbir zaman halkın tepkilerine, taleplerine sırtını dönen, yüz çeviren bir hükümet olmadık. 10,5 yıl boyunca her bir ferdin, grubun taleplerini dinledik, dikkate aldık. Geçtiğimiz 10,5 yıl boyunca yüzde yüzün hükümeti olmak için tam bir hassasiyet gösterdik.

Bu gösterilerin içinde Gezi Parkı, ağaç ve çevre hassasiyetiyle yer alanlar vardı. Biz onları samimi bulduk. Onları diğerlerinden ayrı tutmak suretiyle söylediklerine dikkatle kulak verdik. Kabul ettiğimiz temsilcileri saatlerce dinledim, dinledik. Bakanlar Kurulu Toplantısında biz bu kadar zaman geçirmedik. Bizzat şahsım, İstanbul valimiz, büyükşehir belediye başkanımız bu samimi göstericilerle de irtibat kurdular. Ama bunların yanında samimi olmayanlar da vardı. Dürüst değillerdi. Nitekim Başbakan Yardımcımızla yaptıkları görüşmeden sonra çıkıp adeta yeniçerinin o isyancı grupları gibi, ‘şu valiyi görevden alacaksın, şunu görevden alacaksın, bunu görevden alacaksın’ gibi ültimatom sallayanlar vardı. Sen hangi iktidara konuşuyorsun ya? AK Parti iktidarıyla bunlar konuşulur mu? Kalkıp da bazı yazılı ve ya görsel medyada olanlar bu tiplere haddini bildirmiyor. Bundan daha büyük haddini bilmemezlik olur mu? Önce haddini bileceksin ya. Sen kalkıp da yok bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursan ol ya. Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı. Böyle şey olur mu? Milletin vermiş olduğu bir yetki var, eğer milletimizin vermiş olduğu bu yetkiyi, bu iktidar kullanamaz duruma gelirse o zaman zaten bittik demektir.”

Haberin Devamı

-“BREZİLYA’DA OYNANAN OYUN DA AYNI MERKEZDEN”-

Başbakan Erdoğan, “Ak Parti iktidarına kadar iktidarına kadar, çok partili dönemde bir alışkanlık vardı. Şöyle ortalamaya baktığımız zaman, 16 aylık iktidarlarla Türkiye istikrarsızlık içerisinde yoğruldu” diyen Erdoğan, AK Parti iktidarıyla istikrar döneminin, güvenin başladığını belirtti. İstikrar ve güvenin olduğu Ak Parti iktidarlarının bir alanda her alanda sıçrama yapmaya başladığını ifade eden Erdoğan, “İşte bu sıçramadır ki Türkiye’yi dünyada itibar edilen, saygı duyulan ülke konumuna getirdi. Ama saygı duyulan Türkiye’yi içeride ve dışarıda koordineli olan bu adımlarla yıpratmak istediler. Fakat millet duruma el koydu, sahip çıktı. Dedi ki ‘Hayır, bu gidiş yanlıştır, biz iktidarımızın yanındayız, iktidarımızdan memnunuz’ dediler. Burada dikkat edin, 20 sent zam için bu eylemler yapılmıyor Brezilya olduğu gibi, sağlıkta şu yapılmadı diye bunlar yapılmıyor. Ben Brezilya’daki oynanan oyunun da yine aynı şekilde, aynı yerden, aynı merkezden düğmeye basılmak suretiyle yapıldığına inanıyorum. Çünkü Brezilya da IMF’ye olan borçlarını ödemiş bir ülke konumunda. Türkiye de IMF’ye olan borçlarını ödemiş bir ülke konumunda” diye konuştu.

-“MÜSLÜMAN BİR SOKULDUĞU YERDEN BİR DAHA SOKULMAZ”-

Gösterilerle ilgili faiz lobisi iddiasını yineleyen Erdoğan, “Başından itibaren bir faiz lobisi dedim değil mi? Birilerini bu hoplattı. Bu faiz lobisi olayı bazı çevreleri ciddi manada rahatsız ediyor ve yazılı görsel, ulusal ve uluslararası medya burada ne denli, nasıl görevler üstlendiğini hep gördük. Bunların hepsinin kayıtları var. Zaman zaman bunları teşkilat içerisinde, zaman zaman halkımıza görüntüleriyle açıklayacağız. Çünkü milletimizin bunu çok iyi bilmesi lazım. Çünkü Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Buna dikkat edin. Bu oyunları bozacağız” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Gezi Parkı olaylarına ilişkin sert tepkisini sürdürdü. Gençlere “oyuna gelmeyin” diye seslenen Erdoğan, “Bu oyuna gelmeyin, kullanılmayın, eğer gerçek manada yapacağınız bir şey varsa, STK’lar ile hukuk içinde bunu yapın. 30 yaşında seçilme hakkına sahiptin ey genç kardeşim, seçilme yaşını 25 yaşına indiren iktidar biziz. Seçme yaşı bu ülkede 18. Ben şimdi 18 yaşın seçme ve seçilme çalışmasını yaptım. Zor olan seçmektir. Seçilme yaşının 18 olması uygundur. Dünyada da bunun örnekleri var” dedi.

-“KANDİL SİMİDİ GÖSTERİYORLAR ÇOK ENTERESAN”-

Kendilerinin toplantılarına katılan gençleri bazı kesimlerin genç olarak saymadığını savunan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Kandil simidi gösteriyorlar çok enteresan ama ayakkabıyla girilen içinde içki içilen camiyi gizliyorlar. 3 gün Bezmi Alem Valide Sultan Sultan Camii’nde 3 gün operasyonlarını oradan yönettiler. Eğer biz bu tahriklere kapılmış olsaydık Allah muhafaza bu ülke çok tehlikeli şeyler yaşayabilirdi. Gezi Parkı’nda namaz kılanları gösteriyorlar ama bebeğiyle şiddete maruz kalan başörtülü kadını göstermiyorlar. Onu neden göstermiyorlar. Polise kilit taşlarıyla saldıranları görmüyorlar. Bunlar niye anlatmıyorsunuz. Polisimin de yanlışı olan vardır doğru ama yanlışı olanla ilgili bakanlığımız soruşturmasını yapıyor. Olaya geniş baktığınız zaman zulme, şiddete uğrayan polisimizdi. Yüzlerce kaya, taş atıyorlar o sadece kalkanıyla duruyor. Güya esprili sloganları gösteriyorlar, duvarlara, yollara yazdıkları o hakaretleri gizliyorlar. Bizden de meseleyi böyle görmemizi istiyorlar. Onlar yakacak, yıkacak biz görmeyeceğiz. Tencere tava, gece yarılarına kadar tencere tava dinlettiler millete. Hani çevreciydi bunlar? Çevreciliğin içinde gürültü kirliliği, görüntü kirliliği yoktur. Eğer gerçek çevreciysen, olay sadece ağaç dikmek veya ağaca sahip çıkmak değildir, yeşile sahip çıkmak değildi. Onlar canım canım saksı çiçeklerini yerlere yıktılar, barikat oluşturdular. İstanbul mitingini yaptığımız gün gece sabah 04.00’e kadar yavrularımızı rahatsız ettiler. Onlar polisimize şiddet uygulayacak biz görmeyeceğiz yok böyle bir şey kardeşim. Dim dik durduk, durmaya da devam edeceğiz. Ben bu arada Zahide Nine’ye ahlaksızca para teklif edecekler biz bunu görmezden geleceğiz öyle mi? Taksim’de her türlü ahlaksızlığı, edepsizliği yapacaklar görmezlikten geleceğiz öyle mi? Müftünün karısıyım diye çıkacaklar görmezden geleceğiz öyle mi? Bize oy veren 21 buçuk milyon makarnacı, kömürcü, bidon kafalı diye koyun diye aşağılayacaklar, biz bunu görmezden geleceğiz öyle mi? Böyle bir dünya yok. Yarın sandık kurulunca millet bu milli irade hırsızlarına evvel Allah soracak.”

-“MESELE DEMOKRASİYİ, TÜRKİYE’Yİ, EKONOMİYİ DURDURMAK”-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Avrupa liderlerinin bu ara mektup muhabbetine girdiğine işaret eden Erdoğan, “İçeriden mezhep çatışması çıkartmak isteyenlerle dışarıdan bunu yapmak isteyenler tesadüfen mi bunu yapmak istiyorlar. Bu enteresan. Bunlar şimdi tabii hadiseler mi diye sormak lazım. Bakın çok enteresan uluslararası bir yayın kuruluşunun Türkiye vatandaşı olan temsilcisi tweet atıyor; ‘Duran adam değil, durduran adam olalım’ diyor. ‘Ekonomiyi durduralım, tüketmeyelim, 6 ay tüketmeyelim. Bizi dinleyeceklerdir’ diyor. Bir insan kendi ülkesine karşı böyle bir komplonun içinde yer alabilir mi? Buna basın özgürlüğü denilir mi? Bu içinde bulunduğu gemiye delik açma zihniyeti denir. Türkiye’nin düşmanları böyle bir tavrın içine girebilir ama bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kendi ülkesine karşı böylesine tehlikeli bir çağrı yapabilir mi? ‘Mesele Gezi Parkı’ değil diyorlardı ya evet mesele işte bu, Mesele demokrasiyi, Türkiye’yi, ekonomiyi durdurmak, turizme ağır darbe vurup Türkiye’nin kaybetmesini sağlamak. Böyle bir zihniyetin barbarlığına karşı asla müsamaha göstermeyiz” dedi.

-“AKİL İNSANLARLA FİNAL TOPLANTISI”-

Başbakan Tayyip Erdoğan, bu gösterilerin hedeflerinden birinin de çözüm süreci olduğunu dile getirerek, “Bunu gören birçok kardeşim bu oyuna düşmedi. Kardeşliğimizi hedef alan bu gösteriler tam tersine kardeşliğimizi daha da perçinlemiştir. Yarın İstanbul’da akil insanlar heyetinin final toplantısını yapacağız. Akil İnsanlar Heyeti çalışmalarını tamamladı, raporlarını hazırladı. Yarın bu çalışmaları, gözlemleri, önerileri hep birlikte istişare edeceğiz. Bu istişarelerin ardından biz atacağımız adımları, yol haritamızın ayrıntılarını açıklayacak, kararlı şekilde süreci ilerleteceğiz. Bakın tarihi süreçlerden geçiyoruz. 30 yıllık terörün şiddetini bittiğini görüyoruz. 100 yıldır devam eden sorunların çözüm sürecine girdiği bir süreçten geçiyoruz. Terör meselesini çözdükten sonra inanın diğer sorunlar çok daha hızlı bir şekilde ortadan kalkacak. Alevi kardeşlerimizin sorunları çok daha hızlı bir şekilde çözülecek. Ekonomi sorunları daha hızlı çözülecek. Bir Gezi Parkı olaylarıyla bize yönetilen tehditleri gördük ve bunlar bertaraf oldu. hukuk çerçevesinde bu tehditlerin üzerine kararlılıkla gideceğiz. Biz Gezi Parkı olaylarıyla verilmek istenen yanlış mesajları da çok iyi gördük. Bizler bu güne kadar yüzde 100’ün hükümeti olduk. Biz acı hatıraların değil, ortak paydaların, kardeşliğin güç kazandığı bir Türkiye’yi çocuklarımıza bırakacağız.

-“KARAR BEKLEDİĞİMİZ GİBİ ÇIKTI”-

Başbakan Erdoğan, gelecek hafta Salı günü TBMM Başkanlık seçimlerinin olacağını anımsatarak, “Meclis Başkanlığı için süreç başlamış durumda. İnşallah biz de adayımızı o gün orada vereceğimiz destekle belirlemiş olacağız. Salı günü de tam kadro halinde seçimlerde hazır bulunmanızı özellikle rica ediyorum” şeklinde konuştu.

Öte yandan partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, AB’nin müzakere kararına ilişkin; “Karar beklediğimiz gibi çıktı, her hangi bir sorun yok” dedi.

Erdoğan, Gazze ziyaretini hatırlatan gazetecilere de “Gazze hazır. Biz, olaylar nedeniyle hazır olamadık. Her an sürpriz yapabiliriz” karşılığını verdi.

'FAŞİST DİKTATÖR DİYORLAR AMA...'

Başbakan Recep Erdoğan, CHP’lilerin kendisine sürekli “faşist diktatör” dediklerini belirterek, “Eğer ‘faşist diktatör’ görmek istiyorlarsa, aynaya baksınlar, geçmişlerine baksınlar. Bu kürsü o belgelerin şahididir. Eğer faşist diktatör görmek istiyorlarsa emri altına girdikleri Suriye’nin Esadı'na baksınlar. Eğer faşist diktatör görmek istiyorlarsa parti genel merkezlerindeki milli şefin fotoğrafına, Dersim katliamının mimarı, milli şeflerine baksınlar” dedi.

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında Taksim Gezi Parkı olayları üzerinden CHP’ye yüklendi. CHP’yi, “yetersiz, etkisiz, kalitesiz, cılız” muhalefetle suçlayan Erdoğan, “CHP yönetiminin beceriksizliği, üst üste yapılan yanlışlar, gaflar, her seçimde yaşanan hayal kırıklığı maalesef CHP seçmenini umutsuz bir noktaya taşıdı. Meclis içinde muhalefet yapamayan CHP sokak sokak çatışma çağrıları yaparak, kendi tabanını çirkince tahrik ederek, bu hayal kırıklığı yaşamış kitlelerin sokağa çıkmasına zemin hazırladı” dedi.

-“CHP DERSİM KATLİAMI’NIN MİMARIDIR”

Gösterilerde Alevi vatandaşların da kitlesel olarak yer aldığını gördürdüklerini ifade eden Erdoğan, “Dersim katliamının olduğu dönemde bu ülkenin tek partisi, iktidarı hangi partiydi? CHP’ydi. Peki CHP o katliam karşısında ne yaptı? Herhangi bir tavrı oldu mu, olmadı. Bu dönemin başbakanı olarak ben o dönemde yapılmayan, özür beyanını, bizim hiçbir taksiratımız olmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Tayyip Erdoğan yaptı, özür diledi. Peki ana muhalefetin genel başkanı, artık genel müdürü diyorum, çünkü genel başkan olamaz aslında. Bu konuyla ilgili kalkıp acaba bir kere özür beyanında bulundu mu? ‘Bizim iktidarımızdı’ diyebildi mi? Bu ülkenin en eski partisi biziz, bunu hep kullanıyor peki özür beyanında niye bulunmadın? Hadi bulunsaydın ya, siz yaptınız” diye konuştu.

Türkiye’deki her inanç grubu gibi Alevi vatandaşların da sorunlarına büyük bir samimiyetle eğildiklerini ifade deden Erdoğan, sadece Dersim olaylarının bile kendileri için çok önemli bir samimiyet göstergesi olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“CHP, Dersim Katliamı’nın mimarıdır. Aynı CHP, on yıllardır güya Alevi vatandaşlarımızın temsil edildiği partidir. Peki soruyorum; CHP tek başına iktidar olduğu, koalisyon ortağı olduğu dönemde Alevi vatandaşlarımız için ne yapmıştır? Dersim katliamı yaşandığında CHP iktidardaydı, Kahramanmaraş olayları yaşandığında iktidar ortağı CHP’ydi. Sivas olayları yaşandığında iktidar ortağı SHP, yani CHP’ydi. Gazi Mahallesi olayları yaşandığı iktidar ortağı yine CHP’ydi. CHP bu olayları engelleyemediği gibi, bu olayların hiçbirinin hesabı sormamış, peşine düşmemiş, takipçisi olmamıştır. AK Parti, hiçbir sorumluluğu olmadığı halde, Dersim katliamından dolayı özür dilerken, CHP, başındaki Genel Başkan’a rağmen, bu özrü dileyememiştir. CHP’nin Alevi vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için gayret sarf etmek yerine onları tahrik etmek için hangi kirli planların içinde yer aldığını da çok iyi biliyoruz. Türkiye genelindeki tüm Alevi kardeşlerimizin de CHP’nin bu tehlikeli, kirli oyununu görmelerini kendilerinden önemle rica ediyorum. Kapıların işaretlenmesi olayından tutunuz, Reyhanlı saldırısına, Gezi olaylarına kadar CHP çok tehlikeli bir senaryoya destek vermektedir. Şu anda hem Gezi parkı olaylarını kışkırtan, hem Alevi vatandaşlarımızı sokağa dökmek isteyen, hem de bir mezhep çatışması çıkarmak için elinden geleni ardına koymayan televizyonun, gazetelerin sahipleri CHP’lilerdir. Şiddet eylemcilerinin sırtını sıvazlayanlar da küfür edenlere para veren de Alevileri kışkırtacak tweetleri atan da CHP’nin milletvekilleridir. Alevi kardeşlerimizin bu oyunlara karşı son derece dikkatli olmalarını rica ediyorum.”

-"FAŞİST DİKTATÖR GÖRMEK İSTİYORLARSA GEÇMİŞLERİNE BAKSINLAR”-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kendisine “adeta bozuk plak gibi, sürekli ‘faşist diktatör’ deyip durduklarını” söyleyen Erdoğan, şunları ifade etti:

“Eğer ‘faşist diktatör’ görmek istiyorlarsa, aynaya baksınlar, geçmişlerine baksınlar. Bu kürsü o belgelerin şahididir. Eğer faşist diktatör görmek istiyorlarsa emri altına girdikleri Suriye’nin Esadına baksınlar. Eğer faşist diktatör görmek istiyorlarsa parti genel merkezlerindeki milli şefin fotoğrafına, Dersim katliamının mimarı, milli şeflerine baksınlar. Bu gösterilere masum gerekçelerle, haklı taleplerle demokratik haklarını kullanmak isteyenlerin dışında çok farklı amaçlarla, çok farklı hesaplarla katılanlar da var. Türkiye ile milli irade ile hesaplarını görmek isteyenler bu gösterileri bir araç olarak kullandılar. Ortaya çıkan şiddeti, kirli senaryoyu ve Vandallığı görenler zaten kendilerini bu gösterilerden ayrı tuttular. Ancak bu katmanların dışında kalanlar son derece organize şekilde kirli hesaplarını görmek amacıyla süreci ilerletmek ve yaygınlaştırmak için uğraştılar. Çok sayıda gencimiz maalesef aldatıldı ve bu senaryoya figüran olarak katılmış oldular.”

-“MİLLETİM BUNLARA DA CHP’YE DE DERSİNİ VERECEK”-

Erdoğan, en başından itibaren kendilerini görevden uzaklaştırmaya dönük darbe senaryoları, cuntalar, çeteler, mafyalar, Cumhuriyet mitingleri, hukuksuzluk karşısında boyunlarını bükmediklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Bildiriler, medya operasyonları, uluslararası kampanyalar karşısında asla boynumuzu bükmedik, geri adım atmadık. Bu oyunlar üzerinden bizimle, milli iradeyle hesap görmek isteyenlere karşı da asla boynumuzu bükmeyiz, geri adım atmayız. Millet bizimle birlikte olduğu, arkamızda durduğu sürece kimden, nereden, nasıl gelirse gelsin milli iradeyi namusumuz, şerefimiz bilir ve onu canımızla koruruz. Benim vatandaşım hiçbir zaman bunların diliyle konuşmadı. Onlar geldiler Başbakanlarını önce Atatürk Havalimanı’nda karşıladılar. Ardından Mersin, Mersin’den Ankara’ya gelişte tekrar havalimanında karşıladılar. Ardından Sincan mitingi, ardından İstanbul mitingi, ardından Kayseri, ardından Samsun, ardından Erzurum mitingi ve hiçbirinde en ufak bir şiddet yok, kırma, yakma, dökme yok. Hepsi hukuk içinde. Eğer sizde gerçek anlamda vandallığın, barbarlığın karşısındaysanız, gelin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine uygun olarak mitinglerinizi, yürüyüşlerinizi yapın. Milletim bunlara da dersini verecek, bunların başını birinci sırada çeken CHP’ye de... Bunlar asla kazanamayacak, asla iktidar olamayacak.”

-“YATAKLIK ETME SUÇU”-

Bazı çevrelerin, Gezi Parkı eylemlerinin arkasına saklayıp kaos çıkarmak, hükümeti yıpratmak istediklerini belirten Erdoğan, “Adı parti ama parti teşkilatının içine ne kadar terörist gruplardan kişiler varsa oraya hücum ettiler. Tabi polis arkalarından gitti. İçerde ne var? Ne yok ki. Silahtan tut da döner bıçaklarına varıncaya kadar her şey var. Bu nasıl parti teşkilatı? İşte polis parti teşkilatının içine girdi. Onlar normal bir parti çalışması içindeyken olan şeyler değil. O meydana vandalizmi temsil edenler oraya kaçınca, oraya gitti. Aynı şey Divvan Otel için de geçerli. Diyorlar ki, otele polis saldırdı. Durup dururken polis saldırmadı. O meydanlarda polisle çatışanlar oraya kaçtı, oraya sığındı. Oranın sahipleri de onlara gayet güzel evsahipliği yaptı. Onun peşinden polis oraya girdi. Biliyorsunuz, yataklık etmek de suçtur. Bu bir yataklık etme suçudur” diye konuştu.

KEŞFETYENİ
Anneler Günü demedi lafını söyledi! Göndermeli kutlama
Anneler Günü demedi lafını söyledi! Göndermeli kutlama

Cadde | 11.05.2025 - 09:50

Anneler Günü nedeniyle ünlüler peş peşe paylaşımlar yaptı. Ferdi Tayfur'un kızı Tuğçe Tayfur'dan da imalı paylaşım geldi.