Alçakça saldırı

29 Şubat 2020

İdlib’deki hava saldırısında şehit düşen kahraman askerlerimizin büyük acısını ulusça derinden yaşıyoruz. Acımız büyük.

Şehit ve gazi ailelerinin üzüntüsünü yürekten paylaşıyor, şehit ailelerine ve ulusumuza sabır, saldırıda yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyoruz.

Dünya seyrediyor ama ateş düştüğü yeri yakıyor.

Ülkemize karşı oluşan hain ittifaklara karşı hep uyanıktık ama görünen o ki çok daha uyanık olmalıyız.

Yüreğimizi delip geçse de bugünler de geride kalacaktır.

Ne krizler atlattık, ne mücadeleler verdik, acısı ne kadar büyük olsa da, bu da geçecektir.

Böylesi dönemlerde, kim dost, kim düşman çok net belli olur ve olmaya da başladı.

Aklı, sağduyuyu elden bırakmadan, binlerce yıllık devlet tecrübesi ve devlet geleneğiyle bize bu acıyı yaşatanlara hak ettikleri dersi her alanda çok daha güçlü bir şekilde verelim ki böylesi bir alçaklığı bir daha asla akıllarından bile geçiremesinler.

Yazının Devamı

Devamsızlık, sınıfta kalma ve korona

28 Şubat 2020

Devamsızlık nedeniyle sınıfta kalma noktasına gelen öğrenci sayısı bazı okullarda yüzde 50’ye yaklaştı. Devamsızlığın yanı sıra başarısızlık nedeniyle sınıfta kalma noktasına gelen öğrenci sayısı da alarm veriyor. Peki, böylesi bir ortamda sınıfta kalma yeniden gelecek mi? Kolay sınıf geçme tarihe karışacak mı?..

Devamsızlık ve başarısızlık eğitim sistemini yiyip bitiren en önemli virüslerden biri. Doğru tedavi yöntemleri uygulanmadığında, eğitim sisteminin çökmesine neden olur ki biz de hızla o noktaya gidiyoruz!..

Bu konuda neler yapılmalı sorusuna cevap aramadan önce, isterseniz, gelin önce şu habere bir göz atalım:

Öğrenci kaçıyor!

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) sınıf tekrarının ana unsurlarından olan öğrenci devamsızlıklarının düşürülmesi için 5 yıldır hedeflerini tutturamadı. Sınıfta kalma durumunda olan devamsız öğrenci oranı imam hatip liselerinde yüzde 36’ya, meslek liselerinde ise yüzde 44’e yükseldi.

Sınıf tekrarı, mevzuatta 2012’de zorlaştırılmasına karşın, oran 2019’da 9. sınıf öğrencilerinde yüzde 12’ye

Yazının Devamı

Eğitimde efsane Hasan Ali Yücel

26 Şubat 2020

O, Cumhuriyet dönemi eğitim tarihimize damga vuran en önemli Bakandır. Gerçekleştirdiği reformların etkisi bugün bile hissedilmekte ve aranmaktadır. Köy Enstitüleri, yarattığı mucizelerden sadece biri. Ölümünün 59. yılında kendisini şükranla anıyoruz.

Atatürk’ün yanında pişti, İnönü’nün döneminde siyasete atıldı. 1938-1946’da Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Cumhuriyet döneminin çok yönlü kişiliğe sahip seçkin eğitim, kültür ve siyaset adamı olarak kabul edilir. 1897’de İstanbul’da doğdu. Ailesi varlıklı, çevresi geniştir. Yazı, şiir ve musikiyle dolu bir çocukluk dönemi geçirir. Okuma tutkusu sınırsızdır.  “İntikam Olsun” başlıklı ilk yazısı, 17 Ekim 1913’te Mektepli dergisinde yayımlanır. Lise sondayken, I. Dünya Savaşı çıkar, askere alınır. Terhis olunca, önce hukuk fakültesine girer, sonra felsefeye yönelir.

1926’dan itibaren İstanbul Erkek Lisesi’nde felsefe ve içtimaiyat (Sosyoloji) öğretmenliği ile Galatasaray Lisesi Malumat-ı

Yazının Devamı

Azmin zaferi!

25 Şubat 2020

Bitlis Güroymak Saklı köyünde beden eğitimi öğretmeni Oğuzhan Ayan, adeta, çölde vaha yaratmış.

Okulundaki öğrencilere sporun her türlüsünü sevdirmiş ama en çok da kayağı.

Kayan öğrenci videolarını izlediğimde, helal olsun dedim ama kaydıkları derme çatma aletleri görünce şaşkınlığım, sevincim, takdirim daha da arttı.

Uçsuz bucaksız kar denizinde dans ettikleri derme çatma kayaklar, eski okul sıralarından arta kalan birkaç demir ve birkaç tahta parçasından ibaret. Gerisi yaratıcılık, yetenek, azim ve Oğuzhan Ayan’ın (fotoğrafta ortadaki) olağanüstü çabaları!

“Böylesi olanaksızlıklar içerinde bu mucizeyi gerçekleştirenlere, bir de imkân sunulsa neler yapmazlar ki?” diye yazmıştım, sağ olsunlar hem Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan hem MEB’den hem de Türkiye Kayak Federasyonu tarafından aranmışlar. Eminiz ki arkası da gelecektir.

Kaydıkları alete “gavik” diyenler de var, demir kızak diyenler de, ne kadar güvenilir olduğunu da sorgulayan yok, çünkü keyif

Yazının Devamı

İşsiz gençler müjde bekliyor

23 Şubat 2020

Öğretmenlere 20 bin ek kadro verilmesi büyük bir sevinç dalgası yarattı. Sağlık personeli konusunda da pozitif sinyaller geliyor. Peki ya diğerleri?..

İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunu İİBF’liler üniversiteli işsizler içerisinde en mağdur olanı.

Hem sayıları çok fazla hem de uzun süredir alım yapılmıyor. Verilen kadro sayısı ise hiç tatmin edici değil.

Mühendislik fakülteleri için de durum farklı değil. Alanıyla hiç alakası olmayan işlerde, çok düşük maaşlarla çalışan mühendislerin sayısı, hızla artıyor. Mesleğin itibarı adeta ayaklar altında.

Hukuk ve Veterinerlik fakülteleri de işsizler kervanına yeni elemanlar kazandırmaya devam ediyor.

Fen ve Edebiyat Fakültesi mezunlarının çalışma alanları da yok denecek kadar azalmaya başladı.

Diğer fakülteler için de durum farklı değil.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçenlerde herkesin üniversite mezunu olması yerine meslek liselerine yönelmeleri gerektiğine vurgu yaparken “Sen ağa, ben ağa, inekleri kim sağa” diyerek Bakanlar Kurulu’ndaki gergin havayı

Yazının Devamı

20 bin ek atama?

22 Şubat 2020

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk merakla beklenen ek atama müjdesini vererek öğretmenleri sevindirdi.

Şimdi bir de atama takvimi, kimlerin başvuracağı ve branşlara göre dağılım açıklanırsa, öğretmenlerimizin sevinci daha katmerlenecek.

Yok eğer, yine bir sessizlik sürecine girilirse, sevincin yerini tedirginlik alır ki bu da öğretmenlerimizi daha da üzmenin ötesinde bir işe yaramaz!..

Bu arada 3.5 yıldır ailelerinden uzakta kalan öğretmenlerimizi ailelerine kavuşturma zamanı geldi de geçiyor. Müjdeli haberler kervanına onlar da eklenirse çok sevinecekler!..

Adil dağılım

Branş dağılımlarında hep bazı alanlara öncelik verildi. Bazıları ise hep unutuldu. En azından bu atama döneminde adil bir kadro dağılımı olursa, yüreklere su serpilmiş olur. Geleceğe yönelik umutlar artar...

Liselere bu yıl fazladan 600 bin öğrenci başlayacağına göre, branş öğretmeni atamasının artması gerekiyor ama bakanlığın kafası karışık.

Örneğin yeni müfredata göre mi alım yapılacak yoksa mevcut müfredata göre mi?

Yazının Devamı

Atakan, liselere giriş ve kolejler

21 Şubat 2020

Türkiye günlerdir 10 yaşındaki Atakan’ı konuşuyor.

Sosyal medya yıkılıyor, gazete ve televizyonlarda da manşetlerde.

Basın toplantıları bile düzenlemeye başladı. Onunla ilgili önceki gün ve dün Instagram ve Twitter’da iki paylaşımda bulundum. Gelin önce onlara bir göz atalım, sonra da gazete ve televizyonları ziyareti sırasında, ayaküstü yaptığımız diyaloğu paylaşalım:

İlk paylaşım:

“O henüz 10 yaşında ama okuduğu kitaplar, ortaya koyduğu filozofik görüşler, gelecek için umut veriyor. O, dudak kıvrılan mahallesindeki okulda okuyor. Her fırsatta örselenen öğretmenlerin elinde yetişiyor. Atakan’ı köklerinden koparmamak gerekir.

Sınav yarışı, umarız onu da köreltmez! Rahmetli Barış Manço’nun programına çıkan çocukları hatırlayın! Onlar da pırıl pırıldı! Onca kitabı ileride de okuyabilirdi. Çocuklar, çocukluğunu yaşamalı ve doğru yönlendirilmeli!..”

İkinci paylaşım:

“Eyvah, Atakan eyvah! Ünlü olmak, sanki onun da kimyasını bozdu! İki gündür okula gitmiyor!

Yazının Devamı

Gelecek nesiller, dünkü demode sistemle yetişmez

19 Şubat 2020

Her şey değişti ama bizim eğitim kurumlarımız ve eğitime yön verenlerimiz hâlâ aynı kafada!

Önümüzdeki 20 yıl içerisinde, bugünkü mesleklerin yüzde 70’i yok olacak deniliyor ama bizim en yeni üniversitelerimiz bile 70 yıl önceki formata göre yapılanıyor. Yani milyonları bulan işsizler kervanına yeni gençler eklemenin ötesine geçemiyorlar. Oysa gelecek için değişimin çoktan başlaması gerekiyordu...

Anaokulundan üniversiteye yönelik mevcut eğitim sistemimiz, bırakın 20 yıl sonrasını, günümüzün bile gerisinde kalıyor.

Meslek çeşitliliğimiz yerlerde sürünüyor.

Dünya bilimine katkı sıralamasında, durumumuz hiç de parlak değil.

Bilim, bilişim, teknoloji, Ar-Ge olmadan yol alamayacağımızı artık sağır sultan bile duydu ama MEB, YÖK ve ÖSYM’nin haberdar olduğunu sanmıyoruz. Öyle olmasaydı, böyle olur muydu?

Peki, ne yapmamız gerekiyor?

Günü kurtarmanın ötesine geçip, geleceği yakalamalıyız...

Yazının Devamı