Feyzioğlu: Herkesin savunma hakkı var!

20 Şubat 2015

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu önceki gece Genç Bakış’ın konuğu oldu. Özgecan cinayetinden iç güvenlik paketine, Münevver Karabulut davasından savunma hakkına kadar güncel hukuki konularda önemli açıklamalarda bulundu. “Zamanında Bayar ve Menderes’in de savunulmasını istemeyenler vardı” dedi.
İşte programdan önemli satır başları...
İdam cezası çözüm mü?
- İdam cezasını gündeme getirenler siyasetçiler. Bence popülist yaklaşıyorlar.
- 1600 yıllarında yaşamış, çok önemli bir ceza hukukçusu vardır: Cesare Beccaria. Onun bir cümlesiYle cevap vereyim ben buna. Cezaların ağırlığı idam dahil olmak üzere caydırıcı değildir. İnsanlara suç işlemekten caydıran, bir kişinin, cezanın mutlak olarak kendisine uygulanacağını bilmesidir. Yani bir ceza çok ağır olmayabilir ama suç işlediğinde suçunun tespit edileceği hiçbir kayırma olmaksızın yargılanacağını, tanıdığının kendisini asla kurtaramayacağını bilir. Hukuk tam olarak uygulanırsa bir ülkede cezalar ağır olmasa bile caydırır diyor Beccaria.
- İngiltere’de yankesicileri idam ediyorlar. Yankesicilik suçunun en çok işlendiği an yankesicilerin idam edildiği sıra. Yani halk yankesiciler idam edilirken

Yazının Devamı

Her şeyden önce adam gibi adam yetiştirelim!..

18 Şubat 2015

Sanki başka bir âlemde, Lale Devri’ni yaşıyoruz.
Üç gün öncesine kadar farklı bir boyuttaydık, üç gün sonra, tekrar o âleme geri döneriz.
Her şey tıkırında gidiyor, vur patlasın çal oynasın diyoruz.
Seçime gidilirken konuşulan konulara, televizyonların yayın akışlarına ve tüketim çılgınlığına bakın yeter...
Ne küresel krizler umurumuzda ne de işsizlik.
Üretmeden tüketiyoruz ve bu filmin sonunu hiç merak etmiyoruz.
En temel sorunları bile, biz gündeme getirmedikçe, siyasilerin umurunda olmuyor.

Yazının Devamı

Dershane liseler

18 Şubat 2015

Akademik litera-türümüze yeni kavramlar ekleniyor. Dershanelerin kapatılmasıyla oluşturulan yeni liselerden kimilerine Temel Liseler kimilerine de Hazırlık Liseleri adı verilecekmiş. Hani lise çeşitliliği azaltılıyordu?
Klasik liseler niye kapatıldı?
Daha da önemlisi hem dershane hem lise olur mu?..
Lise eğitimin temel amacının YGS, LYS olmadığını artık kabullenmeli ve sınav odaklı eğitimden vazgeçmeliyiz.
Hem artık üniversiteye girmek sorun değil ki!
Son birkaç yıldır, üniversitelerde, hemen her yıl en az 150 bin kontenjan boş kalıyor.
Yani üniversiteye girmek eskisi kadar zor değil.

Yazının Devamı

Türkiye’nin gerçek gündemi ve Özgecan

17 Şubat 2015

A nkara’nın gündemi ile halkın gündemi hiçbir zaman birbiriyle örtüşmedi.
Üç beş lider, üç beş demeçle, on yıllardır Türkiye’nin gündemini kendilerinin belirlediğini sandılar.
Ve uzun süre de bunu gerçekleştirdiler. Sanal gündemle ülkeyi yönettiler.
Televizyonlardaki diziler, yarışmalar ve sosyal medya da buna katkıda bulundu.
Ama bu sanal gündemin yerini artık gerçek gündem almak üzere.
Kadına şiddet zirve yaptı, bunu bile gören olmadı. Özgecan vahşetine duyulan tepkinin bu kadar büyümesi biraz da bu yüzden,
Peki ya tavan yapan genç işsizlik, yıllardır atama bekleyen milyonlar, lime lime dökülen eğitim ve sınav sistemleri, Cumhuriyet tarihinin en önemli projesi diye sunulan, sonra da unutulan FATİH Projesi ve daha pek çok konu...

Yazının Devamı

TEOG’da macera dönemi (2)

15 Şubat 2015

Liselere girişin geçen yıl olduğu gibi bu yıl da tam bir maceraya dönüşeceğini dün bir parça sizinle paylaşmıştık. Bugün de devam edeceğiz ve nasıl düzelir sorusuna cevap arayacağız.
Tespit- lerimize velilerle devam ediyoruz:

Birinciler sevinecek
Çalışan, emek harcayan ve göz nuru döken, stres yaşayan öğrencilerin, maddi olanaklarını zorlayan velilerin cezalandırıldığı bir TEOG yerleştirme sistemine daha tanık oluyoruz:
1) TEOG sınavları zaten yeterince seçici değil. 4 bin 742 öğrenci TEOG 1’de tam yapmış. TEOG 2’de ne olacak?
Yüksek puanla öğrenci alan okulların kontenjanları (Galatasaray, İstanbul Lisesi, Robert) toplam 500 civarında. Kabataş Lisesi’ni de dahil edersek 650 olur. Diğer okullara da genel bir dağılım yapılırsa, iyi okulların aldığı öğrenci sayısı 800-900 arasında.
2) Bütün soruları tam yapan öğrenci sayısı 700-800 civarında olacak şekilde sorular düzenlenmeli.

Yazının Devamı

TEOG’da macera dönemi! (1)

14 Şubat 2015

TEOG’da yani liselere girişte görünen o ki geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ortalık toz duman olacak.
MEB, yaşadığı krizlerden hiç ders almıyor. Hata yapmaktan, veli ve öğrencilere eziyet çektirmekten, yargı tokadı yemekten adeta zevk alıyor.
Sınav sistemi her bakan değişiminde sil baştan değişiyor. Haziran seçimleri sonrasında muhtemelen MEB’de de koltuk değişimi olacak ve yeni bakanın, ayağının tozuyla bu yıl bu sistemi değiştirmesi zor ama gelecek yıl kesin değişecektir. Bugüne kadar hep böyle oldu.
Peki, o zaman geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sınava gireceklerin çektikleri eziyet ve haksızlık niye?..
Getirilmesi düşünülen sistemin içinin ne kadar boş olduğunu anlamak için 8’inci sınıf velisi Y. Önder’in anlattıklarına göz atmak yeter de artar:
Baştan aşağı yanlış!
Taslaktaki düşünceye göre liseye yerleştirme için önce özel okullara tercih yapılacak ve kayıtlar bittikten sonra da devlet okullarına tercih yapılıp yerleştirmeler tamamlanacak deniyor. Geçen sene bazı öğrenciler çok uzak liselere veya ilgisiz liselere yerleştirilmişti. Bunun önüne geçebilmek için bu yıl önce özellerin kayıtları bitirilsin, sonra kalanların devlet liselerine yerleştirilmesi daha

Yazının Devamı

İskender Pala’nın gözüyle Hz. Muhammed, İslam ve aşk

13 Şubat 2015

Divan edebiyatını sevdiren adam olarak bilinen yazar İskender Pala önceki gece Genç Bakış’ta gençlerin sorularını cevapladı. Son kitabı Bülbül’ün Kırk Şarkısı ile Hazreti Muhammed’in hayatını anlatan Pala, İslamofobiden muhafazakâr sanata, tarihi dizilerden Atatürk ile ilgili kitap yazıp yazmayacağına kadar her soruya açıklıkla cevap verdi. İşte programdan satır başları:
Bülbül’ün Kırk Şarkısı
- Bu kitaba roman diyemem çünkü Hz. Peygamber’in hayatı bir roman olmayacak kadar berrak, net; her şeyi biliniyor. Çünkü romanda kurgu yaparsın. Ama Hz. Peygamber’in hayatını okunur kılmak için küçük kurgulara da ihtiyaç var. Ayrıca bıçak sırtındasınız, yanlış bir şey yazamazsınız, bilimsel olmak zorundasınız.
- Diğer taraftan bu yazdığınız hiç edebi türe uymuyor. Kitabın adını koyarken biz buna ne diyelim dedik. Bunun ne olduğuna okuyucu karar verecek. Cahiliye dönemine ait küçük mizansenler ile kurgu yaptım. Fakat Hz. Peygamber’in hayatında kurgu yapmaya kalkarsam bir hadis dikiliyor. Peygamber efendimiz buyuruyor ki: “Her kim bana ait olmayan bir sözü benimmiş gibi söylerse, cehennemdeki yerini hazırlasın”. Böyle bir hadis sizin karşınızda kılıç gibi dururken siz Hz. Peygamber

Yazının Devamı

Fransa Büyükelçisi Bili, ve Başkonsolos Domenach sanki bizden biri gibi

11 Şubat 2015

Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili ve İstanbul Başkonsolosu Bayan Muriel Domenach ile dün uzunca bir öğle yemeği yedik. Türkiye ve dünya sorunlarını konuştuk, iki ülke arasında giderek iyileşen ikili ilişkileri değerlendirdik.
Hem Büyükelçi hem de Başkonsolos, Türkiye’ye karşı büyük bir sempati içerisindeler. Her ikisi de Türkçe biliyor ve diplomat olmanın ötesinde Türkiye ile derin bağları var. Örneğin daha önce de Türkiye’de görev yapan Büyükelçi Bili, çocuklarına Türk ismi verecek kadar Anadolu’ya ve Anadolu insanına yakın bir isim. Başkonsolos Domenach’in eşi ise Osmanlıca hocası ve şu an Galatasaray Üniversitesi’nde görev yapıyor.

Ermeni ilişkileri
Sözde Ermeni soykırımının 100. yılı nedeniyle tüm gözler Fransa’da. Fransa, önceki yıllarda olduğu gibi yine Ermenilere tam destek çıkacak mı? AB üyeliğimiz konusunda ne düşünüyorlar, Başbakan Davutoğlu’nun büyük cenaze törenine katılması Fransa nezdinde nasıl karşılandı, gençler neden Fransızca öğrensin, Türkiye ile Fransa arasındaki göçmenlik anlaşmasının 50. yılı hangi etkinliklerle kutlanacak, Fransa Türkiye’deki iç gelişmeleri nasıl izliyor ve en önemlisi de Fransa’nın vize konusunda Türk vatandaşlarına

Yazının Devamı