Artık hiç kimse uyarmadı demesin

25 Mayıs 2014

Dün bir kez daha yüreğimiz ağzımıza geldi. Korkudan sokağa fırladık. Pencereden, balkondan atlayan da çok olmuş. Sevindirici olan, can kaybının olmaması. Ama bu şiddeti büyük, acısı küçük depremin, hepimiz için çok önemli bir uyarı olduğunu sakın unutmayalım!..
Ülkemizin önemli bir bölümünün deprem açısından riskli bölge olduğu bir kez daha görüldü. Ama çok büyük acılar yaşayan kentlerde ve büyük deprem bekleyen İstanbul’da etkisi daha da sarsıcıydı.
Sahi söz depremden açılmışken İstanbul’da dünden bugüne değişen ne oldu?
Büyük bir çoğunluğu da devlete ait olan 7 milyon çürük binamız var. Kentsel dönüşümle hızla yenileniyorlar. Ama sanki çok daha fazlası gerekiyor!..
Bir süre önce Afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nu Genç Bakış’a konuk etmiştik. Çarpıcı tespit ve önerileri olmuştu. Peki, ne kadar dikkate alındı?
İşte o tespitlerden bazıları:

Yazının Devamı

İç göç, mevsimlik işçiler ve çocuklar?

24 Mayıs 2014

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) yine çarpıcı bir araştırmayla dikkatleri üzerine çekti. Araştırma sonuçlarını, mevsimlik işçilerin yollara düştüğü şu günlerde, özellikle dikkate almalıyız. Çünkü bölgeler arası eğitim seviyesinin çok farklı boyutlara ulaşmasında, köyünden, kentinden başka bölgelere göç eden mevsimlik işçilerin çok önemli etkisi bulunuyor.
Mevsimlik işçiler eskiden sadece bazı bölgelere giderdi ve özellikle de Doğu ve Güneydoğu’dan giderlerdi. Oysa şu anda Türkiye’nin her yerinden her yerine mevsimlik işçi gidiyor ve çoğunluğunu da zorunlu eğitim çağındaki çocuklar oluşturuyor...
Ve giderek yaygınlaşan bu iç göçe çare bulunmadığı sürece de eğitimde taşların yerli yerine oturması mümkün değil!

Zengin-fakir ayrımı!
ERG’nin yayımladığı “Türkiye Eğitim Sisteminde Eşitlik ve Akademik Başarı” başlıklı araştırma raporu, Türkiye’de akademik başarının, öğrencinin sosyoekonomik durumundan önemli ölçüde etkilendiğine, sosyoekonomik durumu iyi olmayan öğrencilerin okullulaşma ve yüksek akademik başarı olasılıklarının da düşük olduğuna dikkat çekiyor.
ERG, eğitimde bölgeler arası ve sosyoekonomik eşitsizlikleri en aza indirmek için önemli politika önerileri

Yazının Devamı

“4 milyon kişiye af geliyor!”

23 Mayıs 2014

Genç Bakış için önceki gece Yozgat’taydık.
Yayın saatine kadar her şey mükemmeldi.
Tıklım tıklım dolu devasa bir salon, bizi yıllardır heyecanla bekleyen öğrenciler ve Türkiye’nin sıcak gündemini konuşmak için önemli bir konuğumuz vardı.
Makyajlar yapılıp yayına girecek ve yıllarca çalışma müfettişliği yapan Ali Tezel’le, başta Soma olmak üzere tüm işyerlerindeki çalışma koşullarını ve çalışanların sorunlarını konuşacaktık.
Yayın için geri sayım başladığında önce elektrikler kesildi, sonra trafo arızalandı, daha sonra da güvenlik sorunu yaşandığı söylendi, salon boşaltıldı ve saatinde yayına giremedik. Bunun üzerine hızla dışarıya çıkıp boş bulduğumuz bir yerde yayınımızı gerçekleştirdik.
Ve işte programdan önemli satır başları...

Yazının Devamı

Üniversiteler neden yeniden yapılanmalıdır?

22 Mayıs 2014

YÖK ve üniversitelerin bugünkü yapılanması 12 Eylül Anayasası’na göre şekillendirildi. Her ne kadar orası, burası düzeltilse de başta YÖK olmak üzere, yükseköğrenim yasası ve üniversiteler yeniden masaya yatırılmalı ve günümüzün koşullarına göre yeniden düzenlenmelidir. Çünkü bu elbise artık üniversitelerimize dar geliyor.
Geçenlerde YÖK’e gittim in cin top oynuyordu. Üniversitelerarası Kurul toplanamaz hale geldi. Üniversitelerde ise durum çok daha vahim.
100 yıllık üniversitelerle yeni kurulan üniversiteler, aynı yasa ile yönetiliyor ve bu da onlarca sorunu beraberinde getiriyor.
Üniversitelerimizin düne göre çok daha iyi konumda oldukları konusunda şüphe yok. Kesinlikle düne göre daha iyiler. Ama çok daha iyi olmamaları için de hiçbir neden yok.
Tüm temenniler de zaten bu yönde...

Yazının Devamı

Dünya Süt Günü, işsizlere tüyolar ve çağın hastalığı!

21 Mayıs 2014

Günlük koşuş- turmanın içerisinde pek çok konuyu hafife alıyoruz, gerekli özeni göstermiyoruz. Ta ki ateş düştüğü yeri yakıncaya kadar...
Bugün Dünya Süt Günü, yarın da Avrupa Obezite Günü. Biri içmemiz gerekeni, öteki yemememiz gerekenleri hatırlatmak için düzenleniyor. Ve her ikisi de çok önemli. Avrupa, Amerika’daki obez salgınından öylesine korktu ki önlem üzerine önlem alıyor. Sütle ilgili tüketim rakamları ise korkunç. Oysa bebekler ve gelişim çoğundaki çocuklar için olmazsa olmazların başında süt geliyor.
Anlayacağınız, her şeyin azı da çoğu da zarar ama bütün bu konulara ne kadar önem veriyoruz?
Soma Faciası olmasaydı, iş ve işyeri güvenliği gibi bir kavram aklımıza gelecek miydi? 301 vatandaşımız hayatını kaybetmeseydi, konu günlerce konuşulacak mıydı?..

Sütün önemi?
21 Mayıs’ın Dünya Süt Günü olarak kutlanması 1956 yılında Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun aldığı bir karara dayanıyor.

Yazının Devamı

Türkiye büyüyor gençler eriyor!

20 Mayıs 2014

Dün bayramdı. Hiç hissetiniz mi? Eğer söz konusu olan Soma ise gençlerimizin durumu onlardan daha iyi değil.
Ölmek demek sadece enkaz altında kalmak değil.
Pek çoğunun gelecek güvencesi yok. Bir mum gibi günden güne eriyorlar.
Ve gençlerin bu durumu, 19 Mayıs’ta değil de ne zaman konuşulacak?
Sorunlarını tek tek sıralamaya kalksak, değil bu köşe, sayfalar yetmez.
Okuyanı okumayanı, kentlisi köylüsü, çalışanı çalışmayanı, zengini fakiri, iktidar yanlısı muhalifi, hemen her genç sıkıntılı. Ama ümitsiz değiller ve tıpkı Somalı şehitlerimiz gibi onlar da daha iyi bir gelecek için mücadele veriyorlar...

Yazının Devamı

Her şey çok daha güzel olacak ama!

18 Mayıs 2014

Keşke acılarda birleştiğimiz kadar, mutlu günlerimizde de bir araya gelebilsek.
Keşke, her faciadan sonra olduğu gibi normal zamanlarda da bonkör olabilsek. Soma’da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gidenler geri gelmeyecek, acılar da dinmeyecek.
Ve geride kalanlar için çığ gibi yardım yağıyor.
Ne güzel.
Türkiye, dünya onları konuşuyor.
Ama keşke, acılarını değil, güzelliklerini konuşuyor olsalardı.
Bu ilginin yüzde biri, facia öncesinde gerçekleşseydi, sorunlarına sahip çıkılabilinseydi, belki de bugünlere hiç gelinmezdi... Konuşuldukça acılar azalmıyor, daha da artıyor. Soma için zaten yüreğimiz yeterince yanıyor.

Yazının Devamı

Ne olur artık herkes sussun

18 Mayıs 2014

Yüreğimiz cayır cayır yanıyor. Ama buna rağmen herkes konuşmaya devam ediyor.
Daha önceki felaketleri hatırlayalım.
Büyük Marmara Depremi’ni, Van’ı ve diğerlerini.
O zaman da kin, öfke, suçlama ve karşı suçlamalar gırla gidiyordu.
Peki, geriye, kırgınlıkların ötesinde ne kaldı?
Keşke her felaket sonrasında, hemen her konuda gösterdiğimiz performansı, felaketler yaşanmadan önce de gösterebilsek.
İşte o zaman belki de böylesi büyük acılarla ya hiç karşılaşmayız ya da boyutları çok küçük olur...

Yazının Devamı