Bugün, niye o gün olmasın?

1 Ocak 2014

Hep o en güzel günü ararız ya, işte bugün, niye o gün olmasın ki!
Yeni bir başlangıç için daha uygun bir gün olamaz.
Ertele ertele nereye kadar?
Ve bu en güzel güne bizim de bir katkımız olsun...
Bircan Silan, bizim meslekten ama halkla ilişkiler yapıyor. Sanatçıların en yakın dostu. Onların eli ayağı. Farklı bir yeni yıl kutlaması yaptı. Yeni yıla girerken “Can Yücel’e Koca Nazım da eşlik etsin istedim...” demiş. İyi de etmiş:

Daha ne olsun kardeşim

Yazının Devamı

2014 öncekilerden farklı mı olacak?

31 Aralık 2013

Yeni yılda her şey yenilenecek, eski olan her şey geride mi kalacak?..
Yarından itibaren yeni bir Türkiye ve yeni bizler mi olacağız?..
Peki ya dünya, kötü olan her şey geride mi kalacak?
Beklentiler, temenniler, dilekler hep bu yönde.
Tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi...
Aslında her yeni yıl, kendimize çuvaldızı batırmak için iyi bir fırsat.
Geriye dönüp bakmayı pek sevmiyoruz. Özeleştiri ya da empatiyle hiç işimiz olmaz.

Yazının Devamı

Polis ve yargıdaki ayrışma eğitime de sıçrar mı?..

29 Aralık 2013

Türkiye zor günlerden geçiyor. Herkesin kendisine göre bir senaryosu var. Oysa her zamankinden çok daha fazla, birlik ve bütünlük zamanı...
Böylesi kavgaların kazananı olmaz! En büyük zararı da ülke ve vatandaş görür.
İşte bu yüzden, doğru olan her ne ise onun yapılması ve belki de Cumhurbaşkanı’nın çok daha fazla inisiyatif alması gerekiyor...
Hemen her alanda ciddi bir ayrışma söz konusu. Eğer bu eğitime de yansırsa, faturası çok daha ağır olur...
MEB ve YÖK’te benzeri bir operasyona ya da suçlama yarışına girilirse, ardı arkası gelmez ve da bu yediden yetmişe herkesi etkiler hale gelir. Eğitimin tadı tuzu kaçar...
YÖK zaten kendi içinde üçe beşe bölünmüş durumda. MEB’de de durum farklı değil. Üniversiteler ise nereye bakacaklarını şaşırmış durumdalar. Bakan değişikliği ile birlikte YURTKUR’da da her an yeni gelişmeler olabilir...
Anlayacağınız, 20 milyon öğrenci, 30 milyon veli ve bir milyondan fazla öğretim elemanının huzuru için ne olur çok daha dikkatli olalım...

Yazının Devamı

Bilim aşkı mı yoksa arayış mı?

29 Aralık 2013

Yüksek lisans yapanların sayısında adeta patlama var. Sendikalar, vakıf üniversiteleriyle anlaşarak üyelerine promosyon yapıyorlar.
Yaşını, başını almış yüksek lisans öğrencilerinin sayısı da hızla artıyor.
Peki bütün bu gelişmeler, araştırmaya, ilime, bilime bir yöneliş mi yoksa, önünü görememenin zorunlu kıldığı bir arayış mı?
Neresinden bakarsanız bakın, çok yönlü bir durumla karşı karşıyayız...
Üniversitelerdeki yüksek lisans ve doktora yelpazesi de sürekli gelişiyor.
Kervana çok yeni bölümler katılıyor. Peki, altyapı ve hoca kadrosu yeterli mi? Zaten onu hiç soran yok.
Çok iyi olanlar da var, hiçbir donanımı olmayanlar da...

Yazının Devamı

Hani her şey şeffaf olacaktı?

28 Aralık 2013

Kamu düzeninde, şeffaflık, olmazsa olmazların başında geliyor.
Bu konuda pek çok yasa çıktı. Çok önemli vaatler verildi...
Güncel gelişmelerle ilgili olarak müthiş bir bilgi kirliliği var.
Doğru olan ne anlamak mümkün değil.
Oysa her şey vaat edildiği gibi şeffaf olsa, kamuoyunun bilgisi dahilinde gelişse, belki de hiç bu kadar dallanıp budaklanmayacaktı...
Siyasi ve adli tartışmalar elbette çok önemli. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor.
Gerginlik nedeniyle, pek çok alanda olduğu gibi eğitimde de işler durma noktasına geldi. Hiç kimse önünü göremiyor, karar alamıyor, yasaların gereğini yerine getiremiyor.

Yazının Devamı

Elif Şafak: Hafızasız bir toplumuz

27 Aralık 2013

Genç Bakış’ın bu haftaki konuğu Elif Şafak’tı. Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleşen programda, özellikle insana dair çok önemli mesajlar verdi.
Satış rekorları kıran kitapları, kırktan fazla ülkede elden ele dolaşan Şafak’ın, gençlerle diyalogu da alışılmışın çok dışındaydı.
Hemen her konuğu köşeye sıkıştırmak için can atan öğrenciler, bu kez, en aykırı soruları sorarlarken bile, bir kelebeğe dokunurcasına zariftiler.
İşte programdan satır başları:



İntihal söylemi vicdansızlıktır

Yazının Devamı

Çok daha fazla burs gerekiyor

26 Aralık 2013

Gençlere verilen önemin en çarpıcı göstergelerinden birisi de, onlara sağlanan yurtiçi ve yurtdışı burslardır. Kalkınmışlık endekslerine baktığınızda da yine aynı şekilde, en kalkınmış ülkelerin yurtiçi, yurtdışı ve yabancı öğrenci burslarına ağırlık veren ülkeler olduğunu görürüz.
Amerika’yı Amerika yapan özelliklerin en başında, dünyanın en parlak beyinlerinin, bu ülkede toplanmasının geldiğini herkes bilir.
Peki Amerika bunu nasıl başarıyor?
Tabi ki burslarla... Sınırsız bursları, sadece kendi vatandaşlarına mu veriyor? Kesinlikle hayır. Söyleyecek sözünüz, araştıracak çalışmanız, geliştirecek ürününüz, hayata geçirecek iddianız varsa, kapılar size sonuna kadar açılıyor. Sadece devlet tarafından mı? Hayır, üniversitelerinden sanayi kuruluşlarına kadar hemen her kurum parlak beyinlerin peşinde.
Çünkü tek kişinin bile ülkelerin kaderini değiştirebileceğine inanıyorlar. Dünyanın en zenginleri sıralamasına baktığınızda bunun fazlasıyla örneklerini görebiliyorsunuz...
Bize gelince, bu konuda çabalar yok değil ama çok cılız. Cumhuriyetin en yok yıllarındaki bu konuya gösterilen önem, maalesef aynı sıcaklığını koruyamadı.
Eğer dünya markaları yaratacak gençler

Yazının Devamı

Eğitimin gidişatından ne kadar memnunuz?

25 Aralık 2013

Eğitimle ilgili şikâyetler, dünyanın her yanında aynı. Çünkü, ne kadar yenilenmiş olursa olsun, tüm eğitim sistemleri, bugünün çocuğuna ve gencine hitap etmiyor.
Bugünün öğrencileri, sabırsız ve bir o kadar da kafaları karma karışık.
Ne, ne istediklerini tam olarak biliyorlar ne de başarı, kariyer ve liyakat için çok çalışmaya ve zamana ihtiyaç olduğunun farkındalar.
Her şey bir anda olsun, bitsin diyorlar.
Bir an önce okula başlamak istiyorlar. İlkokulu bitirmeden liseye, liseyi bitirmeden üniversiteye başlanması gerektiğine inanıyorlar.
İşe başladıkları ilk gün en tepeye, kaç yılda değil de kaç ayda çıkarımın hesabını yapıyorlar.
Yetişkinlerle kıyaslandığında fazlasıyla donanımlılar ama eksikleri o kadar çok ve öylesine sabırsızlar ki, çoğu zaman kendilerine zarar vermenin ötesine geçemiyorlar...

Yazının Devamı