Sınav maratonu rekora koşuyor

20 Ekim 2013

Hükümet sınavları ve dershaneleri kaldıracağız diye dursun, sektör büyüdükçe büyüyor. Giriş sınavlarına girecek olan aday sayısının bu yıl 10 milyonu bulması bekleniyor. Rekor, ikişer milyondan fazla adayın yarışacağı YGS ve KPSS’de olacak.
Peki, dershaneye giden öğrenci sayısı azalıyor mu?

Kesinlikle hayır!
Sınavlara girecek aday sayısına paralel olarak, dershaneye olan talep de giderek artıyor. Ve bu arada çok ilginç bir tespit de, fen ve Anadolu liseleriyle, üniversitelerdeki boş kontenjanlar da rekora koşuyor. Fen ve Anadolu liselerinde sistemin yanlışlığı nedeniyle 50 binden fazla kontenjan boş kaldı. Üniversitelerdeki boş kontenjan sayısı ise 130 bin civarında. Rakamlara bakıp Türkiye gerçeğini anlamaya da sakın çalışmayın. Çünkü içinden çıkamazsınız.
Tıpkı 400 bin öğretmen kapıda beklerken 150 bine yakın öğretmen açığı olduğu gibi...
Ülkemizde sorunlara doğru teşhis konulamadığı için tedavisi de doğru olmuyor.

Yazının Devamı

Zenginliklerimizi nasıl heba ediyoruz?

20 Ekim 2013

Ülkelerin en büyük zenginliklerinden biri de üstün zekâlı çocuklardır.
Sayıları çok fazla değil. Yüzde 2-3’ü geçmez.
Tespit edilip, yetenekleri değerlendirilenlerin oranı ise çok daha az...
Cumhuriyetin ilk yıllarında onlar için özel kanun çıkartılıp, yurtdışına gönderilenler oldu.
Çünkü bir tekinin bile ülkelerin kaderini değiştirebileceğine inanılıyordu...
Sonra aradan uzun yıllar geçti, üstün yetenekliler unutuldu gitti.
Özürlüler için yasalar çıktı, okullar açıldı, koruma altına alındılar, hayata kazandırılmaları için yeterince olmasa da adımlar atıldı. Ama en az onlar kadar ilgiye ve desteğe muhtaç olan üstün yetenekliler kimsenin aklına bile gelmedi.

Yazının Devamı

Böyle başkanlar da var

19 Ekim 2013

Dr. Asım Güzelbey 10 yıldır Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı. Aday olsa, açık ara yine kazanır. Ama son noktayı koyuyor.
Doktorluk yaparken kendine 30 yıl sınırı koyup, dolduğunda siyasete atılmış. Başkan olduğunda da iki dönem yeter demiş. Zirvedeyken bırakmak varken, niye uzatayım diyor...
Bundan sonrası için net konuşmuyor. Ama kesin olan bir şey var ki, en tepeden de baskı gelse, başkanlık artık onun için çoktan bitmiş. Belki milletvekili olarak Ankara’ya gider ama o konuda da ısrarcı değil.
Benim önerim: Gaziantep’in en büyük “ayıbı” olan eğitim konusuna, daha fazla zaman ayırmak için bir eğitim vakfı kurup başına geçmesi.
Hem çok keyif alır hem de Gaziantep’e en büyük iyiliği yapmış olur...

Eğitimde nereden nereye?

Yazının Devamı

Doktorlar, hak, hukuk ve adalet

18 Ekim 2013

Fakülteler içerisinde en ağır ve en uzun eğitim tıp fakültelerinde. Ama o kadarı yetmiyor. Uzmanlık eğitimi için de çok geceler uykusuz kalmaları gerekiyor. Zorunlu hizmetse olmazsa olmazların başında geliyor...
Daha önce, tüm doktorlar aynı süreçten geçtikleri için sıkıntılı bir durum söz konusu değildi. Ama görünen o ki, sağlık sektöründe de çok şeyler değişmiş:
“Gerçek bir hikâye: Sağlık ocağında çalışan bir pratisyen hekim, uzmanlık sınavına girer ve üniversitede 3,5 yılda uzmanlık yapar (bu sırada, sağlık ocağındaki arkadaşları, aile hekimliğine geçip 3 katı maaş almaya başlar).
Devlet, bu kişiyi uzman oldu diye eşinden çocuğundan ayırıp doğuya mecburi hizmete gönderir. Uzman kişi, mecburi hizmeti bitirip yine eski şehrine döndüğünde, sağlık ocağındaki bütün arkadaşları, oturdukları yerde uzman olmuştur bile.
Hatta mecburi hizmetten muaf ve TUS sınavı, nöbet ve tez hazırlığı olmadan, sanal yolla...
Şaka gibi ama Sağlık Bakanlığı budur. Uzmanlık derneğimizin bütün çabaları yetersiz kaldı.
Lütfen böyle bir haksızlığı manşetten verin artık...”

Yazının Devamı

Okul öncesi neden zorunlu olmalı!

17 Ekim 2013

Eğitim kademeleri içerisinde belki de en önemli olan okul öncesi olmasına rağmen, biz de en az ilgiyi o görüyor. Çünkü, hâlâ okul öncesi eğitimi ciddiye almıyoruz.
Oysa, insanlar yaşamları boyunca öğrendiklerinin yüzde yetmişe yakın bölümünü bu çağda öğreniyorlar. Temel davranışlar bu dönemde şekilleniyor, eğitime, çevreye, aileye olan ilgi ya da ilgisizlik yine bu dönemde kalıcı hale geliyor.
Peki o zaman 8 yıllık, 12 yıllık temel eğitime geçilirken okul öncesi eğitim niye hep ihmal edildi? Zorunlu hale getirilmedi?
İşte bu noktada karşımıza hep rakamlar çıktı.
Liseleri 4 yıla çıkartmak kolaydı; çünkü okul öncesi eğiteme başlayacak çocukların yarısı kadardı. Bu da yarısı kadar öğretmen ve derslik demekti.
Politikacılar da her zaman olduğu gibi kolay olanı tercih etti. Ama bu konuda düne göre çok daha fazla yol kat edilmiş durumda.
Her ne kadar rakamlar şişirilse de yarım güne bölünerek yararlanan sayısı artırılmaya çalışılsa da ilgi ve destek artıyor.

Yazının Devamı

Google amca her derde deva

16 Ekim 2013

Sanki bin yıldır dijital çağı yaşıyoruz. İnternet ve hele hele başta Google olmak üzere arama motorları hayatımızdan çıksa ne olur sorusunu sormak bile istemiyorum. Çünkü beynimiz zonklar...
Tekerden elektriğe, telefondan televizyona hemen her icat çok önemli. Ama hiçbirisi, hayatımızı böylesine esir almamıştı.
Eskiden aylarca beklenen mektupları, saatlerce beklenen telefonları sükunetle karşılayan bizler, şimdi ekran başında üç saniyelik bir gecikme yaşansa kıyametleri koparıyoruz...
İnternetle birlikte zaten pek çok alışkanlığımız tarih oldu. Görünen o ki bu listeye daha neler eklenecek. Alışveriş ve eğitim gibi doktor muayeneleri de sanal ortamda gerçekleşirse hiç şaşırtıcı olmaz. Zaten çoktan başladı diyenler mutlaka çıkacaktır. Doğru da. Ama benim anlatmak istediğim, tıpkı bankalara gitmeye hiç gerek kalmadığı gibi doktor muayenehaneleri ya da hastanelere çok zorunlu durumlar halinde sanki hiç gidilmeyecek olması. Her ne kadar, doktorlar, bu duruma çok kızsalar da...
Eğitimciler, sanal eğitime bir türlü ısınamadılar, sınıfın ve öğretmenin yerini hiçbir şeyin almayacağında ısrarlılar. Doktorların direnişi de bu yönde. Ve bakalım nereye kadar?..

En çok ne

Yazının Devamı

Aylarca kapalı kalan okullar ve köylerimiz

15 Ekim 2013

Öncelikle, Kurban Bayramınızı canı gönülden kutluyorum.
Keyifli ve bir o kadar da sağlıklı, huzurlu geçsin...
Umarım bu uzun tatil yeni öğretim yılına yeni yeni ısınan öğrencilerin motivasyonunu bozmaz. Yoksa yeniden alışmaları zaman alır...
Tatil nedeniyle milyonlarca şehirli, doğup büyüdükleri köylere akın etti. Yani şehirler boşaldı, köyler ve tatil yerleri nüfuslarının üç, beş hatta on katına çıktı...
İşte bu vesile ile gelin bugün, köylerimizi, köşemize konuk edelim...
Ülkemizde 2013 başı rakamlarına göre 35 bin civarında köy var. Yeni idari yapılanma çerçevesinde direk şehirlere bağlandığı için sayıları bir miktar azaldı. Ama hala on binlerce köy ve mezra bulunuyor...
Köylerin çok fazla sorunları var ve her biri ayrı bir yazı konusu. Ben bugün sadece eğitim sorunlarını ele almak istiyorum. Çünkü köylerdeki çocukların da öğretmenlerin de durumları içler acısı...

Yazının Devamı

Bosna Hersek???

13 Ekim 2013

Geçtiğimiz hafta, binlerce kilometre yol yaptım. Önce Erzurum, ardından Gaziantep ve sonra da Bosna Hersek...
Düne kadar Bosna Hersek deyince Sırp vahşeti, gözyaşı ve riyakar Avrupa aklıma geliyordu.
Üç yıla yakın süren savaşta yüz binlerce Boşnak, Avrupalıların gözleri önünde vahşice soykırıma uğratılmış ve bütün dünya seyretmişti...
Bosna Hersek’in tümünü gezemesek de önemli kentlerini gezme olanağı buldum. Başkent Saraybosna’dan Mostar’a gidiş her ne kadar uzun ve eziyetli de olsa, sanki cennetten bir parça gibiydi.
Neratva nehrinin kıyısında, yeşillikler içerisinde her an bir kanyon, şelale ya da bir köyle karşılaştığınızda aklınıza gelen ilk soru, kısa süreliğine de olsa gelip buralarda yaşasam mı oluyor...
Doğa henüz bozulmamış, sebze, meyve, hayvanlar da henüz hormonlanmamış. Çirkin olan tek şey geçmişte yaşananlar...

Yazının Devamı