Dr. Asım Güzelbey 10 yıldır Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı. Aday olsa, açık ara yine kazanır. Ama son noktayı koyuyor.
Doktorluk yaparken kendine 30 yıl sınırı koyup, dolduğunda siyasete atılmış. Başkan olduğunda da iki dönem yeter demiş. Zirvedeyken bırakmak varken, niye uzatayım diyor...
Bundan sonrası için net konuşmuyor. Ama kesin olan bir şey var ki, en tepeden de baskı gelse, başkanlık artık onun için çoktan bitmiş. Belki milletvekili olarak Ankara’ya gider ama o konuda da ısrarcı değil.
Benim önerim: Gaziantep’in en büyük “ayıbı” olan eğitim konusuna, daha fazla zaman ayırmak için bir eğitim vakfı kurup başına geçmesi.
Hem çok keyif alır hem de Gaziantep’e en büyük iyiliği yapmış olur...
Eğitimde nereden nereye?
Bayram öncesi Gaziantep’teydim. Başkan Güzelbey, “Beni posta masrafından kurtardın” dedi. Niye demeye kalmadan da zarflanmış ve gönderilmeye hazır halde bekleyen aşağıdaki mektup elime tutuşturuldu.
Eğitimin dünden bugüne nereden nereye geldiği vurgulanıyor ve sevindirici gelişmeler olduğuna dikkat çekiliyor.
Bu olumlu gelişmeler niye benimle paylaşıldı? Çünkü, Gaziantep’in eğitimdeki içler acısı haline sık sık vurgu yapıp, valisinden belediye başkanına, velilerden öğretmenlere, sivil toplum örgütlerinden zenginlere, her fırsatta sitemde bulunuyorum...
Başkalarının bu konuda ne kadar başarılı oldukları ve taşın altına ellerini ne kadar koydukları tartışılır. Ama o belediye olarak eğitim adına yaptıklarının da bir dökümünü çıkartıp bizimle paylaşmak istemiş, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları GAMEK’ten 7 yılda 14 bin öğrenci yararlanmış, bunlardan yüzde 95’i YGS barajını aşmış, yüzde 51’i de 4 yıllık fakültelere yerleşmiş.
Çok iyi sayılmaz ama Gaziantep için olumlu bir adım. Keşke diğer belediyeler de eğitimle bu kadar yakından ilgili olsalar!..
Şimdi veda zamanı!
“Gaziantep eğitimi ile ilgili yazılarınız şehrimizde çok olumlu tepkiler yarattı. Şimdi herkes el ele verip eğitim konusunda ne yapabiliriz diye çaba gösteriyor.
Sizi Gaziantep’teki eğitim sorununu ateşleyen kahraman olarak her zaman takdir ediyorum. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 10 yıla yakın bir süredir hizmet etmeye çalışıyorum. Son 5 aylık periyoda girdik, çünkü önümüzdeki dönem aday değilim, yani belediyeye veda ediyorum.
Reklamı hatta yaptıklarımı anlatmayı bile pek sevmem. Ancak bu hafta bana iletilen ‘Eğitimdeki 10 Yıllık Analiz Raporu’ elime geçtiğinde bunu sizinle paylaşma ihtiyacını hissettim.
Doğru teşhis olmadan doğru tedavi olmayacağına inanan birisiyim.
Gaziantep’te sizin ateşlemenizle artık eğitimle yatıp eğitimle kalkıyoruz. Ancak sorunun çözümünde teşhisimiz doğru mu? Bu konuda endişem var. Çünkü Gaziantep’te ‘eğitim sorunu=okul yaptırmak’ noktasına gelindi.
Okul açığını kapattığımız anda her şey biter gibi düşünülüyor.
Bence okul açığı eğitim sorunlarının başında gelmektedir, bu doğru; ancak tek başına yeterli değil.
Neden yeterli değil?
İşte bu sorunun cevabı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin 7 yıldır yaptırmakta olduğu üniversite hazırlık kurslarının detayında yatmaktadır.
Göreve başladığımız ilk yıllarda eğitimin büyük bir sorun olduğunu fark ettik ve sessiz sedasız, reklamsız ‘Üniversiteye Hazırlık ve Meslek Eğitimi Kursları’ başlattık. Yılda ortalama 2 bin kişiye bu eğitimi verdik. Bu zamana kadar 14 bin öğrenci oldu. Bu yıl 8. yıl, 2 bin öğrencimiz daha var. Yani 16 bin öğrenci.
Bizim kurslar dar gelirli, kendi imkânlarıyla kursa gidemeyecek çocuklardan oluşuyor (Hatta kıyafet desteği yapılacak kadar).
Tabii kurslar ücretsiz ama her çocuğun 1 defa hakkı var, yani ertesi yıl üniversiteyi kazanamazsa tekrar bizim kurslara devam etme imkânı yok.
Netice: Bugüne kadar 14 bin öğrenciye verilen kursların 4 yıllık üniversite kazanma oranı yüzde 95,19.
Benim liseyi bitirdiğim 1967-68 yılında başarı kriteri, Liselerarası Bilgi Yarışması idi. 1968-1969 yılında Gaziantep Lisesi Türkiye Şampiyonu olmuştu.
Şampiyon ekibin takım kaptanı şimdi Fransa’da Rouen Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Cafer Özkul.
Biri de Gaziantep’te çalışan bir doktor: Dr. Sait Mavi.
Demek ki bu şehrin mayasında bir başarı öyküsü var. Peki, ne yapmak lazım?
Sadece okul mu?
Asla.
Kısa, orta, uzun vadeli program yapmak lazım. Kısa vadede bizim yolumuz izlenebilir. Biz yılda 2 bin öğrenciye bu eğitimi veriyoruz.
Ticaret Odası, Sanayi Odası, ilçe belediyeler ve bazı sivil toplum kuruluşları el ele verip 20 bin öğrenciye bu eğitimi verirsek, sıralamada ilk 10’a gireceğimize inanıyoruz.
Tabii eğitim kadrosu da gözden geçirilmeli. Heyecanı bitmiş yöneticilerle bu iş olmaz.
Bir de ödül. Biz başarılı öğrencilerimize üniversite bursu vaat ediyoruz.
Sizin bu konudaki önerilerinizin çok önemli olduğuna inandığım için bu bilgileri sizinle paylaşma ihtiyacı hissettim...”
Özetin özeti: Başkan haklı, bina yapmakla eğitim sorunları çözülmüyor, yüreğinizi de ortaya koymanız gerekiyor!..