Eğitimde dayak kalkalı çok oldu Sayın Başbakan

24 Kasım 2010

Başbakan Erdoğan, kendi talimatıyla başlatılan FATİH projesini anlatırken “Her ne kadar bazıları FATİH adıyla dalgasını geçiyorsa da, bu proje hakkıyla icra edildiğinde onlara gerekli tokadı atacaktır” dedi.
Tokadı yiyecekler kimler bilmiyoruz ama eğitim ve tokat kelimelerinin bir arada telaffuz edilmesi hiç yakışık değil.
Kaldı ki böylesi önemli bir projeye, aklı başında kim hayır der ki! Ama, eğitimin ve bilimin temeli sorgulamaya dayanır. Eğer bir proje ya da fikir sorgusuz sualsiz kabul ediliyor ve gözü kapalı destekleniyorsa, asıl ondan korkmak gerekir. Yoksa yapıcı eleştirilerden değil...
Proje ile ilgili değerlendirmeye geçmeden önce, medyadaki algılaması nasıl olmuş ona bir göz atalım.
Bazı gazeteler bu önemli projeyi garip bir şekilde hiç görmemiş, bazıları da gaza gelip ayakları yerden kesilmiş.
Aslına bakılırsa ne hiç ciddiye alınmayacak kadar sıradan bir proje ne de Fatih’in İstanbul’u fethi gibi eğitime çağ atlatacak bir girişim...
Şu anda da zaten fazlasıyla okulda uygulanıyor.

Yazının Devamı

Vakıf üniversitelerine devlet yardımı yapılmalı mı?

23 Kasım 2010

Yükseköğrenimde okullaşma oranının yükseltilmesi için daha çok yol kat etmemiz gerekiyor. Bu da daha çok üniversite ve daha çok öğrenci demek...
Ama madalyonun öteki yüzünde de dolmayan kontenjanlar, giderek düşen eğitim kalitesi ve patlama noktasına gelen işsizlik var.
İşte böylesi bir ortamda neredeyse hemen her köşe başına açılan vakıf üniversitelerine devlet yardımı yapılmalı mı, yapılmamalı mı sorusu gündeme geliyor.
Her ne kadar adları vakıf üniversitesi olsa da, birkaçı dışında tamamına yakını bal gibi özel üniversite.
Anayasa değişikliği sırasında keşke Anayasa’nın ilgili maddesi de değiştirilip fiili olarak gerçekleşen mevcut duruma yasal statü de sağlansaydı.
Ama olmadı. Olacağı da yok gibi. Oysa Başbakan Erdoğan bu konuya sıcak bakıyordu!..
Vakıf üniversitelerinin sayısı 50’yi aştı, bu hızla giderse gelecek yıla 60’ı bulur. Peki hepsi de sağlam bir mali altyapı ve akademik kadroya sahip mi?

Yazının Devamı

Savulun yoldan, eğitimin ‘FATİH’i geliyor!

21 Kasım 2010

Türk Eğitim Tarihi’ne altın harflerle yazılacak bir proje daha geliyor. Umarız uzun ömürlü olur. Çünkü benzeri hatta çok daha önemli bir proje de birkaç yıl önce yine “eğitimde devrim” diye sonulmuş, uygulamaya konulmuş ama Hüseyin Çelik bakanlıktan ayrılınca, önce sahipsiz kalmış sonra da kapısına kilit vurulmuştu.
Çelik, gerçekten de zoru başarıp, her okula bilişim teknolojisi sınıfları kurmuştu. Bu sayede her okul, her öğrenci bilgisayarla, internetle, sanal dünya ile tanışmıştı.
Bilişim sınıfları, hayırseverlerin desteği ile kurulmuştu. Küçük okullarda birkaç tane, büyüklerde ise çokça açılmıştı. Heyecan yaratmadı desek yalan olur.
Çelik’in alkışladığımız önemli projelerinden birisiydi...

Peki şimdi ne yapılıyor?
İsterseniz gelin önce isminden başlayalım. FATİH için belli ki oldukça zorlanılmış. Açılımı: Fırsatları Artırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi...

Yazının Devamı

Bayram bitti ama sorunlar aynen duruyor?

20 Kasım 2010

Bayram bitti. 9 günlük tatili de bitmek üzere. Ve yarından sonra yine koşuşturma başlayacak...
Başkalarını bilmem ama atama bekleyen yüz binlerce öğretmen, ne bayram yapabildi ne de tatil...
Heyecandan gözlerine uyku girmedi. Tatilin bir an önce bitip bir an önce atamaların yapılmasını bekliyorlar.
Hemen her gün bıkmadan usanmadan, önce Ankara’ya sonra da medyaya yazdıkları binlerce mailden bunu çok net görebiliyoruz.
Peki, önümüzdeki hafta içerisinde, öğretmenlik hayali ile yanıp tutuşan bu gençlerimize gecikmeli bir bayram coşkusu yaşatabilecek gelişmeler olabilir mi?
Evet demek çok zor.
Ama tam tersi de olabilir.

Yazının Devamı

Muharrem İnce’den Bakan Çubukçu’ya hodri meydan

19 Kasım 2010

CHP’nin olası Milli Eğitim Bakanı Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu ile istediği üniversitede, istediği bürokrat ve danışmanları eşliğinde, eğitimin sorunlarını tartışmaya hazır olduğunu söyledi.
İnce, adres polemiği ile başlayan, KPSS ile derinleşen düelloya, yeni bir boyut getirdi. “Bakan Çubukçu, eğer bilgisine, birikimine ve yaptığı işin hakkını verdiğine inanıyorsa, gelsin Genç Bakış’ta sadece ve sadece eğitimin sorunlarını tartışalım. Kim haklı kim haksız, kim donanımlı kim sorunlardan bihaber, buna da öğrenciler, öğretmenler, veliler karar versin” dedi.
CHP Grup Başkan Vekili İnce, eğitimin hiçbir dönemde bu kadar ihmal edilmediğine de dikkati çekerek “Bakan Çubukçu’nun istediği bir üniversitede gerçekleşecek canlı yayında, ben tek başıma olacağım. Ama Bakan Çubukçu istediği arkadaşını yanına alabilir. Siyaset yok. Sadece eğitimi, öğretmenleri, öğrencileri, velileri ve ülkenin gerçeklerini konuşacağız. İstediği zaman ben bu randevuya hazırım” şeklinde konuştu...

Çubukçu bu resti görür mü?
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, Muharrem İnce’nin bu restini görür mü?
Normalde görmesi gerekir. Biri bakan diğeri milletvekili.

Yazının Devamı

CHP’li İnce, Çubukçu’yu KPSS düellosuna çağırdı!

17 Kasım 2010

Bayramın en ilginç haberi hangisiydi diye soracak olursanız hiç tartışmasız, CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce‘nin, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu‘yu KPSS düellosuna çağırmasıydı. İnce, Bakan Çubukçu‘ya “Gel ikimiz de KPSS’ye girelim, düşük puan alan istifa etsin” dedi.
Hadi bizim de bir katkımız olsun. Biz de kendilerini önümüzdeki ilk Genç Bakış’a tahsis etmeye hazırız. Hem de istedikleri üniversitede. Hem de öğrencilerin ve kamuoyunun hakemliğinde.
Bakalım eğitim konusuna hangisi daha hâkim? İzleyelim görelim...
Canlı yayında eğitim düellosunun ayrıntılarına girmeden önce, gelin isterseniz, eğitimciler açısından günün en ilginç haberine bir göz atalım:

Önce yazılı sonra sözlü
CHP ile Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin iletişim bilgileri yüzünden karşı karşıya geldi. CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, iletişim bilgilerini istedikleri halde kendilerine verilmediğini söyledi...

Yazının Devamı

Bayramı yaşayamayanlar da var

16 Kasım 2010

Bayramda bayramı, sadece fakir fukaralar ile çalışanlar boynu bükük geçirmiyor. Çevrenize bir bakın, eğer işsiz bir genç, hele hele atama bekleyen bir öğretmen varsa, sakın ola onlara bayramdan söz etmeyin. Yoksa bir dokunup bin ah işitirsiniz...
Ama her şeye rağmen öncelikli olarak hem de canı gönülden onların bayramını kutluyoruz.
Bayramınızın zehrolması için bin dereden su getirenler var. Ama ona rağmen, ne olur canınızı sıkmayın, bayramın keyfini yaşayın.
Öyle ya da böyle, bugünler de geçecek. Bugünler de unutulacak. Hem de derin izler bırakarak. Ama olsun, Allah beterinden korusun...

10 bin yeni kadro
Atama bekleyen öğretmenler için en güzel bayram armağanı 10 bin ek kadro olur. MEB, bunu ister sözleşmelilerin kadroya geçmesi için kullansın, isterse yeni alımlarda. Ne yaparsa yapsın ama 10 binlik bir ek kadro, atama bekleyen yüz binlerce öğretmen ve aileleri için ilaç gibi gelir.

Yazının Devamı

KPSS kazanı kaynamaya devam ediyor!

14 Kasım 2010

İptal edildi. Yenisi yapıldı. Ama hâlâ KPSS’yle ilgili iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Yeni sınav sonuçları herkesi şoke etti. 120 soruluk sınavda, 18 net daha fazla çıkarmalarına rağmen puanı düşenler var. Daha da önemlisi, iptal edilen bir önceki sınavla doğru ve yanlış sayıları bire bir aynı gelenler de bulunuyor. En ilginç olanı ise A kitapçığında sistematik bir yanlışlık olduğuna yönelik iddialar. Ama nedense ne ÖSYM ve YÖK ne de MEB bu iddiaların hiçbirine cevap vermiyor. Üstüne üstlük bir de şifreleme getirerek sınavın şeffaflığını ortadan kaldırmaları ve hangi branşta kimin kaçıncı sırada olduğunun açıklanmaması, adayları kahretmeye yetiyor da artıyor...
Eskiden olsa kesinlikle abartıyorsunuz derdik. Ama son yaşananlardan sonra, artık YÖK, ÖSYM ve MEB’e yönelik iddialarda aynı tavrı koyamıyoruz. Çünkü, ortaya atılan her iddianın arkasından bir dizi suistimaller geliyor.
ÖSYM’nin yeni yönetimi, her ne kadar tüm güvenlik önlemleri alındı yönünde açıklamalar yapsa da, henüz inandırıcılığını kabul ettirebilmiş değil. Bunu gerçekleştirmenin yolu ise şeffaflıktan geçiyor. Ama görünen o ki, onların da buna hiç niyeti yok...

Cevap bekleyen sorular
6 Aralık’ta yapılacak

Yazının Devamı