Bilimsel performans nedir?

11 Ekim 2008

Bu konuda hemen herkes bir şeyler söylüyor. Konuya herkes kendi açısından bakıyor. Ama ciddi araştırmalar da var. İşte yapılan doktora tezlerinden birisi:
“Üniversiteler ve bilim konusundaki yazılarınızla akademik camiadaki birçok kişinin bildiğini düşündüğüm ama görmezden gelindiğine inandığım birçok konuda farkındalık yaratma çabası içinde olmanızı takdirle karşılıyorum. Size Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Anabilim Dalı’nda Haziran 2008’de tamamladığım Türkiye’nin Bilimsel Yayın Politikası: Atıf Dizinlerine Dayalı Bibliyometrik Bir Yaklaşım” başlıklı doktora tezinden bazı kısımları aktarmak istiyorum.
Sizin de birçok kez yazılarınızda değindiğiniz gibi bilimsel yayıncılıkta değerlendirmeler daha çok uluslararası camiada yapılan yayın sayıları ile ölçülmektedir. Bu konuda bilinen ve değerlendirmelerde en fazla başvurulan kaynaklar “citation index”lerdir. Yukarıda bahsettiğim çalışmada da Science Citation Index, Social Sciences Citation Index ve Arts & Humanities Citation Index adlı

Yazının Devamı

CHP’de Kılıçdaroğlu farkı

10 Ekim 2008

Genç Bakış’ın dünkü konuğu, politikanın son dönemdeki parlayan yıldızı CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Öğrenciler CHP’yi eleştirdi ama onu alkışladı.
Hükümeti ABD’nin güdümünde olmakla suçlayan, türbanlı öğrencilere de eğitim hakkı isteyen, milletvekili dokunulmazlığının hemen kaldırılması gerektiğini üstüne basa basa vurgulayan Kılıçdaroğlu, zaman zaman çuvaldızını kendilerine de batırdı ama hedefinde Dengir Mir Fırat‘ın da ötesinde iktidar partisi AKP vardı.

Gergin anlar yaşandı
Haliç Üniversitesi’nde gerçekleşen programda, Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü dönemine yönelik bazı iddialar nedeniyle, gergin anlar yaşandı. Bir öğrenci, elinde ciddi belgeler olduğunu belirterek bir dizi iddia sıraladı. O da bir tekini ispat edin, yarın sabah milletvekilliğinden istifa ederim dedi. Ama söz konusu öğrenci, yayın süresince bir türlü belgeleri ortaya çıkartamadı. Bir ara gidip alıp geleceğim dedi. Gitti ama eli boş

Yazının Devamı

Bilim, istihdam ve para ilişkisi

8 Ekim 2008

Ülkelerin bilime ayırdığı kaynaklar ile kalkınmışlıkları arasında müthiş bir korelasyon var. Ne kadar para, o kadar bilim. Ülkeyi yönetenler üniversitelerimizi adeta aşağılayarak, sık sık neden Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi arasına giremediklerini sorguluyor. Dışarıdan bakıldığında haklı gibi de gözüküyorlar. İnananları da çok. Peki ama onlar üzerine düşen görevi yerine getiriyorlar mı? Üniversitelere yeterince kaynak ayırıyor, liyakate önem veriyor ve bilimin gelişmesi için özgür bir ortam sağlayabiliyorlar mı?
İsterseniz bu tartışmaya girmeden önce, Çin Şanghay Jiao Tong Üniversitesi ve OECD’nin verilerine göre, hangi ülke, öğrenci başına ne kadar kaynak ayırıyor ve ilk 100’e ne kadar üniversite sokuyor, ona bakalım. İlk rakam, Dolar bazında öğrenci başına harcama, ikincisi ise o ülkenin ilk 100’deki üniversite sayısı:
ABD 24.370-54, İngiltere 13.506-11, Japonya 12.326-4, Almanya 12.446-6, Kanada 20.156-4, İsveç 15.946-4, Fransa 10.995-3, Avustralya 14.579-3, İsviçre 21.734-3, Hollanda

Yazının Devamı

TÜBİTAK’ta kim, ne yapıyor?

7 Ekim 2008

Boğaziçi Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ayşe Soysal’ın, TÜBİTAK Bilim Kurulu’na üye olarak atanması, akademik çevrelerde en çok konuşulan konulardan biri haline geldi.
Bilim çevreleri, neden, niye atandı sorularına cevap ararken, TÜBİTAK’ın internet sayfasına, Soysal’ın hem neden atandığına ilişkin gerekçeler hem de biyografisi konuldu.
Enteresan bilgiler var. Önce şu bilgilere göz atalım:
“278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunun 4’üncü maddesinin ‘Başkanın Bilim Kurulu üyeleri arasından atanması halinde, boşalan Bilim Kurulu üyeliği için aynı kontenjandan yukarıda belirlenen usul ve esaslara göre yeni üye seçilir‘ hükmü gereğince, Bilim Kurulu üyesi iken, 20 Ağustos 2008 tarihinde TÜBİTAK Başkanı olarak atanan Prof. Dr. Nüket YETİŞ’ten boşalan Bilim Kurulu üyeliği için seçim yapıldı.
Prof. Dr. Nüket YETİŞ 2005 yılında, “bilimsel ve teknolojik alanlarda eser, araştırma ve buluşlarıyla temayüz

Yazının Devamı

Türk üniversitelerinin dünyadaki yeri (3)

5 Ekim 2008

Türk üniversitelerinin dünya sıralamasındaki yerlerine yönelik yayımladığımız liste bir hayli ses getirdi. Kabullenenler de var, karşı çıkanlar da.
Bu konuda 100 farklı liste yapılsa 100’üne de itiraz olacaktır. Çünkü hemen herkes olaya kendi açısından bakıyor. Ama bazı evrensel kurallar da var ki, bunu hiç kimse inkâr edemez.
Konunun daha bir açıklığa kavuşması açısından birkaç örnek vermekte yarar var. Örneğin İstanbul Üniversitesi, Çin’in açıkladığı 500’lük listede yer alırken son yayımladığımız listede yer almadı. Niye? Çünkü Çin listesinde sadece büyük üniversiteler sıralamaya alınıyor. 1000’in altında uluslararası yayını olmayan üniversiteler değerlendirmeye giremiyor. Dolayısıyla küçük butik üniversitelerin bu listeye girme şansları daha en başından kesilmiş oluyor. Ama İstanbul Üniversitesi gibi 1500’ün üzerinde öğretim üyesi olan yükseköğrenim kurumları için ilk 500’e girmek hiç de zor olmuyor.
Buti

Yazının Devamı

Kolejlere ayrı sınav, ya diğerleri?

4 Ekim 2008

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in Türk eğitim sisteminde yarattığı tahribatın boyutları üç beş yıl sonra, çok vahim bir şekilde ortaya çıktığında, iş işten çoktan geçmiş olacak.
Bir önceki Bakan Metin Bostancıoğlu’nu hatırlayan var mı? O da derin yaralar açmıştı. Ne oldu? Silindi gitti. Çelik de birkaç yıl sonra unutulacak. Ama ya yarattığı tahribat? İşte onu tamir etmek, çok uzun yıllar alacak.
Önünde milli sıfatı olan bakanlıklarla bu kadar kolay oynanmaması gerekiyor. Milli Savunma Bakanlığı ne ise Milli Eğim Bakanlığı da o. Milli Savunma Bakanı olan kişi, düzenle ve kurallarla istediği gibi oynayabiliyor mu ki, her gelen milli eğitim bakanı eğitim sistemini hallaç pamuğu gibi lime lime ediyor!
Kabine değişikliğinden söz ediliyor. Bakalım, Bakan Bey yerini koruyacak mı? Banko korur diyenler kadar, kesin gider diyenlerin sayısı çok fazla. Ama benim tahminim, başka bir bakanlığa kaydırılacağı yönünde. Bekleyip göreceğiz. Ecevit de Bostancıoğlu’nda aynı ısrarı göstermişti. Son görüşmemizde, en

Yazının Devamı

Biraz beyin jimnastiğine ne dersiniz?

3 Ekim 2008

DSP Milletvekili Emrehan Halıcı, Türkiye Zekâ Vakfı’nın kurucusu ve hamisi. Zekâ oyunlarına da müthiş meraklı. Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen bu oyunların bu yıl 13’üncüsü yapılıyor. Yarışma herkese açık. Sonuçlar, çocuklar, gençler ve yetişkinler olmak üzere üç ayrı kategoride değerlendiriliyor. Zaman snırlaması yok. İstediğiniz sürede çözebilirsiniz. Bir yerlerden yardım alır ya da kopya çekerseniz, ancak kendinizi kandırırsınız. İşte sorular ve koşullar:

Yazının Devamı

Demirel: Küresel kriz bizi de etkiler

1 Ekim 2008

Bayram seyran demeden herkesin aklından geçen soruyu 9. Cumhurbaşkanı Demirel’e sordum. Önce, “Bırak ekonomiyi falan da tatilin keyfini çıkar” dedi. Sonra, ülkemizin güzelliklerini sıraladı. “Hangi ülkede dört mevsim bir arada yaşanır? İşte bu bizim en büyük zenginliğimiz. Bir de bunun farkına varabilsek” deyip, “Şimdi sorunu sor” dedi.
Benimkisi gazetecilik merakımın depreştiğinden değil, cevabını herkesin merak ettiği soruyu, en iyi cevaplayacaklardan biri o olduğu için sordum. Çünkü bayramda siyaseti ve yolsuzlukları bile gölgede bırakırcasına en çok konuşulan konu bu:
Küresel ekonomik kriz Türkiye’yi de etkiler mi?
O, ne dönemler yaşadı. Ne krizler atlattı. Elbette bir bildiği vardır diye düşündüm. Nitekim öyle de oldu. Daha sorunun sonuna gelmeden, o çoktan anlatmaya başlamıştı bile.
“Dünya son 6 yılda ekonomide altın çağını yaşadı. Ortalama yüzde 5’lik büyüme gerçekleşti. Bunun yansımaları elbette bize de oldu. Şimdi gelinen noktada da olumsuz gelişmeler

Yazının Devamı