YÖK çeyrek asrı geride bıraktı

6 Kasım 2007

Diyalog YÖK'ü değerlendirirken, hatalarıyla sevaplarıyla birlikte ele almak gerekir. Oysa yapılan tartışmalar hep tek yönlü. Destekleyenler yaptığı hataları, eleştirenler de gerçekleştirdiği bazı reformları kesinlikle görmezlikten geliyor...Aslında ilk YÖK'ten geriye bir şey kalmadı. Doğramacı dönemindeki YÖK'ün yerinde yeller esiyor. Bugün için dünden çok, geleceğin sorgulanması gerekiyor. Çünkü gelecek ay YÖK Başkanlığı'na yeni bir başkan oturacak. İşte bu başkan, üniversiteler ve sosyal uzlaşma adına çok önemli. Politize olmuş bir başkan, üniversiteleri olduğu kadar, kamuoyunu da ayağa kaldırır. Gürüz ve Teziç tarzı dayatmacı başkanların sorunları daha da büyütmenin ötesinde bir işe yaramadığı kesin. Yapılması gereken, YÖK'ün kuruluş misyonlarından biri olan, iktidar ile üniversiteler arasındaki diyaloğu sağlayacak birisini bulmak. Yoksa gerçekten çok zor günler yaşanabilir... Bugün, YÖK'ün kuruluşunun 27. yıldönümü. 12 Eylül sonrasında doğdu. O dönemin neredeyse tüm kurumları ya yok oldu ya da değişime uğradı. Ama YÖK o gün bugündür eleştirilmesine rağmen hâlâ dimdik ayakta. Görünen o ki ayakta kalmaya da devam edecek... YÖK'ü, kurulduğu günden bu yana zehir zemberek

Yazının Devamı

Üniversite mezunu işsiz şampiyonuyuz

4 Kasım 2007

Diyalog Bir yandan Haydi Kızlar Okula diye kampanya üzerine kampanyalar düzenliyoruz. Öte yandan, çok zor koşullarda öğrenimlerini tamamlayıp doktor, mühendis, öğretmen, ekonomist olan kızlarımıza iş kapılarını sonuna kadar kapatıyoruz.Böylesi çarpıklık olur mu?Türkiye, üniversite mezunu işsizler konusunu ciddiye almak zorunda! Okumuşların işsizlik oranı bu hızla artarsa bir süre sonra, okumaya, onca emek ve para harcamaya, meslek sahibi olmaya ne gerek var ki mantığı işlemeye çalışır ki, bu da bizim gibi genç nüfusa sahip bir ülke için felaket olur.Evet, gençler, ülkemizin en değerli hazineleri. Ama onları en iyi şekilde eğitirsek. Yoksa her birinin patlamaya hazır mayından hiçbir farkı olmaz.Türkiye, pek çok konuda olduğu gibi insan planlaması konusunda da büyük yanlışlar yapıyor. Bir yanda yüz binlerce kalifiye elemana ihtiyaç varken öte yanda yüz binlerce istihdam fazlası meslek adamı bulunuyor. Örneğin, on binlerce fen-edebiyat fakültesi mezunu işsiz gezerken, hâlâ bu fakültelere her yıl on binlerce öğrenci alınıyor. Tıpkı mimarlığa, bazı mühendisliklere, eczacılığa olduğu gibi...DPT mi, YÖK mü, Çalışma Bakanlığı mı, Milli Eğitim Bakanlığı mı yoksa hepsi birden mi yapar

Yazının Devamı

YÖK'e bir yargı tokadı daha

3 Kasım 2007

Diyalog Konuyu unutanlar için hemen hatırlatmak istiyorum:YÖK, vali ve rektörler gibi üst düzey kamu görevlilerinin, vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetlerinde görev alamayacaklarına yönelik bir karar alınca, Maltepe Üniversitesi Rektörü Berkman, YÖK Başkanı Teziç'e, alınan bu kararın hukuka ve devlet geleneklerine aykırı olduğunu içeren çok sert bir mektup yazmıştı. "Valiye, rektöre güvenmeyeceksiniz de kime güveneceksiniz?" demişti.Bunun üzerine YÖK, Maltepe Üniversitesi'ne baskı yapmış ve rektörün görevden alınmasını sağlamıştı. Bunun üzerine de Prof. Berkman, yargıya gitmiş, yargı da, söz konusu görevden alınma kararının yanlış olduğuna karar vermişti. Ama YÖK, bu yargı kararına karşı uzunca bir süre sessiz kaldı. YÖK Genel Kurulu nihayet, bir ay sonra görevi sona erecek Teziç ile yargı kararı arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı ve 18 Ekim 2007 tarihli kararıyla, Maltepe Üniversitesi'ne bir yazı yazarak yargı kararının yerine getirilmesini istedi.YÖK'ün karşısında boynu kıldan ince olan Maltepe Üniversitesi mütevelli heyeti de Berkman'a bir davet göndererek, önümüzdeki pazartesi günü göreve başlayabileceğini duyurdu.Nereden nereye? Teziç, Berkman için ya o, ya ben

Yazının Devamı

Baykal aynı Baykal

2 Kasım 2007

Diyalog Baykal'ın söylemleri ikna edici. Dinlediğiniz zaman inanıyor ve takdir ediyorsunuz. Öğrenciden de, izleyiciden de gelen tepki bu yönde. "Komşularımıza, AB'ye ve ABD'ye karşı onurlu, dik duruşumuzu hiçbir şeyden çekinmeden cesaretle sergilemeliyiz, hükümetin yapamadığı bu. Amerika'ya da, Barzani ve Talabani'ye karşı diyet ödüyorlar, o yüzden sessiz kalıyorlar" derken çok alkış aldı."Peki sizi alkışlıyorlar da neden oy vermiyorlar?" şeklindeki bir soruya verdiği cevap ise Baykal'ın ruh halini ve pozisyonunu çok net ortaya koyuyor. Ona ve yakın çevresine göre, partisi de kendisi de çok başarılı. Halka rüşvet dağıtmıyor, yalan söylemiyor, duruşunu bozmuyorlar ve bu kendilerine yetiyor. İktidara gelemeseler de ana muhalefet partisi olmaya devam ediyorlar. Bundan büyük başarı olabilir mi!.. Baykal, önceki gece, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Genç Bakış'ın konuğuydu. Son günlerdeki gelişmeleri konuştuk. Şehitleri, sınır ötesi harekâtı, komşularımızı, müttefiklerimizi ve gelinen son noktayı. Çok sert söylemlerde bulundu. Hükümeti beceriksizlikle suçladı. Barzani'yi, Talabani'yi ve Amerika'yı defterden sildi. Ama Baykal yine aynı Baykal'dı. Hâlâ kendisini başarılı buluyor ve en

Yazının Devamı

Müjde, katsayılar kalkıyormuş! (1)

30 Ekim 2007

Diyalog Muş, muş diyoruz. Çünkü yeni program sadece hedefleri öngörüyor. AKP'nin taktiği bu: Önce tartışmaya açıyor. Ardında da eğer tepki çekerse, Anayasa konusunda olduğu gibi, "Bu taslağın da taslağı" diyerek dışlıyor, yok eğer kamuoyundan destek bulursa hemen benimsiyor. Yeni eğitim programı da, sanki biraz nabız ölçmeye yönelik. İçlerinde öyle maddeler var ki ne Özal, Demirel ve Ecevit çıkarabildi ne de bir önceki AKP hükümeti. Şimdi yasallaşır mı? Bekleyip göreceğiz. Ama çok tartışılacağı kesin.İsterseniz gelin bu öngörüler neler, önce onlara bir göz atalım, yarın da oluruna, olmazına bakalım. Meslek lisesi mezunlarına kendi alanlarında ya da yakın alanlarda devam edecekleri lisans programlarında katsayı eşitsizliği giderilecek.ÖSS'de tekrarlanan başvuruların azaltılması amacıyla üniversiteler ve programlar arasındaki geçişler esnek hale getirilecek.MEB, YÖK ve üniversiteler yeniden yapılandırılacak.MEB merkez teşkilatı, politikaları belirleyen, araştırma ve planlama yapan, pilot uygulamalara öncülük eden ve denetleyen kurumsal bir yapıya kavuşturulacak.Talim Terbiye Kurulu'nun, icrai görevlerinden arındırılarak asli görevlerine odaklanmasına yönelik düzenlemeler yapılacak.

Yazının Devamı

"Guru guruya hemşerilik olmaz"

28 Ekim 2007

Diyalog Aydın Bey'in okul ve yurt açılışlarındaki heyecanı ise giderek artıyor ve çıta her defasında daha da yükseltiliyor. İkisi dün, ikisi de geçen hafta olmak üzere dört yurdun açılışı yapıldı. Beşincisinin müjdesi verildi. Görünen o ki Aydın Bey, bugüne kadar olduğu kadar bundan sonra da daha pek çok okul ve yurt açmaya devam edecek. Bu işten büyük keyif alıyor, "İbadetin en büyüğü bu" diyor. Baba Beni Okula Gönder kampanyası çerçevesinde, Kelkit ve Köse'de dün iki kız öğrenci yurdunun daha açılışını yaptık. Kurdeleleri Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek kesti. Türkiye'nin en önemli sorununun eğitim olduğuna dikkati çeken Çiçek, açılışlarda yaptığı konuşmalarda, "guru guruya" hemşerilik olmayacağını belirterek, herkesi Aydın Doğan gibi doğduğu, büyüdüğü kentlere olanakları ölçüsünde katkıda bulunmaya çağırdı. Vali Enver Salihoğlu da konuşmasında çok önemli bir gerçeği dile getirdi. "Haydi Kızlar Liseye diye bir kampanya başlattığımızda karşımıza çıkan en büyük problem kız öğrenci yurtları oldu. Kızlarımız köyden, kente gelip okumak istiyorlardı, ama kalacak yerleri yoktu. Açılan bu yurtlar yüzlerce kızımızın hayalini gerçeğe dönüştürdü" dedi. İki yıl önce başlayan "Baba Beni

Yazının Devamı

Çocuklar yarış atı değil

27 Ekim 2007

Diyalog Konunun uzağında olanlar için önce OKS ile SBS arasındaki farkı hatırlatmak isterim. Ortaöğretim Kurumları Giriş Sınavı OKS, 8. sınıfın sonunda gerçekleşiyor ve anadolu liseleri, kolejler, fen liselerine, bu sınavda alınan puana göre yerleştirme yapılıyordu.Bakan Çelik'in çocukları dershaneye bağımlı olmaktan kurtaracağız diye getirdiği Seviye Belirleme Sınavı SBS ise 6, 7 ve 8. sınıfların sonunda yapılacak. Yani her yıl. Üstelik, sanki her okulda şakır şakır yabancı dil öğretiliyormuş gibi neredeyse Matematik sorusu kadar İngilizce sorusu sorulacak.Bakan Bey'in öngörüleri şimdiden iflas etti. Çünkü, dershaneye yönelme 5. sınıftan itibaren patlama noktasına geldi. Kimden yana belli değil. Öğrenci ve velilerden yana olmadığı kesin. Özel Öğretim Kurumları Bakanı diyenler sanki haksız değiller... Çocuklarımızın çektiği sınav çilesi yetmiyormuş gibi her gün yenileri getiriliyor. Bakan Çelik, OKS'yi kaldırıp yerine SBS'yi getirme inadından vazgeçer mi diye beklerken, dün kararım karar diyerek uygulamanın detaylarını anlattı. AKP, keşke yeni döneme yeni bir Milli Eğitim Bakanı ile başlasaydı. Hem öğrenci ve veliler bu kadar eziyet çekmez hem de ileride doğabilecek pek çok sorunu

Yazının Devamı

Öğrenci ve öğretmenlere cenaze yasağı

26 Ekim 2007

Diyalog Televizyonlara getirilen sansürü Danıştay durdurdu. Daha bu yasağın getirilme gerekçeleri anlaşılamadan şimdi de öğrenci ve öğretmenlere benzeri kısıtlamalar öngörüldü. Milli Eğitim Bakanlığı, önceki gün yayımladığı bir genelgeyle öğrenci ve öğretmenlerin, şehit cenazeleri sonrasında gerçekleşen protestolara katılmasını yasakladı. Devleti en üst düzeyde temsil edenlerin de en ön safta yer aldığı bu protestolara katılım, düne kadar teşvik edilirken bugün niye yasaklandı? Elbette önemli bir nedeni vardır. Ama yeterince açık değil. İşte bu yüzden CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi verdi. İşte cevabını aradığı sorular: "Son günlerde tırmanan, PKK terör örgütünün ordumuza yönelik hain pusuları ve saldırıları neticesinde verdiğimiz şehitlerimiz, toplumun bütün kesimlerinde büyük bir infiale yol açmış, ülkenin her yanında terör örgütüne yönelik milli bir duyarlılık meydanlarda, sokaklarda kendini göstermiştir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün illerimizde ortaya çıkan bu milli tavra, zaman zaman öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin katıldığı da gözlenmektedir. Bakanlığınızın 24.10. 2007 tarihli 2007/78 sayılı genelgesiyle, öğretmen ve

Yazının Devamı