Ben herkesin rekt"rüyüm

22 Aralık 2001

Rekt"r Alemdaroğlu'nu arayıp daha kutlamadan, evet hocam bundan sonra neler yapacaksınız? İlk icraatınız ne oldu? Kavga d"nemi bitti mi diye soru bombardımanına tuttum.šzerindeki gerginliği atmış. Oldukça da rahatlamış. Sürekli olarak barış, hoşg"rü, uzlaşma diyor. Anlaşılan o ki, seçim "ncesi yaşananları çoktan unutmuş. Artık ben, sen o yok biz varız diyor. Peki ya "tekiler diyecek oldum. Onlar da bizim arkadaşımız. Sadece bana oy verenlerin değil, "ğrencisi, "ğretim üyesi ve çalışanlarıyla tüm üniversitenin rekt"rüyüm. Bana oy verenlere hangi mesafedeysem, vermeyenlere de aynı mesafede olacağım şeklinde konuşuyor.Alemdaroğlu, yeni d"nemi çok çalışma ve sabır d"nemi olarak nitelendiriyor. šniversitemizi "ncü ve "nder konuma getirebilmemiz için kat etmemiz gereken çok yol var. Bu yüzden el birliği ile çok çalışmamız gerekiyor g"rüşünde.Sabır niye, sorumuzu ise eleştiri elbette olacak ama yıkıcı, huzur bozucu, gelişmeyi "nleyici boyutlara getirilmemeli. Bu d"nemde her zamankinden çok daha fazla sabırlı olacağım. Sonuna kadar direneceğim. Ama sabır sınırlarını ille de zorlayanlar olursa elbette cevabını veririz yaklaşımında. İstanbul šniversitesi'nde rekt"rlük yarışı bitti.

Yazının Devamı

Ben herkesin rektörüyüm

22 Aralık 2001


<#comment>İstanbul Üniversitesi'nde rektörlük yarışı bitti. Kavgalar, kırgınlıklar bir yana şimdi icraat zamanı.
Rektör Alemdaroğlu'nu arayıp daha kutlamadan, evet hocam bundan sonra neler yapacaksınız? İlk icraatınız ne oldu? Kavga dönemi bitti mi diye soru bombardımanına tuttum.
Üzerindeki gerginliği atmış. Oldukça da rahatlamış. Sürekli olarak barış, hoşgörü, uzlaşma diyor. Anlaşılan o ki, seçim öncesi yaşananları çoktan unutmuş. Artık ben, sen o yok biz varız diyor. Peki ya ötekiler diyecek oldum. Onlar da bizim arkadaşımız. Sadece bana oy verenlerin değil, öğrencisi, öğretim üyesi ve çalışanlarıyla tüm üniversitenin rektörüyüm. Bana oy verenlere hangi mesafedeysem, vermeyenlere de aynı mesafede olacağım şeklinde konuşuyor.
Alemdaroğlu, yeni dönemi çok çalışma ve sabır dönemi olarak nitelendiriyor. Üniversitemizi öncü ve önder konuma getirebilmemiz için kat etmemiz gereken çok yol var. Bu yüzden el birliği ile çok çalışmamız gerekiyor görüşünde.
Sabır niye, sorumuzu ise eleştiri elbette olacak ama yıkıcı, huzur bozucu, gelişmeyi önleyici boyutlara getirilmemeli. Bu dönemde her zamankinden çok daha fazla sabırlı olacağım. Sonuna kadar direneceğim. Ama

Yazının Devamı

Bir ibret belgesi

21 Aralık 2001

Muhalif "ğretim üyeleri ve Y™K'ün sergilediği anti demokratik dayatmaları elinin tersiyle iterek seçim sonuçlarını dikkate aldı. Doğru olanı yaptı. Ama şimdi, düne kadar kendisine alkış tutanlar, bu kez istedikleri doğrultuda hareket etmedi diye Çankaya'yı topa tutarsa hiç şaşırmamak gerekir!..Seçimi açık farkla kaybettikten sonra bile hızlarını alamayıp Alemdaroğlu'nu rekt"r yaptırmamak için adeta ant içenler, bakın işi hangi noktaya getirdiler.™ğretim šyeleri Derneği'nin faksından g"nderilen ve 5 anayasa profes"rünün imzasını taşıyan şu belge, eminim bir ibret vasikası olarak tarihteki yerini alacaktır: "Sayın Cumhurbaşkanımızınve kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz19 Aralık 2001İstanbul šniversitesi rekt"rlüğü seçiminde şimdiki Rekt"r Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun birinci sırada oy aldığını izledik. Demokrasiye sadece şekli açıdan bakanlar bu sonuçtan memnun olabilirler. Oysa, asıl olan demokrasinin içeriğidir ki; bunun üniversitedeki "lçütü "zgür bilim ve "zerk üniversitedir. Sayın Alemdaroğlu d"rt yıllık rekt"rlük d"neminde, yetkili makamlar ve kamuoyunca da bilinen baskıcı, dayatmacı, bıktırıcı, yıldırıcı, ç"kertici, yandaşlarını kollayıcı, hukuk dışı uygulamalarıyla

Yazının Devamı

Bir ibret belgesi

21 Aralık 2001


<#comment>Cumhurbaşkanı Sezer, rektör atamalarında kendisine yapılan dayatmacı telkinleri ciddiye almayarak demokratik tavrını bir kez daha ortaya koydu.
Muhalif öğretim üyeleri ve YÖK'ün sergilediği anti demokratik dayatmaları elinin tersiyle iterek seçim sonuçlarını dikkate aldı. Doğru olanı yaptı. Ama şimdi, düne kadar kendisine alkış tutanlar, bu kez istedikleri doğrultuda hareket etmedi diye Çankaya'yı topa tutarsa hiç şaşırmamak gerekir!..
Seçimi açık farkla kaybettikten sonra bile hızlarını alamayıp Alemdaroğlu'nu rektör yaptırmamak için adeta ant içenler, bakın işi hangi noktaya getirdiler.
Öğretim Üyeleri Derneği'nin faksından gönderilen ve 5 anayasa profesörünün imzasını taşıyan şu belge, eminim bir ibret vasikası olarak tarihteki yerini alacaktır:
"Sayın Cumhurbaşkanımızınve kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz19 Aralık 2001İstanbul Üniversitesi rektörlüğü seçiminde şimdiki Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun birinci sırada oy aldığını izledik. Demokrasiye sadece şekli açıdan bakanlar bu sonuçtan memnun olabilirler. Oysa, asıl olan demokrasinin içeriğidir ki; bunun üniversitedeki ölçütü özgür bilim ve özerk üniversitedir.

Yazının Devamı

Üniversiteleri ne de çok seviyorlarmış

19 Aralık 2001

Açıktan açığa hangi adayı desteklediklerini belirtip, seçimde istedikleri sonucu alamayınca şimdi de bugüne kadar dillerinden düşürmedikleri demokratlıklarını bir yana bırakıp başka manipülasyonların peşine düştüler.Seçimden önce, madem ki seçim yapılıyor, kazanan rektör olsun diye tavrımızı açıkça ortaya koyduğumuz için gönlümüz rahat. Ama belli ki seçim sonuçları birilerini memnun etmemiş...Ayrıca geçen gün yazdık: Çankayadan gelen duyumlar, seçim sonuçlarının dikkate alınacağı yönünde. O halde neden hala Cumhurbaşkanının iradesine ipotek konulmaya çalışılıyor anlamak mümkün değil.Ayrıca pek çok kişinin yanıldığı bir nokta var. Rektörlük artık saltanat makamı değil. Özellikle büyük kentlerde tam bir sinir törpüsü. Tanıdığım birçok rektör kafayı yemek üzere. Ağrımayan başları ağrımaya başladı. Öylesine ipe sapa gelmez eleştiri bombardımanı altındalar ki utanmasalar, kaçıp gitti demeseler bugün rektörlüğü bırakacaklar. Zaten rektörlük makamı, öyle siyasetçilerinki gibi evladiyelik değil. İsteseniz de, istemeseniz de ikinci dönemin sonunda yasal olarak bırakmak zorundasınız...Geçen seçimler öncesinde de yazdık. Seçimler, hele böylesi, üniversiteleri daha da karıştırmaktan öte bir

Yazının Devamı

Üniversiteleri ne de çok seviyorlarmış

19 Aralık 2001


<#comment>Bugüne kadar üniversitelerle ilgili tek satır yazmayan bazı yazarlar, rektörlük seçimlerine bir ilgi duydular ki sormayın. Tüm sorunları bir yana bırakıp günlerdir İstanbul Üniversitesi’ndeki rektörlük seçimini dillerine doladılar.
Açıktan açığa hangi adayı desteklediklerini belirtip, seçimde istedikleri sonucu alamayınca şimdi de bugüne kadar dillerinden düşürmedikleri demokratlıklarını bir yana bırakıp başka manipülasyonların peşine düştüler.
Seçimden önce, madem ki seçim yapılıyor, kazanan rektör olsun diye tavrımızı açıkça ortaya koyduğumuz için gönlümüz rahat. Ama belli ki seçim sonuçları birilerini memnun etmemiş...
Ayrıca geçen gün yazdık: Çankaya’dan gelen duyumlar, seçim sonuçlarının dikkate alınacağı yönünde. O halde neden hala Cumhurbaşkanı’nın iradesine ipotek konulmaya çalışılıyor anlamak mümkün değil.
Ayrıca pek çok kişinin yanıldığı bir nokta var. Rektörlük artık saltanat makamı değil. Özellikle büyük kentlerde tam bir sinir törpüsü. Tanıdığım birçok rektör kafayı yemek üzere. Ağrımayan başları ağrımaya başladı. Öylesine ipe sapa gelmez eleştiri bombardımanı altındalar ki utanmasalar, kaçıp gitti demeseler bugün rektörlüğü

Yazının Devamı

Muhtarlar ne iş yapar?

18 Aralık 2001

Onun onayı olmadan ne bir kazma vurabilirsiniz ne de ondan izin almadan evinize elektrik, su ya da telefon bağlatabilirsiniz.Anlayacağınız k"ylerin patronu onlar. Devletle bir işiniz olduğunda da, yolunuz karda kışta kapandığında da onların g"zünün içine bakarsınız.Başarılıysa k"yünüz pırıl pırıl, işini zoraki yapıyorsa tam bir sefalet içindesinizdir.Sayılarını bilmiyorum. On binlerce olabilir. K"ylerin yanı sıra kasabalarda, ilçelerde, kentlerde binlercesi var. Benim bugün asıl üzerinde durmak istediklerim de onlar.Hatırlarsınız her seçim d"neminde muhtarlar için de oy kullanırız. Eskiden meraklısı fazla yoktu. Ama ya şimdi! Seçim zamanı sokaklar muhtar adaylarının afişlerinden geçilmiyor.Sandığın başına gittiğinizde onca pusulanın yanı sıra bir de onlar için oy kullanıyoruz. Ama işin doğrusu bugüne kadar ne hangi muhtara oy verdiğimi hatırlıyorum ne bir kez olsun yüzlerini g"rdüm.Evet, kentlerde, "zellikle de İstanbul'da muhtarlar ne iş yapar? Bir gün olsun ne ben muhtarınızım diye kapımızı çalan oldu ne de bu işi ç"zse ç"zse muhtar ç"zer diyen.Bu noktaya nasıl geldim? Birden bire muhtarımızı niye hatırladım?Kar yağdı, evde mahsur kaldık. Bizim sokak "yle ki tuz d"külmeden

Yazının Devamı

Muhtarlar ne iş yapar?

18 Aralık 2001


<#comment>Eğer köyde yaşıyorsanız muhtar her şeydir. Belediye başkanı da o, vali de. Köy okullarının kapatılmasından sonra her ne kadar ihtiyar heyeti olsa da köyün en bileni de yine o.
Onun onayı olmadan ne bir kazma vurabilirsiniz ne de ondan izin almadan evinize elektrik, su ya da telefon bağlatabilirsiniz.
Anlayacağınız köylerin patronu onlar. Devletle bir işiniz olduğunda da, yolunuz karda kışta kapandığında da onların gözünün içine bakarsınız.
Başarılıysa köyünüz pırıl pırıl, işini zoraki yapıyorsa tam bir sefalet içindesinizdir.
Sayılarını bilmiyorum. On binlerce olabilir. Köylerin yanı sıra kasabalarda, ilçelerde, kentlerde binlercesi var. Benim bugün asıl üzerinde durmak istediklerim de onlar.
Hatırlarsınız her seçim döneminde muhtarlar için de oy kullanırız. Eskiden meraklısı fazla yoktu. Ama ya şimdi! Seçim zamanı sokaklar muhtar adaylarının afişlerinden geçilmiyor.

Yazının Devamı