Öğretmen hasta kuyruğunda öldü

4 Ocak 2002


<#comment>Dünkü gazetelerde tek sütunluk mini minnacık bir haber vardı. Başlığı: Öğretmen hasta kuyruğunda öldü. Geçenlerde bir başkası da görev yaptığı köye giderken soğuktan donup ölmüştü!..
Pek çok gazetede yer almayan, alsa bile magazin haberleri arasında kıyıda köşede kalan bu haberi birlikte okuyalım:
Hastanede sıra bekleyen Mustafa Öğretmen, kalp krizi geçirerek öldü. Rize Ticaret Lisesi Müdür Yardımcısı olan Mustafa Yılmaz, önceki akşam kontrol için Devlet Hastanesi'ne gitti. Aynı zamanda Daktilo ve Muhasebe dersleri de veren Mustafa Yılmaz, sıranın kendisine gelmesini beklerken aniden yere yığıldı. Kalp krizi geçirdiği belirlenen 43 yaşındaki Mustafa Yılmaz, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Yılmaz'ın cenazesi dün Rize sahil Camii'nde kılınan namazın ardından Ardeşen ilçesinde toprağa verildi.
Rize bilindiği gibi Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın memleketi. Merhum Mustafa Öğretmenin soyadı da Yılmaz. Eğer bir akrabalık bağı varsa ona da merhumun ailesine de baş sağlığı diliyoruz...
Evet! Öğretmenler bir bir ölüyorlar. Ecel, kimini kuyrukta yakalıyor, kimini de soğukta. Yaşarken ölenlerin sayısı da hiç az değil. Ama hala onların bir

Yazının Devamı

Eğitimde 2002'de ne olur?

2 Ocak 2002

Türkiye'de eğitime Milli Eğitim Bakanlığı ve Y™K y"n veriyor. MEB'e baktığımızda en kilit nokta olan müsteşarlık makamı aylardır boş. Bakan Bostancıoğlu'nun ise hemen her konuda tartışma yaratıp sorunlara yeni sorunlar eklemenin "tesinde yaptığı olumlu bir şey yok.Yeni müsteşarı yeni bakan atayacak. Onun için bekleniyor şeklindeki s"ylentiler gerçekleşirse MEB'de ciddi bir değişim s"z konusu olabilir.Y™K'e gelince: Gürüz başkanlık koltuğunda oturduğu sürece Çankaya ve hükümetle üniversiteler arasındaki buzların erimesi çok zor. G"revden alınabilir mi? Alınabilseydi bugüne kadar çoktan alınırdı. Dışlandığı için istifa eder mi? Etseydi çoktan ederdi. Ama Y™K'ün zirvesinde bu yıl kesinlikle bir değişim s"z konusu. Bu da muhtemelen yeni bir yasal düzenlemeyle gerçekleşirse hiç şaşırmamak gerekir... 2001'e eğitim açısından bakıldığında verimli geçtiğini s"ylemek iyimserlik olur. Hemen her konuda bırakın iyileşmeyi tüm sorunlar daha da katmerleşti. Ama sanki 2002'de çok "nemli değişiklikler olacak! Sanki bugüne kadar ihmal edilen eğitim ciddiye alınacak. Eğitim sorunlarının ç"zülmesine neden olan engeller bir bir ortadan kalkacak. Maaşlar unutuldu mu? ™nümüzdeki yıllar için diğer tüm

Yazının Devamı

Eğitimde 2002'de ne olur?

2 Ocak 2002


<#comment>2001'e eğitim açısından bakıldığında verimli geçtiğini söylemek iyimserlik olur. Hemen her konuda bırakın iyileşmeyi tüm sorunlar daha da katmerleşti. Ama sanki 2002'de çok önemli değişiklikler olacak! Sanki bugüne kadar ihmal edilen eğitim ciddiye alınacak. Eğitim sorunlarının çözülmesine neden olan engeller bir bir ortadan kalkacak.
Türkiye'de eğitime Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK yön veriyor. MEB'e baktığımızda en kilit nokta olan müsteşarlık makamı aylardır boş. Bakan Bostancıoğlu'nun ise hemen her konuda tartışma yaratıp sorunlara yeni sorunlar eklemenin ötesinde yaptığı olumlu bir şey yok.
Yeni müsteşarı yeni bakan atayacak. Onun için bekleniyor şeklindeki söylentiler gerçekleşirse MEB'de ciddi bir değişim söz konusu olabilir.
YÖK'e gelince: Gürüz başkanlık koltuğunda oturduğu sürece Çankaya ve hükümetle üniversiteler arasındaki buzların erimesi çok zor. Görevden alınabilir mi? Alınabilseydi bugüne kadar çoktan alınırdı. Dışlandığı için istifa eder mi? Etseydi çoktan ederdi. Ama YÖK'ün zirvesinde bu yıl kesinlikle bir değişim söz konusu. Bu da muhtemelen yeni bir yasal düzenlemeyle gerçekleşirse hiç şaşırmamak gerekir...

Maaşlar

Yazının Devamı

2002 "zel bir yıl olsun

1 Ocak 2002

Tıpkı bu yıl olduğu gibi hemen her yıla büyük umutlarla girmedik mi? Ne oldu? Geride daha gerçekleşmemiş pek çok beklenti kalmadı mı?Aslında her yeni yılın beklentileri, bir anlamda bir "nceki yılın gerçekleşmeyenleri değil mi?Arada eklemeler çıkarmalar olmuyor mu? Elbette var. Ama sağlık, mutluluk, başarı, bol kazanç ve uzun "mür gibi hiç değişmeyen beklentiler ne oranda gerçekleşiyor? İşte "nemli olan o! Ama hayata renk katan beklentiler çok farklı. Bu da kişiden kişiye, yıldan yıla değişiyor.Gelin bu yıl bir fark yaratın. Yılın daha ilk gününden itibaren bu yılı, hayatınızdaki en "zel yıllardan biri olarak yaşamaya başlayın.Geriye d"nüp baktığınızda 2002'nin farklı bir yeri olmalı. Yüzünüzde tebessüm, yüreğinizde heyecan yaratmalı. Yaşanmamış bir yıl olarak değil, dolu dolu bir yıl olarak anımsamalısınız.Hayatınızın en mutlu, en başarılı, en sağlıklı, en kazançlı, en neşeli yılı olmasa da 2002 yine de sizin için çok "zel olmalı.Onu hiç unutmamalısınız. Tıpkı doğum gününüz, evlilik yıld"nümünüz, okula başladığınız ilk gün gibi.Nasıl mı?İşte onu da siz bulacaksınız.Sizin için "zel olanı ancak siz bulabilirsiniz. ™rneğin, bugüne kadar yapmayı hep düşleyip de

Yazının Devamı

2002 özel bir yıl olsun

1 Ocak 2002


<#comment>Yıllar birbiri ardına akıp gidiyor. Her ne kadar birbirinden farklı gibi gözükseler de hep aynı.
Tıpkı bu yıl olduğu gibi hemen her yıla büyük umutlarla girmedik mi? Ne oldu? Geride daha gerçekleşmemiş pek çok beklenti kalmadı mı?
Aslında her yeni yılın beklentileri, bir anlamda bir önceki yılın gerçekleşmeyenleri değil mi?
Arada eklemeler çıkarmalar olmuyor mu? Elbette var. Ama sağlık, mutluluk, başarı, bol kazanç ve uzun ömür gibi hiç değişmeyen beklentiler ne oranda gerçekleşiyor? İşte önemli olan o! Ama hayata renk katan beklentiler çok farklı. Bu da kişiden kişiye, yıldan yıla değişiyor.
Gelin bu yıl bir fark yaratın. Yılın daha ilk gününden itibaren bu yılı, hayatınızdaki en özel yıllardan biri olarak yaşamaya başlayın.
Geriye dönüp baktığınızda 2002'nin farklı bir yeri olmalı. Yüzünüzde tebessüm, yüreğinizde heyecan yaratmalı. Yaşanmamış bir yıl olarak değil, dolu dolu bir yıl olarak anımsamalısınız.

Yazının Devamı

En başarılı okullar?..

30 Aralık 2001


<#comment>Nasıl ki televizyon kanalları farklı zaman dilimlerini dikkate alarak kendilerini reyting şampiyonu ilan ediyorlarsa, liseler de üniversite giriş sınavına dayalı başarı sıralamalarında aynı yanıltıcı propagandayı yapabiliyorlar. Bir alanda başarılı olan bir lise sanki tüm alanlarda başarılı olmuş gibi kendini Türkiye'nin en iyi okuları arasında gösterebiliyor. Dahası aynı yanlışı bu konuda değerlendirme yapan diğer kişi ve kurumlar da sergiliyor.
Okulların başarısı çok farklı etkene bağlı. Üniversiteye giriş yüzdesini tek ölçü olarak ele almak hataların en büyüğü olur.
Öyle okullar var ki başarı oranları yüksek gözüksün diye öğencilerini hiç istemedikleri alanlara yönlendirebiliyor. Öyleleri de var ki toplama öğrencilerle lise son sınıf oluşturuyor. Bazıları ise üniversiteyi kazanma ihtimali olmayan öğrencilerini lise son sınıfa geldiğinde okuldan atıyor.
Göstermelik başarı listeleri sizleri yanıltmamalı. Örneğin Türkiye'deki okullar arasında üniversite giriş sınavında en başarılı olan okul İstanbul Atatürk ve Ankara Fen Lisesi. Ama yayınlanan listelere bakıyorsunuz ilk 3'te bile yoklar.
Eğer sınavdaki başarı söz konusuysa, öğrencilerin aldıkları

Yazının Devamı

İzmir üniversite kenti oluyor

29 Aralık 2001

Ege ve Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile birlikte İzmir'deki üniversite sayısı 4'e çıktı. ™ğrenci sayısı da hızla 100 bine yaklaşıyor. Aslında İzmir en az 5, 6 üniversiteyi daha rahatlıkla kaldırır. 5'i devlet, 5'i de "zel 10 üniversite ve 150 bin "ğrenci, İzmir'in bozulan çehresi ve ekonomisine yeni bir soluk aldırabilir.Batılı anlamda bir üniversite kenti olmanın değişik koşulları var. Sosyo kültürel altyapısından doğal konumuna, ekonomisinden ulaşımına kadar hemen her şey çok "nemli. İşte bu kriterlere bakıldığında İzmir üniversite kenti olmaya çok elverişli ama 20'yi aşkın "zel üniversiteler içerisinde ancak en sonuncusu oraya açılabildi... İki gündür İzmir'deydim. Dokuz Eylül ve yeni kurulan Ekonomi šniversitesi'nin konuğuydum. Y"neticiler, "ğretim üyeleri ve "ğrencilerle bol bol sohbet ettik. Aktif eğitim Sistemin adı aktif eğitim. Ezberci, dayatmacı klasik eğitimden çok farklı. Not baskısı, koca koca sınıflar, hoca diktat"rlüğü, dersler, devamsızlık ortadan kalkmış. ™ğrenci not için değil "ğrenmek için büyük bir gayretin içerisinde.Sistemin "zü şu: ™ğrenci ve müfredat programları, bir bütün olarak ele alınmış. ™ğrencilere verilmek istenenler ayrı ayrı değil, birkaç ders iç içe

Yazının Devamı

İzmir üniversite kenti oluyor

29 Aralık 2001


<#comment>İki gündür İzmir'deydim. Dokuz Eylül ve yeni kurulan Ekonomi Üniversitesi'nin konuğuydum. Yöneticiler, öğretim üyeleri ve öğrencilerle bol bol sohbet ettik.
Ege ve Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile birlikte İzmir'deki üniversite sayısı 4'e çıktı. Öğrenci sayısı da hızla 100 bine yaklaşıyor. Aslında İzmir en az 5, 6 üniversiteyi daha rahatlıkla kaldırır. 5'i devlet, 5'i de özel 10 üniversite ve 150 bin öğrenci, İzmir'in bozulan çehresi ve ekonomisine yeni bir soluk aldırabilir.
Batılı anlamda bir üniversite kenti olmanın değişik koşulları var. Sosyo kültürel altyapısından doğal konumuna, ekonomisinden ulaşımına kadar hemen her şey çok önemli. İşte bu kriterlere bakıldığında İzmir üniversite kenti olmaya çok elverişli ama 20'yi aşkın özel üniversiteler içerisinde ancak en sonuncusu oraya açılabildi...

Dokuz Eylül Üniversitesi yıllardır farklı bir eğitim anlayışının peşinde. Aktif eğitime önce şu andaki rektörün dekanlığını yaptığı tıp fakültesinde başlandı. Ardından hukuk, ilahiyat ve fen edebiyat fakülteleri bu kervana katıldı.
Sistemin adı aktif eğitim. Ezberci, dayatmacı klasik eğitimden çok farklı. Not baskısı, koca koca sınıflar, hoca

Yazının Devamı