Abbas Güçlü

<#comment>Tükiye olağanüstü bir kriz döneminden geçiyor. Ama öğrenciler kesinlikle bunun farkında değil. Oysa nüfusun dörtte birini onlar oluşturuyor!..
Bir daha benzeri krizlerin yaşanmaması için geleceğin büyüklerini şimdiden uyarmalıyız. Hem de hiç zaman geçirmeden.
Krizin gerekçelerini, yarattığı sorunları ve geleceğimizi nasıl ipotek altına aldığını çarpıcı örneklerle en iyi şekilde anlatmalıyız ki, bundan böyle attıkları her adıma dikkat etsinler.
Rüşvet, partizanlık, savurganlık, iç borç, dış borç, enflasyon, devalüasyon, IMF, Dünya Bankası, tahkim, döviz, borsa ve diğer ekonomik terimleri öğrensinler ki, oy verme yaşına geldiklerinde bizler gibi hayal kırıklığına uğramasınlar...

Her öğretmenin konuya farklı açıdan yaklaşıp olayı farklı boyutlara çekmesi mümkün. Bu nedenle krize yönelik bir kitapçık hazırlanıp tüm öğrencilere dağıtılabilir. Yine bakanlık tarafından hazırlanacak bir program çerçevesinde tüm okullarda aynı tema işlenebilir. Böylece, artık yok olmaya yüz tutan yurttaşlık bilinci de pekiştirilmiş olur. Bizden önermesi!..

<#comment>Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Ekonomik kriz pek çok kesimi olduğu gibi özel öğretim kurumlarını da derinden etkiledi. Eğer acil olarak önlem alınmazsa ya okullar batacak ya da veliler...
Gelecek öğretim yılı için kolejde öğrenim gören bir öğrencinin yıllık ortalama masrafı 10 milyarı buldu. Okul giderlerini dişinden tırnağından artırarak karşılamaya çalışan binlerce veli için yeni ücretler ölüm fermanı anlamı taşıyor.
Velilerin pek çoğu son birkaç yıldır sıfır ya da yüzde 10 zamla çalışıyor. İşsiz kalanların sayısı da hızla artıyor. Bu yüzden özel okullardan büyük öğrenci kaçışları olursa hiç şaşırmamak gerekir.
Özel okullarda zengin çocukları okuyor diye yanlış bir kanı var. Oysa tam tersi. Çoğu, maaşıyla geçinen, çalışan anne babaların çocukları. Tam gün eğitim yapan okul bulunmaması nedeniyle biraz da zorunluluktan çocuklarını koleje gönderiyorlar. En çok etkilenen de onlar...
Çocukları kolejden almanın yaratacağı psikolojik sarsıntı ise nedense hiç dikkate alınmıyor. Siz siz olun önümüzdeki 8 - 10 yılı finanse edecek ekonomik gücünüz yoksa hiç böyle bir macereya girmeyin. Koleje başlayıp yarım bırakmaktansa, hiç göndermemek daha doğru olur.

<#comment>Veysi Aykut, İÜ Biyoloji'nden mezun olduktan sonra hayalini kurduğu doktorluk için karşısına çıkan bir fırsatı değerlendirip 7 yıl önce İtalya'ya gitti.
1471'de kurulan ve şu anda Avrupa'nın saygın tıp fakültelerinden biri olan Cenova Tıp Fakültesi'ne kaydını yaptırmadan önce YÖK'e bir yazı yazarak söz konusu fakülteyi tanıyıp tanımadıklarını sordu. "Tanıyoruz" cevabını alınca kaydını yaptırıp 7 yıl süren ciddi bir eğitim aldı.
Memleket hasreti ağır basınca, arkadaşları gibi Avrupa'da kalma ya da Amerika'ya gitme yerine Türkiye'ye dönüp denklik için YÖK'e başvurdu. Ancak, anasından emdiği süt burnundan geldi. YÖK, denklik vermediği için Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde rahatlıkla doktorluk yapabilecekken, Türkiye'de müsaade edilmiyor. İlle de yeterlilik sınavına gireceksin diyor.
Yeterlilik sınavı, Balkan ülkeleri ve Türk cumhuriyetlerine gidip şip şak diploma alanlar için getirilmiş ve iyi de olmuştu. 530 yıldır eğitim yapan Cenova Tıp Fakültesi'ni aynı kefeye koymak, haksızlıkların en büyüğü. Aykut'un kızdığı da bu!..
YÖK, AB'nin tanıdığı bir diplomaya denklik vermeyerek ne yapmak istiyor? Uluslararası antlaşmalar ortada. AB'ye girdiğimizde,

<#comment>Geçen yıl başlayan ve 30 bin gencin katılımıyla gerçekleşen ulusal gençlik kampları projesi bu yıl da devam ediyor.
Gençlik ve spordan sorumlu Devlet Bakanlığı'nın organize ettiği gençlik kampları bu kez 44 ilde gerçekleşecek.
10'ar günlük 4 devre halinde düzenlenen kamplara, 18 / 24 yaş arası gençler katılabilecek.
On günlük kamp ücreti; konaklama, üç öğün yemek, çevre gezileri ve tüm kamp etkinlikleri dahil 15 milyon lira.
Son başvuru tarihi 15 Haziran. Kayıtlar, illerde bulunan Gençlik ve Spor Müdürlükleri'ne yapılabilecek.
Daha ayrıntılı bilgi www.genckamp.org adresinden veya 0312 417 11 24 nolu telefondan alınabilir.

<#comment>Kötü yönetildiği için Kızılay'a kızıp her türlü yardımı kestik. Maddi olanı bir yana kan bağışları iyice azalmış. Pireye kızıp yorgan yakmak diye buna denir. Yarın, en acil durumlarda kan gerektiğinde ne yapacağız? Para değil ki, Derviş'i dünya turuna çıkartıp el avuç açtıralım!..
6 / 12 Mayıs arası Kan Haftası. Gelin küskünlüğü bir yana bırakıp en azından Kızılay'a karşı koyduğumuz tavrı yeniden değerlendirelim.
Kan vermek sadece yurttaşlık değil, aynı zamanda bir insanlık görevidir. Onların da ötesinde bireysel sağlık açısından da çok önemli. Düzenli olarak kan vermek, kemik iliği yağlanmasını önlediğinden kandaki yağ oranını düşürüyor. Verilen kanın yerine anında vücutta genç hücreler dolaşıma katıldığı için bağışçı kendini daha genç hissediyor. Kalp krizi riskini yüzde 90 azaltıyor. Baş ağrısı, kaşıntı, yüksek tansiyon, alerji ve yorgunluğun doğal ilacı da yine kan bağışında bulunuyor...
Bütün bunların yanında yeni doğmuş bir bebeği, trafik kazası geçirmiş bir hastayı yeniden hayata döndürmenin onuru ise bambaşka. Peki kimler kan verebilir? Doktorlara göre 50 kilonun üzerinde, sağlıklı ve 18 / 65 yaş arasında olmak yeterli. Yine onların söylediğine

<#comment>Üniversiteye giden yol ÖSS'den geçiyor. Onu kazanmadan üniversiteli olmak mümkün değil. Peki ÖSS engelini aşıp üniversiteli olmak çok mu zor? Kağıt üzerindeki verilere bakılırsa, üniversite aslanın ağzında değil, midesinde. Onu oradan kapıp çıkarmaksa hiç de kolay değil...
ÖSS'ye 1.5 milyon aday girecek. Bunlardan 120 bin kadarı 4 yıllık fakülteleri, bir o kadarı da 2 yıllık yüksek okulları kazanacak.
Kazananların ne kadarı memnun o ayrı bir konu. İlk 5 tercihi, kazanıldığında mutlu olunacak fakülteler olarak dikkate alırsak, hayalini kurdukları üniversiteye girenlerin oranı 1.5 milyon aday içerisinde 30 bini geçmez...
Evet, kağıt üzerinde bakıldığında üniversiteli olmak, hele hele arzu edilen bir bölüme girmek gerçekten çok zor. Ama imkansız değil. Ne istediğinizi bilerek planlı, programlı çalışıp bir de iyi bir tercih yaptığınızda üniversiteye girmenin korkulduğu kadar zor olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz.
Yapılacak en iyi şey; ÖSS'de olabildiğince fazla soru yanıtlayıp, sınav sisteminin inceliklerinden de yararlanarak girilebilecek en iyi yere yerleşmektir. Bu çok mu zor? Aslında hiç de zor değil ama nedense adaylar okyanusu geçip derede

<#comment>Ülkemizin üç bir yanı denizlerle çevrili, topraklarının önemli bir bölümü de ormanlarla kaplı. Ama nedense, her ikisiyle de ilgilenen pek çıkmaz...
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, Ziraat Mektebi Ali adıyla 1857'de kurulmuş. O gün bugündür orman ve peyzaj mühendisi yetiştiriyor. Doğaya yönelik duyarlılıkları da bir hayli fazla. Dün başlayan Orman Fakülteleri Öğrenci Kongresi bu duyarlılıklarının bir parçası. Kendilerini bu işe öylesine gönülden kaptırmışlar ki, 2003'te de Uluslararası Orman Fakültesi Öğrencileri Kongresi'ne ev sahipliği yapacaklar...
Öğrenciler bu tür kongrelerde hem birbirlerini tanıma olanağı buluyor hem de mesleki sorunlarını tartışıyor. Daha da önemlisi dünyanın en önemli gündem maddelerinden birisi olmasına karşın, bizde hala ciddiye alınmayan doğa sevgisi ve çevre kirliliği konularında bıkmadan usanmadan kamuoyu oluşturuyorlar...
Öğrenciler tarafından verilen bu yılki çevre ödüllerini bilim dalında ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, sanat dalında doğa fotoğrafçısı Ali İhsan Gökçen, medya dalında TRT'de Gezelim Görelim programının yapımcısı Nuray Yılmaz, çevreci kuruluşlar dalında Koleksiyon Mobilya ve çevreci çocuk dalında

<#comment>Milliyet, her yıl olduğu gibi bu yılki sınav maratonunda da yine öğrencilerin yanı başında bulunacak ve hayalini kurdukları okulları kazanmaları konusunda en büyük destekçisi olacak.
Anadolu liseleri, kolejler, fen liseleri, üniversite ve açıköğretim fakültesi sınavlarına hazırlanan öğrenciler için bu kez inanılamayacak boyutlarda bir hizmet sunuyoruz.

ÖSS'ye hazırlananlar için işte süper fırsat: Türkiye'deki dershanelerin tamamına yakınının üyesi bulunduğu ÖZDEBİR'le anlaşarak tüm dershaneleri evinize getiriyoruz. Sınava kadar cumartesi, pazar ve pazartesi günleri Türkiye'nin en iyi dershanelerinin soru bankalarından özenle seçilmiş deneme sınavlarını sizler için yayımlayacağız. Hepsi birbirinden kaliteli, hepsi birbirinden farklı deneme sınavları, özellikle yeni soru arayışındaki tüm adayların arayıp da bulamadıkları bir hizmet olacak...
Ayrıca, adaylar gün boyunca hatta akşamları, her dersin uzman öğretmenleriyle telefonla, faksla, internetle bire bir kontakt kurarak içinden çıkamadıkları konularda bilgi alabilecekler.
Üniversiteye hazırlananlar için hazırladığımız destek paketi bu kadarla bitmeyecek. Aldıkları yüksek puanı en iyi nasıl