Muhasebe zamanı

30 Aralık 2020

2020, bırakın diğer alanları, eğitimde beklentilerimizi karşılayan bir yıl oldu mu?

Cevabı zor olduğu kadar bir o kadar kolay bir soru!

Peki, bu konuya hiç kafa yordunuz mu?

Cevabınız hayırsa, hâlâ zamanınız var, bu muhasebeyi yapmadan yılı sonlandırmayın deriz.

2020, nereden bakarsanız bakın dünya genelinde zor bir yıldı.

Her şeyi unuttuk sağlığımıza odaklandık. Onu da tam olarak henüz başaramadık.

Aşı sayesinde, 2020’yi tüm yaşattıklarıyla geride bırakıp, 2021’e çok daha umutlu giriyoruz.

Umarız dün dünde kalır, yeni yıl, herkes için sağlık, huzur, iş, aş ve en önemlisi de sağlık getirir.

Yazının Devamı

Üniversitelerde sınav sancısı ve pandemi sonrası eğitim?

29 Aralık 2020

İlk ve orta dereceli okullarda eğitim faaliyetleri durduruldu. Hafta sonları sokağa çıkmak yasak.

Yılbaşı nedeniyle dört gün evdeyiz. 4 Ocak’ta başlayacağı açıklanan MEB sınavları da ertelendi. Peki, aynı risk üniversiteler için söz konusu değil mi?..

Yeni YÖK, üniversite özerkliği konusunda, üniversiteleri cesaretlendirmeye çalışıyor. İyi de ediyor. Ama bazı konular var ki ortak hareket etmekte yarar var.

Örneğin pandemi sürecinde alınan kararlar keyfiyet içermemeli!

Bilim Kurulu ne diyorsa o olmalı.

YÖK de bu konudaki koordinasyonu sağlamalı.

Olası bir risk söz konusu olduğunda, “Bu bizim değil, kendilerinin kararı” diyerek sorumluluktan kurtulamaz!..

Veli ve öğrenciler haklı olarak soruyor:

Yazının Devamı

İşsizlik ve eğitimde 2021 beklentileri?

27 Aralık 2020

Pek çok kişi tarafından “uğursuz” ilan edilen 2020 bitmek üzere. 2021 beklentileri ise tahminlerin çok üzerinde. Hemen her alanda, telafi yılı olması bekleniyor.

Kim ne derse desin, günümüzün en önemli sorunların biri de işsizlik!

Özellikle de genç ve okumuşların işsizliği!

2020’de, pandemi nedeniyle evet şartlar çok zordu ama onlar da adeta unutuldular. 2021 gençler için umut yılı olmalı. Çünkü ne onların ne de ailelerinin dayanma gücü kaldı!..

Sağlık Bakanlığı’na 2021 için 16 bin sözleşmeli kadro verildi.

Yeterli mi? Kesinlikle hayır! Hele ki böylesi bir dönemde!

Peki ya öğretmenler? Beklemekten yoruldular.

Atama takvimi ve kadro sayısı bir an önce açıklanmalı, kadro dağılımı adil olmalı, 2019 mağdurları ve 2021’in eğitimde telafi yılı olacağı asla unutulmamalı!..

Yazının Devamı

Yılbaşı muamması?

27 Aralık 2020

Yılbaşına sayılı günler kaldı. 4 günlük sokağa çıkma yasağını tatile dönüştürmek isteyenler için sıkı kurallar getirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılbaşı gecesi partilere asla izin verilmeyeceğini vurgularken, tur şirketleri, “Sizin için tüm önlemleri aldık. Yılbaşına özel temassız yurtiçi tur fırsatları!” sloganlarıyla tur sunmaya devam ediyor.

Yılbaşı kutlamaları hepten yasak mı yoksa sınırlamalar mı var?

Bu konuda fırtınalar koparmak yerine açıklamaları doğru analiz etmek en doğru olanı.

Pandeminin tavan yaptığı şu günlerde, gerekçesi ne olursa olsun, Bilim Kurulu’nun açıkladığı önlemlere harfiyen uymak herkesin asli görevi olmalı. Her türlü önlemi alan ve kurallara uyanlara da saygı gösterilmeli.

Partilere izin yok!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yılbaşında yapılması düşünülen kalabalık partilere izin verilmeyeceğini ısrarla ve kesin bir dille ifade etti.

Erdoğan, “Otellerde olsun, villalarda olsun bu tür partilere müsaade etmemiz mümkün değil.

Yazının Devamı

Sınavlar ötelendi, yap-boza devam

26 Aralık 2020

Veli, öğrenci ve öğretmen olmak zordu ama böylesi bir dönemde sanki çok daha zor!

Gün geçmiyor ki yeni alınan bir karar çöpe atılıp, bir yenisi getirilmesin.

Okullar açık olsaydı, emin olun bu kadar yorucu ve riskli olmazdı.

Uzaktan, yüz yüze, hibrit, online derken öğrenciler eğitimden hepten soğudu!

Taşların tekrar yerli yerine oturması çok uzun zaman alacaktır!..

4 Ocak iptal!

MEB dün güne hızlı başladı. Sabahın erken saatlerinde aldığı kararlarla güne damgasını vurdu.

4 Ocak’ta başlayacak yüz yüze sınavlar iptal edildi, özel okullara devlet yardımı, kaldığı yerden devam edecek!

Yazının Devamı

Sınav fırtınası

25 Aralık 2020

Yapmış olmak için sınav yapılmamalı. Hele ki şu günlerde!

MEB, dört günlük sokağa çıkma yasağından hemen sonra, karne notu için ülke genelinde yüz yüze sınavlar yaparak büyük bir riske davetiye çıkartıyor.

Peki, bu konuyu her yönüyle yeterince düşündük mü, araştırdık mı?

Örneğin yaz aylarında yapılan LGS, YKS ve diğer sınavların pandemiye bir etkisi oldu mu? Bilim Kurulu bu konuda ne diyor?

Sınavlar ille de yapılacaksa, sokağa çıkmanın yasak olduğu günlerde yapılamaz mı?

Risk söz konusu olduğu için, dört gün sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra, yüz yüze sınav ne kadar doğru?..

Tam da ülkemizde vaka sayıları azalırken ve mutasyona uğramış yeni virüs dünyada kol gezerken, milyonlarca öğrenciyi sokağa dökmek ne kadar mantıklı?

Peki, uzaktan eğitime erişemeyen, sınava girmeyen ya da giremeyen öğrenciler ne olacak?..

Yazının Devamı

Eğitim, her şeyin altın anahtarı!

23 Aralık 2020

Dünya bilimine en fazla katkıda bulunan ülkeler, dünyanın en müreffeh ülkeleri.

Eğitim olmadan bilim, bilim olmadan da kalkınma olmuyor.

Eğitime, bilime, üretime dayalı topyekûn kalkınma olmadan da kuvvetler ayrımı olmuyor yani tam demokrasi gerçekleşmiyor.

İşte bu yüzden, Cumhuriyet’in ilk yıllarında olduğu gibi eğitimi en kılcal damarlarımıza kadar yaymalıyız. Kapalı olan köy okullarını ve yenilerini mutlaka açmalıyız.

Sonra da “Ülkemin her yeri benim vatanım ve ben oraya koşa koşa giderim” diyen öğretmenler yetiştirmeliyiz. Ama her şeyden önce, dünkü yazımızda da dikkat çektiğimiz gibi amaç ve hedeflerimizi belirlemeliyiz!..

“Zaten var” diyenler mutlaka çıkacaktır, peki o zaman nerede ve niye uyulmuyor?..

Köy okulları?

Köy okullarının ülkemizin kalkınmasında önemi büyüktür. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, şimdiki gibi kent ağırlıklı bir nüfus dağılımı yoktu. Çoğunluk köylerde yaşıyordu ve aydınlanma orada başladı. Yeni Türkiye’yi hemen her alanda onlar inşa etti.

Yazının Devamı

Eğitimde taşlar yerli yerine nasıl oturur?

22 Aralık 2020

Eğitim sistemimizde sıkıntı olduğu herkesin malumu.

Pandemi sürecinde sorunlar biraz daha su yüzüne çıktı, hepsi o.

Bu yüzden suçu hiç kimse koronaya yüklemesin, sorunları halının altına süpürmesin.

Yaşanan sıkıntılar ve yanlış gidişat, öyle 20-30 yılın eseri değil. En az yarım asırlık sorunlar.

Sadece giderek katmerleşti o kadar!..

Peki, çözüm için yola çıkan olmadı mı? Elbette oldu ama birinci öncelik hiçbir zaman eğitim olmadı. Kimi günü kurtarmaya kimi de arka bahçe yaratmaya çalıştı. Sonuçta gelinen nokta ise bütçeden en büyük pay eğitime ayrılmasına rağmen hâlâ bir hoşnutsuzluğun olması, oturup ciddi ciddi düşünmemiz gereken bir konu.

Bu kadar kaynak ayrıldığına göre eğitimin önemi ve samimiyet konusunda sorun yok ama uygulamada kangrene dönüşmüş sorunlar var ve ülke olarak acilen çözüm üretmemiz gerekiyor!..

Amaç ve hedef?

Yazının Devamı