Size bir soru:
Türk kahvaltısında meyve suyu olur mu, olmaz mı?
İyi düşünün. Çok önemli! Bir öğrencinin üniversiteye girip giremeyeceğini belirleyecek kadar önemli. Ona göre karar verin!..
Şimdi bu da nereden çıktı demeyin. Önce aşağıdaki mektubu birlikte okuyalım: "Adım Aslı. 17 yaşındayım. Turizm Otelcilik Anadolu Meslek Lisesi son sınıfta okuyorum. Lise 1 ve 2'nci sınıfta yaz aylarında 4.5 aylık staj dönemimiz var. Şu ana kadar derslerim son derece iyiydi. Not ortalamamı yüksek tutup üniversiteye girişte avantaj elde edeyim diye çok çalıştım. Bu seneye kadar not ortalamam 5 üzerinden 5'ti.
Bu yıl ki stajımı Ege'de büyük bir otelde yaptım. Eğlenceli tarafları oldu ama hayatımın en zor aylarıydı. Ailemden ilk kez ayrı kalıyordum. Az paraya elaman çalıştırmak istedikleri için hiç yaşa, kızına erkeğine bakmadan çok çalıştırıyorlardı. Bölümüm servisti ve hep ayaktaydım.
4.5 ay deli gibi çalıştıktan sonra nihayet staj bitti. Dönüşte her staj sonu yapılan sınava girdim. Bu stajla ilgili bir sınavdı. Ama hiçbir zaman stajda gördüklerimiz hakkında soru sorulmadı. Mönü nedir, brunc büfesi nedir gibi turizme yönelik sorular soruldu. Onlarda zaten eksiğim yoktu. Çünkü tüm sene çalıştım ve notum 5'ti. Bir soruda da Türk kahvaltı servisi soruldu. Meğerse meyve suyu bardağı olmayacakmış. Sırf ona yanlış cevap verdim diye staj notum 4 verildi. Oysa staj döneminde masaya her zaman meyve suyu bardağı da koyduk. Beni çok üzen 4 verilmesi değil. Staj notu 4 geldi diye not ortalamam 4.60'a düştü...
Belki size sıradan bir olay gibi gelecek ama bu benim için çok önemli. Okulumda ne Matematik, Türkçe, ne de Tarih, Coğrafya var. Bunlar olmadan sadece dershane ve özel dersle üniversiteyi kazanmayı planlıyorum. Bu yüzden orta öğretim başarı puanı benim için çok önemli. Tamam staj notum 4 geldi. Notumu düşürebilirler ama 5.00'ten 4.60'a değil. Böyle olmamalı. Ben o zaman bütün sene boşuna mı çalıştım. Stajda deliler gibi boşuna mı koşturdum...
Artık hiçbir şeye hevesim kalmadı. Hiç ders çalışmak istemiyorum. Sırf laf olsun diye hazırlanıyorum. Bir de her şeyi bizden beklerler. Siz kurtaracaksınız bu ülkeyi derler. Benim için ne yapıldı ki, ne isteniyor? Şu ana kadar görmek istemediğim, aklımın ucundan bile geçiremeyeceğim şeyler gördüm ben o staj süresince. O kadar çeşitli insanlar tanıdım ki hayat buymuş demek dedim.
Yazdıklarım büyük bir ihtimalle okunmayacak. Okunsa da cevap verilmeyecek diye düşünüyorum. Sadece şunu soruyorum: Ben ne yapmalıyım?
Cevap yazmasanız da bunları birine anlatabildiğim için çok mutluyum. Hoşçakalın..."
İşte size sıradan bir gerekçeyle bütün yaşamı altüst olan bir öğrenci. Pek çok şey gibi kahvaltılar da değişti. Evler bir yana restoran ve tatil köylerinin tamamına yakınında sabah servislerinde meyve suyu da var, meyve suyu bardağı da. Fakir zengin fark etmeksizin bu tadı arayan birçok insanın kahvaltısında da özellikle taze portakal suyu eksik olmuyor. Çocuklar da her çeşidine bayılıyor. Durum böyleyken, hayır Türk kültüründe, Türk kahvaltısında böyle bir şey yok diye ısrar etmenin ne alemi var...
Bir öğrencinin umutlarıyla böylesine oynanılır mı? Hadi oynandı, yok mu o okulun rehberlik hocası, psikoloğu, danışman öğretmenleri?..
Dün kurbağanın kan dolaşım sistemini çizemedi diye okuldan attığımız öğrenci ile bugün kahvaltı servisinde meyve suyu bardağı olmayacağını bilmeyen arasında ne fark var? Yıllar geçse de eğitimde değişen bir şey yok...