Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üniversiteye girmeyi kafaya koyanlar için bu yıl üniversiteli olmak hiç de zor olmayacak. Liseler mezun vermiyor, puan barajları düşüyor ve en önemlisi de kontenjanlar 110 bin arttı. Yarım milyonu aştı. İşte onun için yarın ÖSS’de “Ya kazanamazsam” diye sakın ha paniğe kapılmayın.
Herhangi bir deneme sınavına giriyormuş gibi girin, elinizden geleni yapın ve çıkın. Sonrası kendiliğinden gelecektir.
Şunlar da aklınızın bir köşesinde bulunsun:
* Türkiye’de artık çok iyi üniversiteler var. Gönül rahatlığıyla gidip okuyacağınız, mezun olduktan sonra da o diplomayla dünyanın dört bir yanında kolaylıkla iş bulabileceğiniz en az 20 üniversitemiz var. Bu yüzden üniversite tercihi değil, fakülte tercihi yapın. Hukukçu, doktor, öğretmen ya da mühendis olacaksınız alternatif çok. Ve size ufak bir sır, Anadolu’daki üniversitelerde öğrenci memnuniyeti büyük kentlere göre çok daha yüksek. 
-  Yarınki ÖSS’yi hayatınızın en önemli sınavı olarak kesinlikle görmeyin. Daha pek çok benzeri sınavlara gireceksiniz. Eğer elinizden geleni yaptıysanız kazanmamanız için hiçbir neden yok. Bu yıl olmazsa, gelecek yıl. Ama niye bu yıl olmasın.
-  Bugün ve yarın için söylenen basmakalıp reçetelere kulaklarınızı tıkayın. Her zaman ne yiyorsanız onu yiyin, her zaman kaçta yatıyorsanız o saatte yatın. Daha önceki denemeleri hangi sırada ve hangi tempoyla çözüyorsanız öyle hareket edin. Sizi sizden iyi kimse tanıyamaz, bu yüzden kendi yol haritanızı kendiniz çizin. İçinizden geldiği gibi davranın ve hiç bir şeyi şansa bırakmayın.
-  ÖSS bir başarı sınavı değil, sıralama sınavı. Dolayısıyla, fazladan yapacağınız her test size avantaj kazandıracaktır. Doğruları işaretlerken sakın kararsız kalmayın. Eminseniz cevaplayın, değilseniz boş bırakın. Doğrular kadar yanlışların da sıralamanızı önemli ölçüde değiştirdiğini sakın unutmayın.
-  Sınavdan sonra kendinizi rehavetin kollarına bırakın. Bugüne kadar elinizden geleni yaptınız. Artık dinlenme zamanı. Sınav sonrasındaki tüm değerlendirmeler geçen yılın verilerine göre yapılacak. Net sayıları gibi taban puanların da bir anlamı olmayacak. Çünkü kontenjan artışıyla birlikte, taban puanlar da önemli ölçüde değişecek. Bu yüzden sınav sonrasında kafanızı karıştırmaya hiç gerek yok.
-  Asıl zor süreç tercih aşamasında yaşanacak. Bu yüzden yarından itibaren ÖSS’yi unutun ama meslekleri ve üniversiteleri araştırmaya devam edin. Alan dışı tercihler yapacaksanız, ÖSS’de testleri ona göre seçin.
-  Laf olsun diye sınava girecekseniz, vazgeçin. Sizin hiç ciddiye almadığınız bu sınav, aynı okuldan mezun olduğunuz diğer öğrencilerin kaderini etkileyebilir. Yetenek sınavıyla alan bölümlere girenler de bu kadar puan bana yeter diye düşünmesin. Fazladan yapacakları her soru, arkadaşlarını ne kadar sevdiklerinin bir göstergesi olacak...
Özetin özeti: Yarın özgürlük gününüz, tadını çıkarın...

Rektörlük seçimleri
20’yi aşkın üniversitede rektörlük seçimi var. İçlerinde ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi, İTÜ, Atatürk, Uludağ gibi büyük üniversiteler de var. Pek çoğunda ikinci dönemini tamamlayan rektörler seçime katılmıyor. Bu yüzden, seçim süreci daha bir önem taşıyor.
Çankaya’nın bu konuda çok duyarlı olduğu, gelişmeleri yakından izlediği ve sandığı özellikle dikkate alacağı ifade ediliyor. Gül’ün, tercihini en çok oy alandan yana kullanacağı da ısrarla vurgulanıyor. Aksi olması halinde ben bana bu görüşmeyi aktaranı, o da Çankaya’yı arayıp ne olup bittiğini öğrenmeye çalışacak.
Evet, üniversiteler gibi, YÖK ve Çankaya da demokrasi sınavından geçiyor. Bugüne kadar söyledikleri ortada, şimdi de icraatlarını göreceğiz...
Özetin özeti: Rektörlüğün ballı bir koltuk olmadığını en iyi bilenlerdenim. Fedakârlık gerektiren bir iş. Yıpratıcı ve bir o kadar da zahmetli. Ama ona rağmen 13-15 aday çıkaran üniversiteler var. Bölünmüşlük bugüne kadar kime ne yarar getirdiyse! Keşke seçimler iki turlu olsaydı! Bir de hiç hak etmeyen aday ve rektörler var ki asıl şaşkınlığım onlara...