Eğitim konusunda keşke siyasiler de Cumhurbaşkanı Sezer kadar duyarlı olabilse.
Başbakan ve diğer koalisyon ortakları gibi muhalefet partilerinin de eğitim adına bugüne kadar ortaya koydukları tek proje yok.
Oysa eğitim Türkiye'nin öncelikli sorunlarından biri.
Çağdaş bir eğitim politikası oluşturmadan bir yere varmanın mümkün olmadığını Sezer önceki gün TBMM'nin açılışında öylesine güzel dile getirdi ki fazla söze gerek yok.
Peki bu kadarı yetiyor mu? Kesinlikle hayır.
Cumhurbaşkanı'nın altına imza atmayı bir saniye bile düşünmeyeceğimiz sözlerini birlikte okuyalım:
"Çağdaş ve evrensel ilkeleri benimsemiş bir toplum olarak, gelişmiş ve ileri ülkeler arasında yer almamızın ön koşulu, eğitimin kalitesini yükseltme ve yaygınlaştırmaktır.
Öğrencilerimizin yaratıcılıklarını ortaya çıkartacak ve ilgi alanlarını genişletecek, dogmalardan ve ezbercilikten uzak eğitim sistemi, bilim, teknoloji, kültür ve sanat yaşamına katkıda bulunabilecek kuşakların yetiştirilmesini sağlayacaktır.
Büyük kentlerde yaşayan çocuklarımızın eğitim görecekleri okullar konusunda daha çok seçenekler varken, Anadolu'daki çocuklarımızın okuyabilmek için çeşitli zorluklarla karşılaştıkları da yadsınamaz gerçeğimizdir. Eğitim eşitliğinin sağlanabilmesi ve eğitim kalitesinin yurdun her köşesinde aynı düzeye çıkarılabilmesi için ilk adım, öğretmenlik mesleğine hak ettiği saygınlığı kazandırmak ve öğretmenlerimizin eğitimine gereken özeni göstermek olmalıdır...
Yükseköğretim kurumlarımızda da eğitimin niteliğinin yükseltilmesi, ivedilik taşıyan bir sorun durumuna gelmiştir. Çünkü, Türkiye'nin çağdaş uygarlık savaşımındaki başarısı, üniversitelerimizin başarısına bağlıdır.
Üniversitelerimizin, pek çok yönden dünyanın ileri ve saygın yüksek öğretim kurumlarının gerisinde kalmış olduğu ve çözüm bekleyen birçok önemli sorunu bulunduğu bir gerçektir. Her şeyden önce nitelikli öğretim elamanı açığının giderilmesi, öğretim elamanlarına sağlanan olanakların iyileştirilmesi ve bu saygın mesleğin yeniden çekici duruma getirilmesi gerekmektedir. Yeni kuşakları yetiştirecek öğretim üyelerinin, Cumhuriyet'in ilkelerine bağlı, çağdaş gelişmeleri izleyen ve kendilerini sürekli geliştiren aydın kişiler olmalarına özen göstermelidir.
Öte yandan, eğitim kalitesinin yükseltilebilmesi için üniversitelerimizin donanım eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir. İyi planlamadan kurulan, yeterli binası, donanımı, öğretim elamanı bulunmayan yükseköğretim kurumları, toplumumuza yarardan çok zarar getirmektedir..."
Sezer'in eğitime yönelik son cümlesi çok ama çok önemli. Politikacıların seçim yatırımı olarak açtırdıkları gecekondu üniversiteler, toplumumuza yarardan çok zarar vermektedir. Ama bu sözler, dün Ankara'da ne kadar yankı buldu? O önemli. Milletvekilleri gibi sanki konukların çoğu da orada olmak için oradaydılar. Can kulağıyla dinlemediler bile...
Özetin özeti: Cumhurbaşkanı Sezer, eğitimin sorunlarını yakından biliyor ve açık yüreklilikle dile getiriyor. Ama o kadar. Oysa çok daha fazlasını yapabilir. Söylediklerinin gerçekleşmesi açısından bunu da kendisinden bekliyoruz. Yoksa umutlarımız hepten yok olup gidecek.