Atatürk, Atatürkçülüğü kendinden ileri gitmek olarak tanımlardı. Gençlerle her buluşmasında da, biz bugünün koşullarında bu kadarını yaptık, siz daha fazlasını yapın derdi...
Üniversitelerin ve özellikle de kadınların önünün açılması, Cumhuriyet’in en önemli kazanımlarından birisidir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni biz kurduk siz yaşatacaksınız derken de, özellikle kız öğrencilere vurgu yapmış ve onları, her planda daha ön saflara çıkartmıştı.
Ve bugün gelinen noktada, kadınlarımızın olağanüstü çabaları ve başarıları yadsınamaz!..
Önceki gün Marmaray‘ı gezerken bu realiteyi bir kez daha görmenin keyfini yaşadık.
Bakan Binali Yıldırım, projenin detaylarıyla ilgili olarak sadece iki uzmana mikrofon uzattı. İkisi de kadındı. Biri teknik diğeri de sanat danışmanıydı. Ortalıkta gezinen görevli mühendislerin çoğu da yine kadındı. Belli ki, bugün açılışı yapılacak “Asrın Projesi“ Marmaray’ın gerçekleşmesinde, cumhuriyetle birlikte en büyük kazanımlarını elde eden kadınlarımızın payı çok büyük.
Atatürk‘ün istediği de zaten bu değil miydi?..
Keşke kadınlarımızın giyimiyle, kuşamıyla, nereye nasıl girecekleriyle değil de yaptıklarıyla daha fazla ilgilenebilseydik!..
Proje sorumlularından Dr. Mühendis Zeynep Buket, her türlü teknik soruya verecek bilgi ve donanıma sahipti. Bakan Yıldırım, kendisi de hem de yurtdışı mastırlı bir mühendis olmasına rağmen, ben sıradan bir mühendisim, asıl mühendis o diyerek Zeynep Hanım’a mikrofon uzatırken, ekibe duyduğu güvene vurgu yapıyordu...
Marmaray‘ın Yenikapı İstasyonu, adeta bir sanat galerisi ve müze gibi. En çok sorulan soru, bu konsepti kimin yarattığıydı. İlk akla gelen Kültür Bakanlığı oldu. Ama onların ne parası ne de vizyonu ve hızı yetersiz kalır yönünde söylemler olunca Bakan Yıldırım bu kez yine adı Zeynep olan bir başka kadını sunum ve soruları cevaplaması için sahneye davet etti.
İstanbul Arkeoloji Müdürü Zeynep Kızıltan da yine cumhuriyetin kazanımlarıyla zirveye ulaşan kadınlarımızdan birisi olarak yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.Bu yöndeki övgü dolu sözler arttıkça da detaylara girdi...
Marmaray’ın gecikmesine gerekçe olarak hep arkeolojik kazılar gösterildi. Hatta zaman zaman sert tartışmalar yaşandı. Projeyi yürütenler arkeologlara, onlar da iktidara yüklendi. Ama sonuçta her iki taraf için de mutlu sona ulaşıldı gibi bir tablo görünüyor.
Çünkü Marmaray Projesi olmasaydı 31 binden fazla tarihi eser toprak altında kalmaya devam edecek, İstanbul’un geçmişine yolculuk bu kadar kapsamlı olmayacaktı.
Ve eğer sanatseverler seslerini bu kadar yükseltmeseydi ve bu gecikme yaşanmasaydı, Yenikapı
Özetin özeti: Bayramınız kutlu ve daim olsun!..