Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şu günlerde, eğitimle uzaktan yakından ilgisi olan hiç kimseye, siz siz olun sakın eğitime yönelik sorular sormayın!
Örneğin çocukların kayıtları tamamlandı mı sorusunu kesinlikle sormayın! Burunlarından soluyorlar. Özellikle de SBS velileri.
Bu konunun ısrarla üzerine gidiyoruz. Çünkü bir değil, bin defa haklılar.
Bir yanda kapı önünde bekleyen yüz binlerce öğrenci, öte yanda boş kalan kontenjanlar.
Böyle hak, hukuk, adalet olmaz. Olmamalı da...
Hele hele, bugüne kadar böyle gelmiş, böyle gider deme lüksüne hiç kimse sahip olmamalı...
Ve zaman giderek daralıyor. Okullar açıldı, açılacak. Yani ne yapılacaksa bir an önce yapılmalı!..
Velilerin bu konudaki haykırışları da artarak devam ediyor. İşte onlardan bazıları. Birkaçı direk Bakan’a, Başbakan’a yazılmış!..

Haksızlık yaratmıyor mu?
“Sayın Bakan,
Ortaöğretimi bitiren kızım SBS’de asıl istediği anadolu lisesi için yedekde bekliyor. Ama bakanlığınız anlamakta zorluk çektiğim şekilde yedek kayıtları durdurdu. Buna karşın, özel liseler kayıtlarına ve boş kontenjanlarını doldurmaya devam ediyor.
Kızımın istediği Sabancı Anadolu Lisesi’nde 170 kişilik kontenjanın 44’ü boş. Bu açık, dün 42 idi. Başlangıçta da 25’ti. Şu na ise 44.
Yani dolması gerekirken boş kontenjan arttı...
Tüm liseleri anadolu lisesi yaptınız.
Gazetelerin yazdığına göre yüz binlerce öğrenci kayıt yaptıracağı lise bulamıyor.
Özel yabancı okullara kayıt yaptıranların anadolu lisesindeki kaydı neden otomatik düşmüyor?
Neden iki okulda birden kayıtlı kalmasına izin verilmiş olunuyor?..”

Kriterler değişti
“Bizler özel sağlık meslek lisesi açan kurucularız. 2013 yılı şubat ayında binamızı, okula hazırlamak için kolları sıvadık ve mevcut yönetmelik hükümlerine göre okulumuzu düzenledik. Kontrollerden sonra temmuz ayında çalışma iznimizi, ruhsatımızı alarak kontenjanımızı MEB tanımladı. Aradan 20 gün geçti, MEB 2 Ağustos’ta bir yönetmelik değişikliği yaparak okul açmayı bazı kriterlere bağladı ve 2 geçici madde ile mevcut ruhsatlı okulları da kapsam içine alarak bazı maddeleri de bizden istedi, bunları yapmadan da öğrenci kayıtı yapamazsınız dedi. Fakat biz ruhsatı alınca öğrenci ön kaydı aldık ve MEB tarafından verilen kontenjanın çoğunluğunu tamamladık. Şimdi bir kaos yaşanıyor ve e-okulumuzu kapalı tutuyorlar. Yönetmeliği geri işleterek bizleri mağdur ettiler, ayrıca öğrenci kayıtlarımız tıkandı, velilere izah edemiyoruz. Biz ruhsatlı okullar olarak şimdi ne yapacağız?..”

Yedekler kıvranıyor
“Biz yedekte bekleyenler resmen kıvranıyoruz. Kontenjanlar açık olmasına rağmen yedek sırasında takvimden de anlaşılacağı üzere ilerleme olmuyor. Maalesef ne okul yönetimlerinden ne ilçe milli eğitim müdürlüklerinden sağlıklı bilgi alamamaktayız. Sizden ricam bu konuda bir bilginiz mevcutsa köşenizden paylaşmanız...”
Hakkımı helal etmem
“Velisi olduğum öğrenci, okulda 5 kontenjan olmasına 4. yedekte bulunmasına rağmen ek yerleştirme açılmadığı için geçen yıl her ay 250 TL servis parası vermek durumunda kaldım.
0.334 puan farkı ile her gün 8 ay boyunca 10 km İstanbul trafiğinde okula gidip gelmek zorunda bırakıldı.
Onun içindir ki bu sene açılmasın. Açılırsa MEB’e hakkımı helal etmeyeceğim...”

Lozan deliniyor!
“MEB’in yargıyı aldatması yazısından esinlenerek yazıyorum.
MEB, esas olarak Türkiye’yi aldatıyor. Ekteki iki sayfalık yazımda da ayrıntısıyla göreceğiniz gibi, Süryanileri Lozan Mad. 40 ve 41’deki “kendi dilinde her dereceli okul açma” hakkından yararlandırmamak için, kurucu antlaşmamız Lozan’ı inkar ediyor. Hem kendi vatandaşını mağdur ediyor, hem ülkeyi uluslararası planda rezil.
Yine yazıdan göreceğiniz gibi, idari yargı Cumhuriyet tarihinde ilk defa Süryanilerin bu hakkını tanıdı, nasıl olduysa. Şimdi MEB bunu Danıştay’a temyiz edecek-en azından edebilir-. 31 Ağustos’a kadar vakti var.
Lütfen MEB’in temyize gitmesine karşı çıkın. Lozan’ın ihlali hiç olmazsa temyize gitmeyerek önlensin. İktidar hem gayrimüslimlere benim yaptığım iyiliği kimse yapmadı diyor (ki bu anlamda doğrudur), hem de gayrimüslimler lehine çıkan mahkeme kararlarını temyiz ediyor. Mor Gabriel olayında da, Midyat mahkemesinde kaybettiğini Yargıtay’da kazanmış, 1.700 yıllık topraklara el koymuştu. Bu ikinci olabilir. Takdirlerinize sunarım...”
Özetin özeti: Deneme yanılma yöntemi ile öğrenme, binlerce yıl öncesinde kaldı. Ama biz hala vazgeçmedik. Özellikle de MEB!