Milyonlarca genç, üniversite diplomasının peşinde koşturuyor. Çünkü o olmadan iş bulamam kaygısı taşıyor. Ama artık o da yetmiyor. Bu yüzden yüz binlerce genç mastır, MBA ya da yurtdışından bir diploma edinmenin peşinde. Sanıyor ki, yabancı bir diploma ve yüksek lisans hemen her kapıyı açıyor...
Ama özellikle son ekonomik krizden sonra tüm değerler altüst oldu. İşverenler artık ne diplomanızın derecesine ne de nereden alındığına bakıyor. Devlet gibi özel sektör de neredeyse tüm kapılarını eğitimlilerin, özellikle iyi eğitimlilerin yüzüne kapatmış durumda...
Peki onca genç boşuna mı eğitim görüyor? Anne babalar onca masrafı boşuna mı yapıyor?..
İyi bir eğitimin faturası artık çok ağır. Kolejlere, üniversiteye, dershaneye, yurtdışına büyük servetler harcanıyor. Ama ne getireceği tartışmalı. İşte bu belirsizlik yüzünden okula harcayacağım parayı, sermaye yaparım diye düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Eğitim harcamalarında kısıntıya gidilmesi özel okulları bugün olduğundan çok daha fazla etkileyeceğe benziyor. Verdiği paranın karşılığını alamadığını düşünenlerin karar ibresi devlet okullarına kaymak üzere...
Bazı özel üniversiteler adeta parayla MBA ve yüksek lisans diploması satıyor. Kolayca giriliyor. Ama alındığında getirisi ne işte o tartışılır. İşin garibi ne YÖK ne de başka kurumlar, gençlere boşuna para harcıyorsunuz uyarısında bulunmuyor...
Aynı şekilde devlet üniversitelerinde mastıra yönelenlerin kaybettikleri 2, 3 yılın kendilerine çok fazla bir getirisi olmadığı konusunda da uyarıcı niteliğinde tek söz söyleyen yok.
En pahalı yanılgı ise yurtdışı serüvenlerinde yaşanıyor. On binlerce dolar ve en az 5, 6 yıl harcanarak alınan diplomalar, YÖK'ün denklik engelini geçemediği için bir işe yaramıyor.
Devlet kayıtlarına göre, yurtdışında 60 ile 80 bin arasında gencimiz öğrenim görüyor. Ama bunlardan ne kadarının aldığı eğitim ve getireceği diploma YÖK tarafından kabul edilir? İşte o tartışılır. KKTC ve Türk cumhuriyetlerinde yoğun sıkıntı yaşanmaya başlandı. ABD ve Avrupa için de aynı durum söz konusu.
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı haklı olarak diyor ki, ABD'de 3 bin 300 civarında yükseköğrenim kurumu var. Ama bunlardan ancak 300'ü denklik alabilir. Ya diğerlerinde okuyanlar? İşte onları tam bir macera bekliyor!..
Çakmakçı'nın bu konudaki uyarısı çok önemli. Denklik mağdurlarının sayısı şu anda az ama yüz binleri bulduğunda ne olacak? TBMM'den çıkarılacak bir yasayla hepsi kabul edilebilir. İşte siz o zaman kargaşayı görün diyor. Çok önemli bir uyarı!..
Gençlerini ve eğitime ayrılan kısıtlı kaynaklarını böylesine hovardaca harcayan ikinci bir ülke herhalde zor bulunur. Oysa YÖK'ün asli görevi, bu yanlış gidişe dur demekti. Ama onlar tam aksini yaptılar...
Özetin özeti: Üniversite diploması artık yetersiz kalıyorsa, üniversiteyi bitirenlerin yarıdan fazlası öğrenim gördüğü alandan farklı bir alanda çalışıyorsa, harcanan onca emek, zaman ve paranın ileride denklik barajına toslayacağı şimdiden biliniyorsa, neden hala bu konuda ciddi bir şeyler yapılmıyor?..